Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/24631
Karar No: 2014/27215

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/24631 Esas 2014/27215 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, kendisine bağlanan ölüm aylığının kesilmesi ve Kuruma borçlu olmadığının tespiti ile aylığın kesilme tarihi itibariyle yeniden bağlanmasını ve ödenmesini istemiştir. Davacının ölen babası üzerinden bağlanan aylık, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilerek kesilmiş ve yanlış ödemeler yapılmıştır. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ise bu yanlış ödemelerin geri alınması gerektiğini söyleyerek davanın reddedilmesini istemiştir. Mahkeme, davacının lehine karar vermiş ancak davalı Kurum'un temyizi üzerine Yargıtay daha önce açıklanan geçici maddelerin dikkate alınması gerektiğini belirterek bozmuştur. Buna göre, 5510 sayılı Kanun hükümleri gereği ölüm aylığı bağlanabilmesi için, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşama olgusunun saptanması gerekmektedir. Ancak, 5510 sayılı Kanuna göre hakkın kazanıldığı durumlarda, Kanunun yürürlüğü öncesindeki sosyal güvenlik kanunları hükümleri uygulanmak suretiyle hak sahiplerine bağlanan gelirin/aylığın, durum değişikliği sebebine bağlı olarak kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, yine anılan kanun hükümlerinin esas alınması gerekmektedir. Dürüstlük kuralı çerçevesinde çözüme gidilerek kötüye kullanımın önlenmesi gerekmektedir. Kanunda belirtilen geçici maddelerin uygulama yeri bulunmamaktadır ve önceki maaşların değil, yapılan ödemelerin talep edilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 56. maddesi, Geçici 1. ve 4. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi.
10. Hukuk Dairesi         2014/24631 E.  ,  2014/27215 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Ankara 8. İş Mahkemesi
    Tarihi : 17.04.2014
    No : 2013/2096-2014/794

    Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı işleminin iptali ile Kuruma borçlu olmadığının tespiti ve aylığın kesilme tarihi itibariyle yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti, kurumda birikmiş maaşı var ise yasal faiziyle ödenmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilâmında davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Eşinden boşanan davacıya, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca 19.10.2008 tarihi itibarıyla kesilerek, 19.10.2008–18.02.2013 döneminde 19.636,05 TL yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı niteliğinde olan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci (son) fıkrasında, “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiş olup, 5510 sayılı Kanun, önceki sosyal güvenlik yasalarını birleştiren temel yasa niteliğinde olduğundan, gerek değiştirilen veya yürürlükten kaldırılan, gerekse geçici ve geçiş hükümlerinin yer aldığı maddelerle birlikte ele alınıp değerlendirmeye tabi tutulması gerekmekte, bu yönden bakıldığında Kanunun “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri” başlığını taşıyan geçici 1. ve “5434 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri” başlıklı geçici 4. maddesinin irdelenmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Anılan geçici maddelerle kanun koyucu tarafından, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğü öncesindeki sosyal güvenlik kanunları hükümleri uygulanmak suretiyle hak sahiplerine bağlanan gelirin/aylığın, durum değişikliği sebebine bağlı olarak kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, yine anılan kanun hükümlerinin esas alınması gerektiğinin benimsendiği anlaşılmaktadır. Söz konusu kanunlarda, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusu, gelirin/aylığın bağlanması engeli veya kesilmesi nedeni olarak öngörülmediğinden, 56. maddenin zaman bakımından uygulanmasında kuşku ve duraksamaya düşülmesi olasılığı bulunmaktadır. Bu durumda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmünü içeren ve “Dürüst davranma” başlığını taşıyan 2. maddesinde yer alan dürüstlük (objektif iyi niyet) kuralı çerçevesinde çözüme gidilmeli, evrensel hukuk ilkeleri arasında yer alan “hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” ilkesi sosyal güvenlik hukuku alanında da göz önünde bulundurulmalıdır. Bu bakımdan, 56. madde açısından 01.10.2008 tarihinden önce hakkın kazanıldığı durumlarda, söz konusu yasal düzenleme öncesinde ilgililer her ne şekilde/amaçla/saikle boşanmış olurlarsa olsunlar, başka bir anlatımla eşlerin boşanma iradeleri gerçek/samimi olsun veya olmasın, eylemli birlikteliklerini 5510 sayılı Kanunla getirilen yeni düzenleme sonrasında da sürdürdüklerinin veya söz konusu düzenlemeden itibaren anılan tür ve nitelikte bir beraberliğe başladıklarının kanıtlanması durumunda, başka bir anlatımla eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun saptandığı durumlarda, anılan 2. madde kapsamında hakkın kötüye kullanımının varlığı kabul edilerek ilgililere gelir/aylık tahsisi yapılmaması, bağlanan gelirin/aylığın da kesilmesi gerekmektedir. Kuşkusuz, hak sahibine, eylemli birlikteliğin sona erdiği tarihten itibaren, diğer koşulların da varlığı durumunda gelir/aylık bağlanabileceği kabul edilmelidir.
    Nitekim aynı konuda verilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 26/06/2013 günlü 2013/10-27 Esas; 2013/878 sayılı kararında da aynı hususlar vurgulanmış ve “...davalıya yetim aylığının 5510 sayılı Kanunun 56/son maddesi ile yapılan değişiklikten önce bağlanmış olması sonuca etkili olmayıp, 5510 sayılı Kanun’un Geçici 1 ve 4. maddelerinin somut uyuşmazlıkta uygulama yeri bulunmamaktadır. Kaldı ki, somut olay itibariyle de davalı Kurum önceki maaşları değil, 19.10.2008-18.02.2013 tarihleri arasında yapılan ödemeleri talep etmektedir...” denilmiştir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmak suretiyle, davanın esas yönünden incelemesine geçilerek, tüm kanıtlar toplandıktan sonra tarafların 19.10.2008-18.02.2013 tarihleri arasında birlikte yaşayıp yaşamadığına dair yapılacak irdelemeyle elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi