3. Hukuk Dairesi 2019/17 E. , 2019/7709 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... ile davalı ... aralarındaki alacak davasına dair İstanbul 22.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18/02/2014 tarihli ve 2013/10 E.-2014/63 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 15.10.2018 tarihli ve 2018/5915 E-2018/10015 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkili kurum tarafından yapım ve yayın elamanı olarak davalı ... çeşitli ülkelere gitmek üzere geçici görev verildiğini ve görevi sırasındaki çeşitli harcamalar yanında büro kiralanması amacıyla iş avansı verildiğini, davalının usul ve esaslara aykırı olarak verilen avansı büro kirası olarak harcandığının beyan edildiğini; belgenin konaklama belgesi niteliğinde olup, büro kirası niteliğinde kabul edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek; fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydı ile 26.682.54 Euro, 2.244.10 İngiliz Sterlini ve 5.444.21 Amerikan doları kurum alacağının fiili tahsil tarihindeki Türk lirası karşılığının, davalıya yapılan avans ödemesi tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi mevduat hesabına ödenen en yüksek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; hakkında açılan davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, öncelikle yasal iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini; ayrıca, tarafına büro kiralanması için avans verilmesi hususunda yönetmelik, genelge usul ve esaslara bir aykırılık varsa bile sorumluluğun kendisine ait olmadığını, konakladıkları otellerde büro olarak kullanılmak üzere oda kiralamak durumunda kalındığını, otellerde büro kirası adı altında belge verilemeyeceğini, belgelerin konaklama belgesi olmasının normal olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının sebepsiz zenginleşmeyi öğrendiği tarih 10/06/2011 tarihi olup, dava tarihi itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu gerekçesi ile zaman aşımı definin kabulüne, zamanaşımı nedeni ile davanın reddine dair verilen hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 15/10/2018 tarihli, 2018/5915 Esas, 2018/10015 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili, süresi içinde kararın düzeltilmesini istemiştir.
Uyuşmazlık, dava konusu ödemede zamanaşımın başlangıcının hangi tarih olduğu, buradan varılacak sonuca göre de davalı tarafa yapılan ödemenin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
6098 sayılı TBK"nın m.77/1"e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK"nın m. 79 ve 80"de "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir.
Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.
Yine aynı Kanun"un 82 inci maddesinin birinci fıkrasına göre; sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
İki yıllık zamanaşımı süresi, hak sahibinin, mal varlığındaki eksilmeye yol açan işlemi ve sebepsiz zenginleşeni tam olarak öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Ondan önceki noksan bilgiler ve tahminler bu sürenin başlangıcına esas olamaz.
Zamanaşımı, maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i ve savunma aracı olup, yazılı yargılama usulüne tabi davalarda cevap süresi içerisinde ileri sürülmelidir. Davalı tarafından süresinde zamanaşımı itirazında bulunulmuş olup, bu hususta uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Sebepsiz zenginleşme hukuksal temeline dayalı bu tür davalarda öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı ise kamu kurum ve kuruluşları açısından, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.09.1987 gün ve 1987/9-68 Esas, 1987/618 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı gibi, o kurum ve kuruluşların dava açma konusunda yetkili kılınan kişi veya organlarının verdiğini geri almaya (istirdada) hakkı olduğunu öğrendiği tarihtir.
Somut olayda; davacı kurum tarafından davalı ..." nun yapım ve yayın elemanı olarak görevlendirmesi sırasında verilen avanslardan büro kirası olarak kullanılan kısımların 12/03/2004 tarihli genelge uyarınca büro kirası olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığından bahisle davalıdan istirdatı için eldeki dava açılmıştır. Mahkemece, davacının sebepsiz zenginleşmeyi öğrendiği tarihin 10/06/2011 tarihi olduğundan bahisle, dava tarihi itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş ise de; dava açmaya yetkili kişi ya da organının öğrenme tarihi, kurum alacağının davacıdan dava açılmak suretiyle tahsili için Genel Müdürlüğün olur verdiği tarih olup 12/07/2011 tarihinden dava tarihine kadar geçen sürede, zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu nedenle, davanın esasına girilip, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: HUMK"nun 440. Maddesi gereğince davacı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 15/10/2018 tarihli 2018/5915 Esas, 2018/10015 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile davacı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde mahallinde karar düzeltme isteyene iadesine, 09/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.