11. Hukuk Dairesi 2017/5157 E. , 2019/4545 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 21/09/2017 tarih ve 2015/735-2017/648 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 18.06.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekilleri Av..., Av. ... ve Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı bankadan kredi kullanan müvekkili ile davalının aralarındaki kredi ilişkisinin tasfiye edilmesine ilişkin 08/12/2009 tarihli protokol başlıklı sözleşme düzenlediklerini, buna göre müvekkili adına kayıtlı üzerine inşaatın sürmekte olduğu tapunun davalının yaptırdığı 05/08/1999 tarihli ekspertiz raporuna göre 26.700,000.000.000 TL kıymetindeki taşınmazın 2 yıl süreli vefa hakkı ile yükümlü ve tapuda satış bedeli 4.025.000.000.000 TL gösterilmek suretiyle davalıya devir ve temlik edileceğini, buna karşılık bankanın da ana para, doğmuş ve doğacak inşaat harcamaları için ödenecek paraların mürekkep faizleri dahil toplam 32.000.000 USD kredi kullandıracağını, kredinin mürekkep faizleri dahil 5.000.000 USD"lik kısmının taşınmaz üzerindeki inşaat yüklenicisi İnco A.Ş."nin hakedişlerinin banka tarafından ödenmesi suretiyle kullandırılmasını ve vefa hakkının süresi içinde kullanılmaması halinde müvekkiline ödenmeyip kredilerin nakdi teminatı olarak bloke hesapta tutulan vefa hakkı bedeli 4.025.000.000.000 TL"nin kredi borçlarından mahsup edileceğini hüküm altına alındığını, vefa hakkının süresinin 10/12/2001 tarihinde 1 yıl uzatıldığını ve bu süre içinde vefa hakkının kullanılmaması üzerine taşınmazın üzerindeki vefa hakkı şerhinin 25/12/2002 tarihinde terkin edildiğini, davalının 500.000 USD kredi kullandırdığı iddiası ile iflas yolu ile takipte bulunarak İstanbul 9 Asliye Ticaret Mahkemesi"nde iflas talepli dava açtığını, yargılama sırasında bu dosyadan alınan bilirkişi raporunda Tatko"ya ödenmeyen bloke edilen satış bedeli 4.025.000.000.000 TL karşılığı 7.798.635 USD ile İnco"ya yapılan 2.310.735 USD ve banka kaynaklı 3.349.754 USD olmak üzere toplam 13.459.124-USD"nin bankanın kullandığı krediden tenzil edilmesi gerektiğinin belirlendiğini, mahkemece bankanın bir alacağı bulunmadığından davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek, şimdilik 50.000 USD"nin dava tarihinden itibaren ticari döviz kredilerine uyguladıkları faiz haddi üzerinden tahsiline, birleşen (İstanbul 15 Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/663 E.) davada da, davacı vekili 13.409.000-USD"nin dava tarihinden itibaren temerrüt faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Kadıköy Mahkemeleri"nin yetkili olduğunu, İstanbul 9 Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen kararın kesin hüküm niteliği taşımadığını, taraflar arasında genel kredi sözleşmesine dayanan kredi ilişkisinin bulunduğunu, 17/11/1999 tarih 8.500.000-USD tutarlı, 31/12/1998 tarih 200.000.000.000 TL tutarlı 31/05/1999 tarih, 5.000.000-CHF tutarlı ve 32.000.000 USD tutarlı genel kredi sözleşmeleri imzalandığını ve kredi kullandırıldığını taraflar arasındaki ilişkinin kredi ilişkisi olduğunu, İstanbul 6 Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2003/1132 E sayılı dosyası ile hüküm altına alındığını, taraflar arasında imzalanan 8/12/1999 tarihli protokolün hükümlerinin müvekkili banka tarafından eksiksiz ifa edildiğini, protokolün 3. maddesinde davacı şirkete kullandırılacak kredinin üst limitinin 32.000.000 USD olarak belirtildiğini, bunun ana para ve doğmuş, doğacak faiz ve inşaat harcamaları için ödenecek para ve doğacak mürekkep faizleri dahil sınırlandığını, protokolde kullandırılacak toplam kredinin 32.000.000-USD olup, vefa hakkı bedeli 4.025.000.000.000 TL"nin bu tutardan mahsup edileceğinin belirlendiğini, banka tarafından bu limitin üzerinde kredi kullandırıldığını, vefa hakkının 2 yıl içinde kullanılmaması durumunda teminatın kredi borçlarına mahsup edileceğinin düzenlenmesine karşı, Totko"ya iade edilmesinin düzenlenmediğini, davacı şirketin T.T.K."nın 20/3 maddesi gereğince basiretli ve tedbirli tacir olduğunu savunarak, davanın yetki, zamanaşımı ve esas yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında aktedilmiş protokole göre bankanın kullandıracağı kredi limitinin 32.000.000 USD, protokol kapsamında kullandırılan faizli kredi tutarının 37.719.034,20 USD olduğu, 5.000.000 USD’ne kadar dava dışı inşaat şirketi İNCO"ya yapılacak inşaat karşılığında ödeme yapılacağı, Tatko"nun taşınmaza ilişkin geri alım hakkını kullanması 4 milyar 25 milyon TL vefa bedelini ve İNCO"ya ödenen inşaat bedelini ve yine bankanın kullandırmış olduğu kredi ve faizlerini geri ödemesi şartına bağlandığı, iki yıl içinde vefa hakkının kullanılmaması halinde 4 milyar 25 milyon TL vefa bedelinin kredi borcundan mahsup edileceğinin protokolün 6. maddesinde hükme bağlandığı, protokol başlıklı sözleşmede vefa hakkının kullanılmaması halinde İNCO"ya ödenen inşaat bedelinin krediden mahsup edileceğine dair düzenleme bulunmadığı, taşınmaz üzerinde yapılan ve taşınmazın bütünleyici parçası olarak mülkiyet hakkına dahil olan bu inşaatın bedelinin de İNCO"ya banka tarafından krediden ayrı olarak ödeneceği ancak kredinin belirlenmiş en fazla miktarına dahil olduğunun sözleşmede kararlaştırıldığı, protokole göre İNCO"ya ödenmiş olan miktarın da kredi borcunun bir parçası olduğu saptandığından, davacının davalıdan taraflar arasındaki kredi ilişkisi nedeniyle düzenlenen 08/12/1999 tarihli protokol kapsamında alacağı bulunmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davacıdan alınarak, asıl ve birleşen davada davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 18/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.