11. Hukuk Dairesi 2018/2814 E. , 2019/4548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14/07/2017 tarih ve 2016/8 E. - 2017/439 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 16/04/2018 tarih ve 2017/1956-2018/579 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin kardeşi olan davalı ... ile ortak oldukları davalı limited şirket ortaklığından çıkma konusunda 375.000,00 TL (208.000-Euro) karşılığında anlaştıklarını, Antalya 15. Noterliği’nin 26/03/2013 tarih ve 8246 yevmiye sayılı Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi (ortak içi) ve “Limited Şirket Hisse Devir Temel Sözleşmesi” ni kendi aralarında düzenlediklerini, müvekkilinin şirket ortaklığının devri karşılığı olarak bir araç ve alacağı paraya karşılık 4 ayrı bonoyu davalı ...’den aldığını, davalı ..."nin borcu ödeyemeyeceğini belirtmesi üzerine senetlerin davalı aleyhine Antalya 1.İcra Müdürlüğü’nün 2014/12966 Esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, buna karşılık davalınında Antalya 4.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1317 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, söz konusu icra takibine konu olan müvekkilinin alacaklı olduğu senetleri ödendiğini iddia ederek iki adet belge sunduğunu, bu belgelerde “senetleri teslim aldım.Her iki senet bedelini 26/07/2013 tarihinde elden aldım.Alacağım kalmamıştır” şeklinde yazılı ve sağ yan tarafında müvekkiline ait olduğu iddia edilen imza atıldığını, bu yazı ve imzanın müvekkiline ait olmadığını, senet altındaki fotokopilerin altındaki yazının bir bütün olarak incelendiğinde yazının hayatın olağan akışına ve ticari hayat ilkelerine aykırı olduğunun anlaşılacağını ileri sürerek 318.000,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen icra takip tarihi olan 02/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, Antalya 1. İcra Müd. 2014/12966 E. sayılı dosyasına konu 01/04/2013 keşide tarihli bonolardan 23.100 Euro bedelli 25.07.2013 vade tarihli, 43.100 Euro bedelli 26.08.2013 tarihli, 22.177 Euro bedelli 25.11.2013 tarihli ve 25.12.2013 vade tarihli 50.000 Euro bedelli bonoların davalı tarafça ödendiğini, davanın ödeme nedeniyle yersiz olduğunu, bu hususta Antalya 4. İcra Hukuk Mah. 2014/1317 E. Sayılı dosyası ile Antalya 1. İcra Müd. 2014/12966E. sayılı takibine itiraz edildiğini, imza örneklerinin tetkik edilmesi için dava süresince iki defa adli tıptan rapor alındığını ve raporlarda da imzanın davacıya ait olduğu kanaatine varıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsam, alınan bilirkişi kurulu raporuna göre, tersim biçim ve yönleri, "Z" harfinin başlangıç hareketindeki karakteristik eliptik yapı, imzalardaki yatay hareketlerin belirgin - baskın vurgusu, yine "Z" harfinin bitiminde, alt uçta, yukarı doğru gelişen çengel hareketi, imza bitimindeki nokta koyma alışkanlığı, imzalarda dikey hareketlerde azalan kalem basıncı, imza başlangıç ve bitiş bölümlerinde meydana gelen mürekkep birikmeleri, serilik, imza komposizyonu, imza büyüklüğü ve yazım açıları göz önüne alındığında, A4 kağıt üzerinde yapılan anlaşmadaki imzaların kuvvetle ihtimal ..."a ait el ürünü olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya içerisinde bulunan Antalya 4. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 24/12/2015 tarih ve 2014/1317 Esas ve 2015/1229 Karar sayılı dosyada alınan 08/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda "..ibra belgeleri olduğu iddia edilen belgelerdeki imzanın davacının elinden çıktığının kuvvetle mümkün ve muhtemel olduğu"nun belirtildiği, Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi"nin 19/11/2015 tarih ve 9162 nolu raporunda "..imzaların davacı eli ürünü olduğu"nun belirtildiği ve mahkemece her iki rapor arasında çelişki bulunması nedeniyle Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümünce verilen bilirkişi kurulu raporunda "A 4 kağıdı üzerinde yapılan anlaşmadaki imzaların kuvvetle ihtimal ..."a ait el ürünü olduğu"nun belirtildiği, davalılar tarafından sunulan ve ibra belgeleri olduğu iddia edilen fotokopi belgelerindeki imzanın hiç tereddüte yer vermeyecek şekilde davacının eli ürünü olduğunun ispatı gerektiği, ihtimal üzerine verilen rapora dayanılarak ibra belgelerindeki imzanın davacının eli ürünü olduğunun kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı, ayrıca ibra belgesi olduğu iddia edilen belgede bono asıllarını elinde bulunduran ve takip yapan davacı-alacaklının "senetleri teslim aldım" şeklinde bir belge vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalıların alacak ve miktarına herhangi itirazda bulunmadıkları, ödeme savunmasında bulunduklarına göre; bu konudaki ispat yükünün ibra belgesini sunan davalılara ait olduğu, davalıların bu iddialarını yazılı delil ile ispatlayamadıkları, ayrıca yemin deliline de dayanmadıkları, dolayısıyla mevcut dosya kapsamına göre davanın kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 14/07/2017 Tarih ve 2016/8 Esas, 2017/439 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve dava tarihi itibariyle Euro"nun efektif satış bedelinin 3.2796 TL olması nedeniyle 138.377,00 EURx3.2796 =453.821,20 TL olmasına rağmen taleple bağlı kalınarak davacının davasının kabulüne, 318.000,00 TL alacağın temerrüt tarihi olan 02/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 17.649,58 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan müteselsilen alınmasına, 18/06/2019 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Somut uyuşmazlıkta,
Bilirkişi Osman Değirmencioğlu tarafından düzenlenen 08.06.2015 günlü raporda "tetkike konu belgelerdeki imzaların ... elinden çıktığının kuvvetle mümkün ve muhtemel olduğu" bildirilmiş,
İtiraz üzerine Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince düzenlenen 19.11.2015 günlü raporda "söz konusu imzaların ... eli ürünü olduğu" mütalaa edilmiş.
Raporlar arasındaki çelişki nedeniyle eldeki davada alınan ve bilirkişiler Mehmet Ali Müstecaplıoğlu, Deniz Dalman ve Ali Can Metin tarafından düzenlenen 24.04.2017 tarihli raporda da imzaların kuvvetle muhtemel ... eli ürünü olduğu açıklanmış,
Mahkemece belgelerdeki imzaların davacı eli ürünü olduğu kesinlikle saptanamadığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
15.07.2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 4 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 16/2 maddesinde "Fizik İhtisas Dairesi ve Trafik İhtisas Dairesinin raporlarının Adli Tıp Üst Kurulunca incelemeye alınamayacağı, bu Dairelerden birinin verdiği raporlar ile diğer bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması halinde mahkeme ve Cumhuriyet Savcılıklarınca gerekçesi belirtilmek suretiyle talep edilmesi üzerine raporların, ilgili ihtisas dairesinin en az 7 uzmanının katılım ile oluşan genişletilmiş uzmanlar heyetince inceleneceği ve kesin olarak karara bağlanacağı..." düzenlenmiştir.
İmza incelemesine konu belgedeki imzanın davacı eli ürünü olduğu Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince mütalaa edilirken, diğer 2 bilirkişi raporu imzaların kuvvetle muhtemel davacı eli ürünü olduğu konusunda görüş bildirmiş, İstinaf Mahkemesince imzaların davacı eli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir
Oysa Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesi raporu ile diğer raporlar arasındaki çelişkinin 4 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 16/2 maddesi hükmü gereğince kesin olarak giderilmesi gerekmektedir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekirken, bu yöne ilişkin davalılar vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne karşıyım.