9. Hukuk Dairesi 2018/1157 E. , 2018/3891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalının asıl işveren olduğu işyerinde 2005 yılının 11. ayında çalışmaya başladığını, 2012 yılının 7. ayına kadar aralıksız çalıştığını, şoförlük yaptığını, haftanın yedi günü sabah 08, akşam 18 saatleri arasında çalıştığı halde fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, salı günleri 22-23 saatlerine kadar çalıştığını, bordrolarda fazla mesai kaydı bulunduğu için ihtirazi kayıt ileri sürdüğünü, ancak iptal edilerek yeni bordrolar düzenlendiğini, imzalamazsa işten çıkarılacağının söylendiğini, fazla mesailerinin ödenmemesi, sigortalarının asgari ücretten yatırılması gibi sebeplerle iş akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak, davacının serbest iradesi ile taşeron firmalarda hizmet akdi imzalayarak çalıştığını, müvekkilinin ihale yasasına tabi olarak taşeron firmalarla sözleşme yaptığından..."ın hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İş hukukunda çalışma olgusunu ve hizmet süresini ispat yükü, bunu iddia eden işçiye düşer.
Dava dilekçesinde, davacının davalı işyerinde 2005 yılının 11. ayında çalışmaya başladığı iddia edilmiş, Mahkemece de davacının 14.11.2005 tarihinde işyerinde çalışmaya başladığı kabul edilmiştir.
SGK hizmet döküm cetvelinde davacının 22.09.2008 tarihinden itibaren davalı işyerinde çalışmaya başladığı, belirlenmiş olup davacı daha önceki bir tarihte işyerinde çalışmaya başladığı iddiasını kanıtlayamamıştır.
Öte yandan, Mahkeme önündeki ikrar ilgilisini bağlar. Davacı yeminli tanık olarak dinlendiği ... 7. İş Mahkemesi’nin 2013/240 Esas ile 2013/241 Esas sayılı dosyalarının 20.02.2014 tarihli celselerinde; "…ben 2008 yılının 11. ayından 2012 Temmuz ayına kadar...’da taşeron firmalarda kaçak takip müdürlüğünde müşteriler müdürlüğünde şoför olarak çalıştım…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya içeriği itibariyle, hizmet cetvelindeki çalışma kaydı ile davacının ikrarı birlikte değerlendirildiğinde hizmet süresinin başlangıcının 22.09.2008 tarihi olarak kabul edilip işçilik alacaklarının buna göre hesaplatılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır.
3-Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 46. maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmi dört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmi dört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmi dört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
Somut uyuşmazlıkta, hafta tatili ücreti bakımından, davacı tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğu, davacı tanıklarından ...’un davacının hafta tatili çalışması yapmadığı yönünde beyanda bulunduğu görülmüştür. Bu nedenle sübut bulmayan hafta tatili çalışması ücreti talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
4- Kabule göre de; dava dilekçesinde hafta tatili ücreti talep edilmiş olup, ulusal bayram ve genel tatil ücreti istenmemiştir. Buna rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan hafta tatili ücretinin “ulusal bayram ve genel tatil ücreti” adı altında hüküm altına alınması hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.