11. Hukuk Dairesi 2018/3356 E. , 2019/4553 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/03/2017 tarih ve 2016/174 E. - 2017/122 K.
sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 01/03/2018 tarih ve 2017/1375-2018/219 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin tanınmış “...” ibareli ve esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "KESKİNKAYA" ibaresini 29. sınıftaki bir kısım emtialar yönünden marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2015/12224 kod numarasını alan başvuruya müvekkilinin itirazının, davalı TPMK YİDK tarafından 2016-M-2491 sayılı karar ile yerinde görülmeyerek reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu ve davalının başvurusunun iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek, davalı TPMK YİDK"nın anılan kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki çekişmeli mallar ve hizmetlerin, ortalama tüketiciler yönünden benzer oldukları gibi, başvuru ile itiraza ve hükümsüzlük istemine dayanak markaların da işitsel, görsel, kavramsal olarak ve genel izlenim itibariyle karıştırılması riski bulunacak düzeyde benzer oldukları, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b hüküm anlamında tescil engelinin oluştuğu, bu aşamada 556 sayılı KHK"nin 8/4 hükmü anlamında tanınmışlık ve tescil engelinin bulunup bulunmadığının tartışılmasının sonuca etkili görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı TPMK YİDK’nın 2016-M-2491 sayılı kararının iptaline, diğer davalının 2015/12224 sayılı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı TPMK vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna aykırı bulunmadığı gerekçesiyle davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, davacının markaları ile dava konusu başvuru arasında benzerlik bulunduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesince de davalı TPMK vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ancak, davacının itiraza mesnet markalarının esaslı unsuru "..." ibaresinden, davalının marka başvurusu ise "KESKİNKAYA" ibaresinden oluşmaktadır. Taraf markalarında ortak olarak yer alan "KESKİN" ibaresi yalın ve ek almış haliyle yoğun kullanılan bir kelime olması sebebiyle ayırt ediciliği zayıf bir ibare olup, ayırt ediciliği sağlayan unsurlar "KAYA" VE "OĞLU" ibareleridir. Bu durumda, taraf markalarının bütünsel olarak benzer olmayıp, karıştırılma riski bulunmadığı, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesindeki tescil engelinin oluşmadığı gözönünde tutularak davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı TPMK"ya iadesine, 18/06/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacı, "..." esas unsurlu birden fazla markasına dayalı olarak davalının "Keskinkaya" marka başvurusuna itiraz ettiğini, Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK"nın itirazı reddettiğini, oysa markaların benzer olduğunu, seri marka olarak algılanabileceğini, ilişkilendirilme ihtimali bulunduğunu ileri sürerek dava açmış; Yerel Mahkeme"nin YİDK kararının iptaline ilişkin kararı, Bölge Adliye Mahkemesince de yerinde görülerek istinaf istemi reddedilmiştir.
Yargılamada alınan bilirkişi kurulu raporunda da taraf emtialarının aynı/aynı tür olduğu tüketicilerin dikkat seviyesi gözetildiğinde yeterli ayırtediciliğin bulunmadığı ve karıştırılma ihtimali bulunduğu bildirilmiştir.
Davacının mesnet markaları ve özellikle 2014/104914 tescil nolu "Lezzet Dünyası ...+şekil" markası ile davalıya ait "Keskinkaya+şekil" markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında renk aynı olup, her iki markada da şeklin alt kısmının dalga şeklinde olduğu, bu haliyle davalının markasının harflerin dizilişi, harf sayıları, harflerin puntosu, rengi ve harflerin yönü ile yazılış karakterleri yönünden davacı markasına yaklaştığı ve ortalama tüketici nezdinde bu markaların karıştırılıp işletmeler arasında ilişkilendirmeye yol açabileceği, yeterli ayırt ediciliğin bulunmadığı ve KHK"nın 8/1-b koşullarının oluştuğu kanaatinde bulunduğumdan ve kararın onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.