12. Ceza Dairesi 2020/509 E. , 2020/2871 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 22/3, 62 ve 52/1. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Denizli 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2019 tarihli ve 2017/252 esas, 2019/85 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Sanığın sevk ve idaresindeki araç ile 1.76 promil alkollü olarak seyir halinde iken, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda meydana gelen trafik kazasında, araçta bulunan müştekinin basit tıbbi müdahaleyle giderilebilir şekilde yaralanması şeklinde gerçekleşen somut olayda, Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, sanığın üzerine atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu yönünden yapılan incelemede 5237 sayılı Kanunun 44. maddesinde yer alan "İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır."" şeklindeki düzenleme uyarınca karar verilmesine yer olmadığına, bilinçli taksirle yaralama suçundan ise sanığın mahkumiyetine dair karar verildiği,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 18/02/2019 tarihli ve 2018/6835 esas, 2019/3235 karar sayılı ilamında yer alan "...biliçli taksirle yaralama suçunun zarar suçu, TCK"nın 179/3. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tehlike suçu olması, her iki suçun birlikte işlendiği hallerde, sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu kriterinin esas alınması, buna göre; sanığın bilinçli taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu hallerde, sadece bilinçli taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, kovuşturma şartı olan uzlaşmanın gerçekleşmesi nedeniyle taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı hallerde ise, sanığın TCK"nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının gerektiğinin anlaşılması karşısında; sanığın eyleminde bilinçli taksir koşulları oluştuğu, yaralamanın TCK"nın 89/1, 2-b, 22/6. maddeleri kapsamında kaldığı, suçun bu haliyle uzlaştırma kapsamında kaldığı ancak dosyada uzlaştırmaya yönelik işlem yapılmadığı anlaşılmakla..." biçimindeki açıklamalar nazara alındığında,
Somut olayda, sanığın üzerine atılı bilinçli taksirle yaralama suçunun şikayete tabi olup uzlaştırma kapsamında bulunduğu, soruşturma ve kovuşturma aşamasında ise sanığa ve müştekiye uzlaşma teklifinde bulunulmadığı anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanunun 253 ve 254. maddeleri uyarınca öncelikle uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca Denizli 9.Asliye Ceza Mahkemesinin 29/01/2019 tarihli ve 2017/252 esas, 2019/85 sayılı kararının bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 21/01/2020 gün ve 94660652-105-20-18741-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/01/2020 gün ve 2020/509 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü, 04:30 sıralarında, meskun mahalde, aydınlatması olmayan, üç şeritli, tek yönlü, kuru, asfalt yolda, aracında yolcu olarak bulunan ... ile 1,70 promil alkollü vaziyette olan sanık sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halinde iken olay mahalli olan viraja hızlı girmesi nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun sağından yoldan çıkarak isnat duvarına çarpması sonucu sanığın asli kusurlu olarak aracında yolcu olarak bulunan ...’un basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanmasına sebep olduğu olayda;TCK"nın 89/5. maddesine göre, bilinçli taksirle yaralama suçunun soruşturulmasının ve kovuşturulmasının, aynı Kanunun 89/1. maddesindeki yaralanma hali hariç olmak üzere, şikayete tabi olmadığı, ancak TCK"nın 89. maddedeki bütün hallerin şikayete tabi olsun veya olmasın CMK"nın 253/1. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 01/03/2016 tarihli ve 2015/4097 esas, 2016/3289 sayılı kararında “…..Türk Ceza Kanununun "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması halinde Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu- tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikâyetin gerçekleşmemesi ya da şikâyetten vazgeçme nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın Türk Ceza Kanununun 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının gerektiği…..” şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda ...’un yaralanmış olması nedeniyle zarar suçunun oluştuğu, taksirle yaralama suçunun ise şikâyete tâbi olup uzlaştırma kapsamında bulunduğu, dosya kapsamına göre soruşturma aşamasında şüpheliye ve müştekiye uzlaştırma teklifinde bulunulmadığı, 5271 sayılı Kanunun 253 ve 254. maddeleri uyarınca öncelikle uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiği anlaşılmakla,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Denizli 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.01.2019 tarihli ve 2017/252 esas 2019/85 karar sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.