20. Hukuk Dairesi 2017/8735 E. , 2018/3791 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVACI - K.DAVALI : ... - ...
DAVALI - K. DAVACI : Orman Yönetimi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı - karşı davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişiler 27/05/2013 havale tarihli dava dilekçesi ile adlarına kayıtlı olan ... ilçesi,... köyü 113 ada 24 parsel sayılı 7247 m² taşınmazın ormanla ilgisi olmadığı halde, 2012 yılında orman kadastro çalışması sonucunda orman sınırı içine alındığını belirterek, taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılması istemiyle dava açmıştır.
Davalı - karşı davacı ... Yönetimi vekili, 27/06/2013 havale tarihli karşı dava dilekçesi ile; taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı gerçek kişilerin orman kadastrosuna itiraz davasının reddine;
Davalı - karşı davacı ... Yönetiminin tapu iptali tescil davasının tefrikine karar verilmiş, hüküm davalı - karşı davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1948 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 30/04/2013 tarihinde ilân edilip kesinleşen evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve sınırlaması yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması, 1955 yılında yapılan arazi kadastrosu vardır.
Dava, orman kadastrosuna itiraz ve buna karşılık olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece karara dayanak alınan uzman bilirkişi raporunda; çekişmeli taşınmazın tamamının kesinleşen orman kadastrosuna göre orman sınırı içinde kaldığının belirtildiği, ancak; yörede 1947 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışması ve aplikasyon haritalarındaki konumunun bir arada gösterilmemesi nedeniyle, rapor denetlenemediğinden Dairenin 17/01/2017 tarihli geri çevirme kararı ile ek rapor hazırlanmasının istendiği, geri çevirme kararı gereğince alınan 03/08/2017 tarihli ek bilirkişi raporunun da istenilen şekilde hazırlanmadığı, 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastro haritasındaki ve aplikasyon haritasındaki konumunun bir arada gösterilmediği, yeşil ile gösterilen hattın hangi çalışmaya ait olduğunun belirtilmediği, orman sınırı noktalarının bu hat üzerine işaretlenmediği, bu durumda gerek önceki raporun, gerekse ek raporun hükme yeterli bulunmadığı anlaşılmaktadır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2//B Maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu
-2-
2017/8735 - 2018/3791
Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renklerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı - karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/05/2018 günü oy birliği ile karar verildi.