Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/22281
Karar No: 2014/28072

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/22281 Esas 2014/28072 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/22281 E.  ,  2014/28072 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Konya 4. İş Mahkemesi
    Tarihi : 05.06.2014
    No : 2013/245-2014/176

    Dava, sigortalılık sürelerinin ve yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) Davalı Kurumca 1997 yılının Haziran ayında kayıt ve tescili gerçekleştirilerek 1479 sayılı Kanuna tabi zorunlu sigortalılığı 05.01.1988 gününden itibaren başlatılan, 28.02.2013 tarihinde yaşlılık sigortasından aylık bağlanması isteminde bulunması üzerine durumu Kurumca değerlendirilerek sigortalılığı 30.09.2008 günü itibarıyla sonlandırılıp tahsis başvurusu reddedilen davacının istemi, 01.10.2008 – 28.02.2013 döneminde 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olduğunun ve 01.03.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine ilişkin olup davacının, uyuşmazlık konusu dönemde gelir vergisi ile esnaf ve sanatkarlar sicil memurluğu kaydının bulunmadığı, 05.01.1988 – 11.03.2013 döneminde ticaret odasına kayıtlı olduğu, 23.06.1997 – 25.02.2013 döneminde prim ödemelerini gerçekleştirdiği belirgindir.
    Davanın yasal dayanağı olan 1479 sayılı Kanunun 24. maddesinde 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların zorunlu sigortalı kabul edilebilmesi için, esnaf ve sanatkârlar gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar yönünden vergi kaydı, gelir vergisinden bağışık olanlar yönünden kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunma koşulu getirilmiş, anılan madde 22.03.1985 günü yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla yeniden değiştirilip kapsam genişletilerek, gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar (vergi kaydı bulunanlar) veya esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar ya da kanunla kurulu meslek kuruluşunda usulüne uygun kaydı olanlar zorunlu sigortalı olarak kabul edilmiş, anılan düzenleme 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar geçerliliğini korumuştur. 4956
    sayılı Kanunun 14. maddesiyle değiştirilen hükümle 02.08.2003 gününden itibaren zorunlu sigortalılık kapsamına yalnızca, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar alınmış, gelir vergisinden bağışık tutulanlar yönünden ise Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte aynı zamanda kanunla kurulu meslek kuruluşuna yöntemince kayıtlı bulunma koşulları getirilmiştir.
    1479 sayılı Kanunda yapılan bu değişiklikler, değişiklikten önceki madde hükümlerinin öngördüğü koşullara sahip sigortalıların sigortalılıklarını sonlandırıcı etkiye sahip olmayıp bu kişilerin sigortalılık nitelikleri geçerliliklerini korumaktadır ve anılan düzenlemeler, yürürlük tarihinden itibaren sigortalılık niteliği kazananlar yönünden kayıt ve koşullar içermektedir. Başka bir anlatımla yeni düzenlemeler, değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihlerden sonra ilk kez kayıt ve tescil edilecekler için uygulanmalıdır ki buna aykırı bir düşünce, yasaca ve hukukça kabulü olanaksız olan kazanılmış hakları ortadan kaldırmak niteliğindedir.
    Bununla birlikte 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinde, bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi yükümlüsü olanların, gelir vergisinden muaf olup esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanların, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortaklarının, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortaklarının sigortalı sayılacakları belirtilmiş, anılan Kanunun 506, 1479, 5434, 2925, 2926 sayılı kanunlara ilişkin ortak geçiş hükümlerini içeren geçici 7. maddesinde ise bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 2926 sayılı, 5434 sayılı kanunlar ile 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet sürelerinin, fiilî hizmet süresi zammının, itibarî hizmet sürelerinin, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık sürelerinin tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirileceği açıklanmıştır.
    Ayrıca, vergi, kanunla kurulu meslek kuruluşu, esnaf ve sanatkârlar sicil memurluğu kayıtları zorunlu sigortalılığın dayanak belgeleri niteliğinde olup anılan kayıtların yokluğunda zorunlu sigortalılıktan söz edilemez ise de 1479 sayılı Kanunun 79. maddesi, zorunlu sigortalı sayılmayanların isteğe bağlı sigortalı olabileceklerini öngörmüş bulunmakla, bu yönde tescil istemi olmamasına karşın zamanında ödenen primlere karşılık gelen sürenin isteğe bağlı sigortalılık olarak değerlendirilmesi sosyal güvenlik ilkelerine uygun düşmektedir. Bu gibi durumlarda, ödenen primlerin karşılığı olan süre bilirkişi incelemesi ile yöntemince saptanmalı ve ilk ödeme tarihleri esas alınarak anılan süre kadar isteğe bağlı sigortalılığa karar verilmelidir.
    Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, tescil günü yürürlükte olan 1479 sayılı Kanunun 24. maddesine göre oda kaydı yeterli olduğundan davacının zorunlu sigortalılığı 05.01.1988 tarihinden itibaren başlatılmış olup 02.08.2003 – 30.09.2008 (dahil) döneminde gelir vergisi kaydı veya gelir vergisinden bağışık tutulanlar için Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte oda kaydı aranmakta ise de yukarıda değinildiği üzere “kazanılmış hak” olgusu gereğince sigortalılığın sürdürülmesi gerekmektedir ki Kurumca bu doğrultuda işlem gerçekleştirilmiştir. Ancak, 01.10.2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinde yer alan “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar … tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirilir.” ibaresi karşısında, kayıt ve tescil 01.10.2008 günü öncesine ait dahi olsa anılan tarihten itibaren sigortalılığın devam ettirilebilmesi için 4. maddede yazılı kayıtlar/koşullar zorunludur ki davacının bunlara sahip olmadığı ortadadır ve dolayısıyla çekişme konusu dönemde zorunlu sigortalı sayılamayacağı yönündeki Kurum işlemi ile mahkeme kabulü yerindedir. Bununla birlikte düzensiz gerçekleştirilen prim ödemeleri dikkate alındığında, bunların isteğe bağlı sigortalılık olarak karşılığı olan süre yöntemince belirlendikten sonra tahsis koşulları irdelenerek elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerekmektedir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, isteğe bağlı sigortalılık yönünden değerlendirme yapılmadan istemin tümden reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 25.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi