1. Hukuk Dairesi 2016/13500 E. , 2019/6484 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS-ALACAK
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tenkis, alacak davası sonunda, yerel mahkemece asıl davadaki bedel isteğinin kabulüne, birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalılardan Derya vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 12.12.2019 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar ... v.d. vekili Avukat v.d. gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel ve tenkis, birleştirilen dava taraf muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacılar, mirasbırakanları...’ın Ümraniye’de bulunan taşınmazı için kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, işlemlerin mirasbırakanın oğlu davalı ... tarafından yürütüldüğünü, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak mirasbırakana isabet edecek bağımsız bölümlerin davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakan adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında isteklerini bedele dönüştürmüşler, birleştirilen davada ise davacılar, 557 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün asıl dava tarihinden sonra, davalılardan Derya tarafından muvazaalı olarak diğer davalı ...’a satış suretiyle devredildiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tescilini istemişlerdir.
Asıl davada davalılar, çekişmeli taşınmazların mirasbırakan ile bir ilgisinin olmadığını, kendi kazanımları ile taşınmazları satın aldıklarını, mirasbırakanın 557 ada 8 parselin satışından elde ettiği gelir ile Kastamonu’da başka bir taşınmaz satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, birleştirilen davada davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, asıl davadaki bedel isteğinin kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan İsmail’in 18.10.2010 tarihinde öldüğü, geride asıl ve birleştirilen davaların davacıları kızları Rahime ve Reşide ile asıl davada davalı oğlu Ertuğrul’un mirasçı olarak kaldıkları, mirasbırakanın 557 ada 8 parsel sayılı taşınmazını 01.05.2008 tarihinde dava dışı ... ve Isı Sis. San. Tic. Ltd. Şti"ye satış suretiyle devrettiği, taşınmaz üzerinde 17.06.2009 tarihinde kat irtifakı tesis edildiği, oluşan bağımsız bölümlerin dava dışı... Teknik İnş. adına tescil edildiği, çekişmeli 2 nolu bağımsız bölümün... Teknik İnşaat tarafından 04.02.2010 tarihinde birleştirilen davada davalı ..."a satış suretiyle devredildiği, onun da 17.10.2011 tarihinde birleştirilen davada diğer davalı ..."e satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Asıl dava tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğiyle Ertuğrul aleyhine açılmış, bilahare iptali istenen taşınmazın kayıt malikinin ... olduğunun anlaşılması üzerine Derya davaya dahil edilmiş, birleştirilen dava ise, aynı davacılar tarafından Derya ve Esen aleyhine tapu iptali ve tescil isteği ile açılmış olup, mahkemece asıl davada 80.000,00-TL bedelin Derya’dan tahsiline, birleşen dava bakımından kayıt maliki Esen’in kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteği yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 124. maddesinde "(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. (2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. (3)Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. (4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder." şeklinde davada taraf değişikliği müessesesi düzenlenmiştir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK"da davaya dahil (dahili davalı – dahili davacı) diye bir müessese bulunmayıp, ıslah suretiyle dahi tarafın değiştirilemeyeceği genel usul kuralıdır. Bir başka anlatımla zorunlu dava arkadaşlığı hariç bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilmesi olanaksızdır. Davada taraf olmayan kimse veya kişi hakkında hüküm kurulamaz. (HUMK. 388, 389 md,HMK. 297. md. )
Somut olaya gelince, asıl dava çekişmeli taşınmazın hiçbir zaman maliki olmayan davalı ... aleyhine açılmış olup, ... ise, 06.04.2012 tarihli dilekçe ile davaya dahil edilmiştir. Davaya dahil edilen Derya dava tarihi itibariyle kayıt maliki olup, hakkında usulüne uygun bir dava açılmadığı gibi, olayda 6100 Sayılı HMK’nun 124. maddesinin de uygulanma yeri yoktur.
Hal böyle olunca, asıl davanın da reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı ...’nın yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı ... vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.12.2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava, muris muvazaasına dayalı tapu iptal-tescil, olmazsa tazminat ve tenkis isteğine ilişkindir.
Dava, öncelikle davalı ... aleyhine açılmış, bilahare taşınmazın Derya adına kayıtlı olduğunun anlaşılması üzerine Derya"ya yönlendirilmiştir.
Sayın çoğunluk somut davada 6100 sayılı HMK"nın 124.maddesinin uygulanma şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiştir.
Sayın çoğunluk ile aramızda çıkan uyuşmazlık, somut olayda HMK 124. m.nin uygulanmasının mümkün olup olmadığına ilişkindir.
124/3 ve 4.m"Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir.
Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir..." şeklinde düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından açıkça anlaşıldığı üzere davalı ... ve Davalı ... karı-kocadır ve aynı evde oturmaktadır. Bu durumda söz konusu evin davalı koca Ertuğrula ait olduğu zannıyla Ertuğrul aleyhine dava açılmasının kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığının kabulü gerekir. Madde metninden açıkça anlaşıldığı üzere somut işlem dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmemektedir.
Ayrıca davalı ... ve Derya bu usulü işleme hiç bir aşamada itiraz etmemiştir.
Diğer yandan HMK"nın 30.maddesinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesi de bunu öngörmektedir. Davacının davasının sırf bu sebeple reddedilmesi, Derya aleyhine tekrar dava açılmasına engel teşkil etmeyecek, aynı yargılamanın yeniden yapılmasına sebep olacaktır. Şüphesiz Kanun Koyucu bunu murat etmemiştir.
Sonuç itibariyle, somut olayda aynı evde oturan ve evin ona ait olduğu zannıyla koca aleyhine açılan davada, daha sonra taşınmazın, davalının karısı olan Derya adına kayıtlı olduğunun öğrenilmesi üzerine Derya"nın davalı olarak gösterilmesinin dürüslük kuralına aykırı olmadığı, kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı kanaat ve sonucuna vardığımızdan, kararın onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyoruz.