
Esas No: 2015/9880
Karar No: 2017/900
Karar Tarihi: 22.03.2017
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/9880 Esas 2017/900 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; ... ada ... Parsel hissedarlarından ... ve ... ile davalı ... Ltd. Şti. arasında düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin geçersizliğini ileri sürerek, ... Ada ... Parselin ... davalı şirket adı altına olan hissenin iptali ile müvekkili ... adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un 2-4 ve 73. maddelerine göre taraflar arasındaki temel ilişkinin vekalet sözleşmesine bağlı olarak sözleşmenin iptali davası olması gerekçesiyle, bu tür davalara bakmakla görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğundan dava dilekçesinin görev yönünden reddine, kararın kesinleşmesine müteakip iki hafta içinde istem halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/e maddesinde, tüketici “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Başka bir deyişle, yasada dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri, olağan tüketim işleri kapsama alınmıştır. Aksinin düşünülmesi halinde üst düzey teknolojiyle gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi yasa kapsamında kaldığının ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıkların da yasanın amacına rağmen Tüketici Mahkemelerinde bakılması gerekeceğinin kabulü icap eder. Bundan dolayı somut olayda olduğu gibi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan ilişkilerde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir. Nitekim, aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 26.02.2003 gün ve 2003/15-127 E., 2003/102 K. sayılı kararında da açıklanmış bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle somut uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevine girdiğinden, tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.