21. Hukuk Dairesi 2016/621 E. , 2017/140 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 24/01/2007-28/02/2011 tarihleri arasında SSK"lı olduğunun kabul edilerek söz konusu dönemde ki Bağ-Kur sigortalılığının iptaline, yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, 24/01/2007-28/02/2011 tarihleri arasındaki çalışmasının 506 sayılı Yasa kapsamında kabul edilerek bu dönemlerdeki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, davacının SSK"lı çalışması ile çakışan 24/01/2007 - 28/02/2011 tarihleri arasındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptaline ve 01/06/2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının ve davacıya yaşlılık aylıklarının hak kazandığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/06/1994-03/10/2000, 01/09/2006-23/01/2007 ve 01/08/2008-28/02/2011 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği, 04/10/2000-31/07/2006 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğu ve 24/01/2007-31/05/2008, 23/02/2009-16/10/2009, 15/10/2009-12/05/2011 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa ( 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-a maddesi) uyarıca çalışmalarının bulunduğu, davacının teslim ettiği ürünlerden 1994-2010 tarihleri arasında her yıl prim kesintisi yapıldığı, 02/01/2013 tarihli dilekçesi ile SSK ile çakışan günlerinin Bağ-Kur sigortalılığına aktarılmasını istediği, bu talep üzerine davalı Kurumca davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığı ile çakışan 23/02/2009-16/10/2009 ve 15/10/2009-28/02/2011 tarihleri arasına ilişkin 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-a maddesi kapsamında ödenen primlerinin davacının Tarım Bağ-Kur hesabına aktarılıp aktarılmadığının araştırılmadığı görülmektedir.
01/10/2008 tarihinden önce yürürlükte bulunan 2926 sayılı Yasa uyarınca, Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, gerek 506 ve gerekse 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartların da gerçekleşmesi halinde 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 2926 sayılı Yasa"nın 5 ve 6.maddelerine göre tarım Bağ-Kur sigortalılığının 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların başlamasından bir gün önce sona ereceğinin ve bu çalışmaların sona ermesinden bir gün sonra başlayacağının gözönünde bulundurulması gerekir.
01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 17/04/2008 tarihli 5754 sayılı Yasa"nın 33. maddesi ile değiştirilen " Sigortalılık Hallerinin Birleşmesi" başlıklı 53/1 maddesi; " Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı ” hususunu düzenlemiş olmakla, önce başlayan sigortalılığa üstünlük tanımıştır.
Ancak 5510 sayılı Yasanın 53/1. maddesi 01/03/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasanın 33. maddesi ile değiştirilerek (b) bendi -2926 sayılı Yasa- kapsamındaki sigortalılık ile (a) bendi -506 sayılı Yasa- kapsamında sigortalılığın çakışması halinde (a) bendi kapsamındaki sigortalılığa geçerlilik tanınacağı şeklinde bir düzenleme getirilmiş olup, yasanın ilk halinde önce başlayan sigortalılığa üstünlük tanıyan 53/1. maddesi, 01/03/2011 tarihinde değiştirilerek, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmalara geçerlilik tanınacağı şeklinde değiştirilmiş ve 6111 sayılı Yasanın Geçici 33. maddesi ile de bu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı ayrıca hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, 23/04/2015 tarihinde yürürlüğe giren 6645 sayılı Yasanın 56 maddesiyle 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 63. madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 63-
Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez. Sigortalılıkları durdurulanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin sigortalılıkları bu maddenin yayım tarihini takip eden ay başı itibarıyla yeniden başlatılır.
Ancak, daha sonra sigortalı ya da hak sahipleri tarafından talep edilmesi hâlinde durdurulan sigortalılık sürelerinin tamamı, talep tarihinde 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden borç tutarı hesaplanarak ihya edilir. Hesaplanan borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Tebliğ edilen borç tutarının bu süre içinde tamamen ödenmemesi hâlinde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu madde kapsamında ödenmiş olan tutarlar ilgilinin prim ve prime ilişkin borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir. İhya edilerek kazanılan hizmet süreleri borcun ödendiği tarihten itibaren geçerli sayılır.
Birinci fıkraya göre sigortalılıkları durdurulanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler hakkında 1/1/2012 tarihinden bu maddenin yürürlük tarihine kadar durdurulan süreler için genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmaz.
Sigortalılıkları önceki kanunlara göre durdurulanlar için de bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.”
Yapılacak iş, öncelikle davacı 24/01/2007-31/05/2008 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olup bu tarihler arasına ilişkin uyuşmazlık bulunmadığından bu dönem yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek, uyuşmazlık 01/08/2008-28/02/2011 tarihleri arası sigortalılık sürelerine ilişkin olduğu gözetilerek, çakışan 23/02/2009-16/10/2009 ve 15/10/2009-28/02/2011 tarihleri arasındaki 5510 sayılı Yasanın 4/a maddesi kapsamındaki çalışmalarına ilişkin prim ödemelerinin davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığına aktarılıp aktarılmadığı sorularak , eğer aktarıldıysa bu aktarılma işlemi göz önüne alınmadan davacının 2926 sayılı Yasaya (5510 sayılı Yasa 4/b maddesi) tabi sigortalılığa ilişkin olarak yaptığı prim ödemelerinin karşıladığı sigortalılık süresi belirlenerek, davacının ile 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunup bulunmadığını belirlemek, var ise sigortalılığı o tarih itibariyle durdurmak ve bu tarihten sonraki 5510 sayılı Yasa 4/a maddesi kapsamındaki sigortalılığa geçerlilik tanımak, uyuşmazlık konusu süreler için geçici 63. maddenin uygulama koşulları yok ise; davacının, uyuşmazlık konusu dönemde 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı sayılmasına ilişkin kurum işlemi yerinde olduğunu kabul etmek ve sonucuna göre yaşlılık aylığı şartlarının koşullarının oluşup oluşmadığını değerlendirmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.