22. Hukuk Dairesi 2017/22030 E. , 2019/18600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 10/06/2002 tarihinde davalı banka bünyesindeki... A.Ş."de işe başladığını, daha sonra bu şirketin davalı bankaya devrolduğunu, 01/04/2003 tarihinden iş sözleşmesinin bildirim öneli verilerek feshedildiği 18/11/2013 tarihine kadar aralıksız olarak çalıştığını, bildirim önelleri dolduktan sonra da 03/02/2014 tarihine kadar çalışmaya devam ettiğini, davacının Bilgi Teknolojileri İşletim ve Teknik Destek Bölümü Yetkilisi-Yetkili-1 olarak çalıştığını, ilçeler ve yakın illere iş gereği sürekli gidip gelirken Nisan 2003 tarihine kadar seyahat ve ikamet harcırahlarını haftalık olarak maaş hesabına yatırılmak suretiyle aldığını, Nisan 2003 tarihinden sonra ise toplu iş sözleşmesine aykırı olarak harcırah ödemelerinin kesildiğini, sadece eğitim seminerlerine ait harcırahların yatırıldığını, yıllara göre dökümü verilen toplam 746 seyahate ait bedelin ödenmediğini belirterek, yol ve ikamet harcırahı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 03/02/2014 tarihinde bildirim öneli verilerek feshedildiğini, yol tazminatı ve diğer harcamaları ile ilgili ödemelerin ilgili aydaki maaş ödemesi ile birlikte diğer çalışanlara ödendiği gibi ödendiğini, insan kaynakları sistemine girilmiş bir talep olduğunda, bildirilen ve sisteme kaydedilen ödemelerin kendisine yapıldığını, davacının Saha Donanım Bakım Teknisyeni olarak görevi gereği diğer il ve ilçelere bankanın tahsis ettiği araçlarla seyahat ettiğini, gece kalmadığında herhangi bir ulaşım gideri de bulunmadığında seyahat yevmiyesi ödenmemesinin doğal olduğunu, ancak işin bitim saatinden sonraki çalışmalar için fazla çalışma ücretlerinin davacıya ödendiğini, konaklama yapıldığı takdirde ise seyahat ücreti ile harcırah ödendiğinden ayrıca fazla çalışma ücreti verilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davacının yol ve ikamet yevmiyesi alacağına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda davacı, davalı banka bünyesinde saha bakım teknisyeni olarak çalıştığını, görevi gereği sürekli olarak Konya dışındaki il ve ilçelere gittiğini, daha önce toplu iş sözleşmesinin 37. maddesi gereğince bu yolculuklarla ilgili olarak yol ve ikamet ücreti ödendiği halde 2003 yılı sonrasında gece kalınmadığı takdirde ikamet yevmiyesi ödenmediğini, yol ücreti de ödenmediğini ileri sürmüş; davalı ise Konya ilçelerinin toplu iş sözleşmesinin 37. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğini, yatılı bir görevlendirme olmadığı takdirde yapılan çalışmanın karşılığının fazla çalışma ücreti olarak ödendiğini savunmuştur.
Mahkemece tanık anlatımlarına göre davacının haftanın 3 gün geçici göreve çıktığı, dava dilekçesi ekinde sunulan çizelgede yer alan yıllarda yapılan seyahatların tamamının ikamet ve yolculuk yevmiyesine tabi "geçici görevlendirme" olduğu gerekçesiyle, bilirkişi raporunda hesaplanan yol ve ikamet yevmiyesi alacakları hüküm altına alınmıştır.
Dosya kapsamında mevcut 01.01.2012-31.12.2013 dönemini kapsayan 15. Dönem toplu iş sözleşmesinin 37 maddesine göre; “herhangi bir sendika üyesine vazifeli bulunduğu şehir sınırları dışındaki diğer bir şehir veya ilçede bulunan bir ünitede görev verildiği takdirde;
a-Yapacakları seyahate karşılık 36. Maddede belirtilen esaslara göre nakil vasıtası ücreti,
b-Seyahat müddetine münhasır kalmak üzere yolculuk yevmiyesi,
c-Gidilen mahalde ikamet yevmiyesi verilir.
Görevli elemana, görev müddeti içerisinde yolculuk yevmiyesine eşit miktarda ikamet yevmiyesi ödenir. Genel Müdürlükçe başlangıçtan itibaren vekâlet ile görevlendirme halinde veya geçici görev bir aydan fazla sürdüğü takdirde vekâlet ücreti verilerek ikamet yevmiyesi ödenmez. Vekâlet ücreti vekâlet edenin aylık ücretinin 2/3"üdür.
Geçici veya vekâlet görevi ile gidilen ünitenin bulunduğu şehir veya ilçede gece kalınmadığı takdirde, ikamet yevmiyesinin 2/3"ü ödenir. Geçici veya vekâlet görevi bir ayı geçerse yevmiye ödemesine son verilerek vekâlet ücreti ödenir. ..., Silivri ve ... ilçeleri İstanbul sınırları haricinde sayılır.”
Davacı söz konusu düzenlemeden yararlandığını ileri sürerek, dava dilekçesi ekindeki çizelge ile yıllara göre geçici görevlendirme adedini bildirmiş, böylece 2007-2013 yılları arasındaki toplam 746 seyahat karşılığı yol ve ikamet yevmiyesi alacağının tahsilini talep etmiş ise de, mahkemece eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde değildir. Öncelikle dosya kapsamında davacının uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmelerinden yararlanma şartlarını taşıdığına sendika üye kayıt fişi, üyeliğin işverene bildirildiği tarih vb belgelerin bulunmadığı tespit edilmektedir. Dairemizce iki defa eksik talep yazısı ile Davacı vekilince sunulan dosya eki klasör sendika üyelik bilgileri ve uyuşmazlık konusu döneme ait tüm toplu iş sözleşmelerinin gönderilmesi istenilmiş ise de, sadece 01/01/2014-31/12/2015, 01/01/2012-31/12/2013 dönemine ilişkin toplu iş sözleşmelerinin gönderildiği, önceki dönem toplu iş sözleşmelerinin dosyaya sunulmadığı anlaşılmaktadır. Söz konusu eksiklikler tamamlanmadan esas hakkında karar verilmesi hatalıdır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davalı işverene davacının çalıştığı döneme ait geçici görevlendirmelere ait bilgileri sunması için müzekkere yazıldığı ancak cevap verilmediği gerekçesiyle, davacının beyanına ve tanık anlatımlarına göre davacının haftada 3 kez geçici göreve gittiği böylece yılda 3x52=156 kez geçici görevlendirme yapıldığı, bu görevlendirmelerin tamamının yatılı olmayan görevlendirme olduğu sonucuna varılarak toplu iş sözleşmesinin 37. maddesine göre yol ile (2/3 yevmiye oranında) ikamet yevmiyesi hesaplanmıştır. Ne var ki, tanık anlatımına ve varsayıma dayalı olarak davacının ikamet ve yol yevmiyesine hak kazandığı sonucuna varılması hatalıdır. Davalı taraf, davacının saha bakım elemanı olduğunu, görevinin niteliği gereği olarak Konya ili ve ilçelerine gittiğini, davacı asli görevin gereği yerine getirmekte iken, bunun geçici görevlendirme sayılmayacağını savunmuş olup, mahkemece davalının bu savunması ve davacının işyerinde ifa ettiği iş yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verilmiş olması bozma sebebidir. Öncelikle, uyuşmazlık konusu döneme ait tüm toplu iş sözleşmeleri dosyaya getirtilmeli, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanma şartlarını taşıyıp taşımadığı belirlenmeli, daha sonra davacının işyerinde ifa ettiği iş dikkate alındığında toplu iş sözleşmesinin 37. maddesindeki düzenlemeden yararlanıp yararlanamayacağı noktasında bir karar verilmelidir.
Kabule göre de, davacı tarafça görevlendirmelere ilişkin çizelge ile POS işlemlerine ilişkin bir kısım belgeler sunulmuş olup, davalı taraf ise müzekkereye rağmen görevlendirmelere ilişkin bilgi veya belge sunmamıştır. Mahkemece davacı tarafın sunduğu kayıtlara göre hesaplanan alacaklar hüküm altına alınmıştır. Ancak bu kayıtlar, tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınmak suretiyle detaylı olarak incelenmeli, davalı tarafın bu kayıtlara karşı beyanı alınmalı, sonucuna göre bir değerlendirme yapılmalıdır. Davacının sunduğu POS İşlem Bilgilerine ilişkin belgelerde gidilen il veya ilçeler belirtilmiştir. Buna göre anılan belgeler titizlikle incelenerek, toplu iş sözleşmesindeki “vazifeli bulunduğu şehir sınırları dışındaki diğer bir şehir veya ilçede bulunan bir ünitede görevlendirme” düzenlemesine göre, davacının görevli bulunduğu il sınırları dışındaki yerlere mi , yoksa il sınırları içindeki yerlere mi görevlendirme yapıldığı belirlenmeli ve bu ayrım yapıldıktan sonra şartlar oluştuğu takdirde, Konya ili sınırları içindeki görevlendirmelerde ikamet ve yolculuk yevmiyesi ödenmeyeceği de göz önünde tutularak sonuca gidilmelidir. Bu bakımdan hükme esas alınan bilirkişi raporunda işverence yapılan tüm görevlendirmelerin geçici görevlendirme varsayımı ile salt tanık anlatımlarına göre hesaplama yapılması isabetsizdir.
Ayrıca davacının 2007 ve 2008 yıllarına ilişkin ücret bilgilerinin dosya kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle, Yargıtay kararları gereğince bir önceki yıl ücretinin asgari ücrete oranlaması ile hesaplanan 2,51 katsayısı dikkate alınarak, 2007 ve 2008 yılı ücretleri belirlenmiştir. Davacıya ait ücret bordroları getirtilmeden varsayıma dayalı olarak ücret belirlenmesi de bir başka hatalı yöndür.
Mahkemece açıklanan ilke ve esaslar dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.