22. Hukuk Dairesi 2016/20598 E. , 2019/18603 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı Belediyeye ait işyerinde başka şirketler bünyesinde vinç operatörü olarak kesintisiz çalıştığını, iş sözleşmesinin son alt işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Somut uyuşmazlıkta davacı net ücretinin 1.587,00 TL olduğunu ileri sürmüş ise de, ücretini banka yoluyla aldığını ifade etmiştir. Mahkemece davacının son aylık ücretinin net 1.500,00 TL (BRÜT 2.098,17 TL) olduğu kabul edilmiş ise de, dosya kapsamında mevcut imzasız bordrolarındaki brüt ücret ile işten ayrılma bildirgesindeki prime esas kazanç miktarı 1.963,08 TL’dir. Davacının ücretin elden ödendiği veya banka dışında bir ödeme vasıtası ile ödendiği yönünde iddiası bulunmamaktadır. Ayrıca asgari geçim indirimi ödemesi, kıdem tazminatı hesabına esas ücrete ilave edilemez. Mahkemece banka kayıtları ile bordrolar birlikte değerlendirilmek suretiyle, kıdem tazminatı hesabına esas ücretin belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
2-Davacının fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanıp kazanamadığı noktasında uyuşmazlık bulunmakta olup, mahkemece davacı tanıklarının anlatımlarına göre hesaplanan fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak davacı, davacı tanığı ... tarafından aynı işveren aleyhine benzer taleplerle açılan alacak davasında tanık olarak dinlenmiş olup; söz konusu davada “işyerinde haftanın 5 günü 08:00-17:00, Cumartesi günleri 2013 yılı Mayıs ayından itibaren 08:00-13:00 saatleri arasında, öncesinde yine 08:00-17:00 saatleri arasında çalışıyorduk, Pazar günleri çalışma yoktu, dini bayramların yarısı hariç diğer tatil günlerinde çalışma vardı” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacının bu beyanı kendisi yönünden bağlayıcıdır. Hal böyle olunca, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma iddiasının ispatı yönünden, davacının tanık ... dosyasındaki beyanına göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. Mahkemece, davacının bir başka dosyadaki beyanının eldeki dava yönünden bağlayıcı olduğu dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde değildir.
3-Dosya kapsamına göre davacıya 13.07.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının iddiasına itibar edilerek çalışma süresinin 05.03.2008-31.08.2014 tarihleri arasındaki 6 yıl 5 ay 26 gün olduğu sonucuna varılmış ise de, dosya kapsamındaki hizmet döküm cetvelinde davacının çalışmalarının kesintili olduğu görülmektedir. Davacının 13.01.2013 tarihinden önceki döneme ait işe giriş ve işten ayrılma bildirgeleri dosyada mevcut değildir. Davalı ... ile ihbar olunan şirketler arasındaki sözleşmeler ve ekleri de dosya kapsamında bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davacının çalışma süresinin belirlenmesi noktasında eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bu sebeple, mahkemece öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile davalı ve ihbar olunan şirketler arasındaki sözleşmeler ve ekleri ile varsa diğer kayıt ve belgeler getirtilerek davacının çalışma süresinin netleştirilmesi ve buna göre davalının talep edilen alacaklardan sorumlu olup olmadığı yönünden bir sonuca varılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
4-Mahkemece davacının ihbar tazminatı talebinin, “iş sözleşmesinin dava dışı alt işveren ... tarafından 6 hafta ihbar öneli verilerek feshedildiği, davacının kıdemi nazara alındığında ihbar önelinin 8 hafta olması gerektiği, işverence işçiye kıdem süresine göre hak kazandığı ihbar öneli kullandırılmadığı” gerekçesiyle kabul edilmiştir. Bu kabul şekline göre, davacıya tanınan bildirim süresinin 8 hafta olması gerekmektedir. Bildirim süresinin bölünerek verilmesi mümkün değildir. Yasal bildirim süresine kısmen uyulmamış olması da iş sözleşmesinin usulsüz feshi sonucunu doğurur. Diğer taraftan bozma kararının 3 numaralı bendinde, davacının çalışma süresine yönelik olarak araştırma yapılması gerekliliği vurgulanmış olup, öncelikle davacının davalı ... bünyesindeki çalışma süresi açıklığa kavuşturulmalı, bu araştırmanın sonucuna göre davacıya tanınması gereken bildirim süresi tespit edilerek, bildirimli feshin usulüne uygun olup olmadığı ele alınmalıdır. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.