21. Hukuk Dairesi 2016/10594 E. , 2017/259 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, yurtdışındaki işe giriş tarihinin 23/07/1981 olduğunun ve bunun Türkiye"de sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun tespitine, Kurum işleminin iptaline, emekli olabileceğinin tespitine, tahsis talep tarihi üzerinden maaş bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının Almanya’da sigortaya giriş tarihi olan 23.07.1981 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti ile tahsis talep tarihi üzerinden yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; 30/05/1962 doğumlu davacının yurt dışı Almanya"da geçen hizmetlerine ilişkin olarak düzenlenen hizmet cetvelinde 23/07/1981-31/12/2015 tarihleri arasında PF ( Pflichtbeitrag / Mecburi prim ) kodunda sigortalılık hizmet sürelerinin bulunduğu, davacının yurt içinde 28/08/2013-30/08/2013 tarihleri arasında 5510 sayılı 4/1-(a) bendi kapsamında (3) günlük sigortalılık hizmetinin bulunduğu, yurt dışında geçen hizmet sürelerinden 23/07/1981-23/09/1995 tarihleri arasında geçen 5101 günlük sigortalılık hizmet süresini borçlandığı, 23/05/2014 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, Kurum tarafından borçlanma tarihi gözönünde bulundurularak yapılan değerlendirme neticesi davacının ilk işe giriş tarihinin 27/06/1999 tarihi olarak belirlendiği ve bu nedenle talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığı koşullarını sağlayamayan davacının tahsis talebinin reddolunduğu anlaşılmaktadır.
3201 sayılı Kanun’un 6/A-(a) bendine göre bu Kanuna göre değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi için yurda kesin dönülmüş olması şarttır. Kanun’un 6/B fıkrasının 1.cümlesine göre bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümleri uygulanır.
Kesin dönüş kavramının tanımı Yönetmelik"in "Tanımlar" başlıklı 4.maddesinin (d) bendinde yapılmıştır. Buna göre kesin dönüş; aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade eder. Bu tanımda geçen sosyal sigorta ödeneği deyiminden; çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ikamete dayalı ödenekler, sosyal yardım ödeneği deyiminden ise bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen, ikamet şartına bağlı nakdi yardımlar anlaşılmalıdır.
Yurda kesin dönüş, yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarının, çalışma hayatına yönelik tüm ilişkilerini gerek çalıştığı işyerleri ve gerekse ilgili olduğu tüm sosyal güvenlik kuruluşları yönünden sona erdirerek yerleşmek ve sosyal güvenliklerini burada sağlamak üzere Türkiye’ye dönüş yapmalarını ifade eder. Kısaca, “yurt dışı çalışma ilişkisinin ve bu bağlamda sosyal güvenlik kurumlarıyla sigortalı ilişkinin sona ermesi”dir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.10.1997 gün ve 1997/10-588-857 E.K ve 1998/10-645 E. 1999-237 K.)
Yurda kesin dönüş koşulu borçlanma yoluyla aylık talebinde bulunanların tümü için geçerli olup evli olsun yada olmasın yurt dışında ev kadını olarak bulunan Türk vatandaşlarının da aylık tahsisi için yurda kesin dönüş yapmaları gerekir. Bu konuda kanun koyucu tarafından ev kadınları yararına herhangi bir ayırıma gidilmemiştir.
Yurt dışında işçi sıfatıyla çalışma hayatıyla ilgili tüm bağlarını ve ilişkisini bitirmeden geçici sürelerle yurda giriş yapmak ve yabancı ülke sosyal güvenlik kuruluşlarından yardım almak kesin dönüş yapıldığı anlamına gelmez. Sigortalının yaşlılık aylığı talep tarihinde yurt dışında bulunması aylık talep etmesine engel olmadığı gibi yurt dışında bulunmak tek başına yurda kesin dönüş yapılmadığı anlamına gelmez.
Yurt dışında yaşlılık veya maluliyet aylığı bağlanması, çalışma ve sigortalı ilişkisinin sona erdiğini gösterdiğinden kesin dönüşe karinedir. İşçinin, çalıştığı ülkeden işsizlik yardımı, hastalık, geçici işgöremezlik ve benzeri çalışmaya veya sigortalılığa dayalı yardımlar alması halinde sigortalının kesin dönüş yapmadığı kabul edilmelidir.
İkamet şartına bağlı olmayan sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği kesin dönüşe engel değildir.
Yurda kesin dönüş koşulunun aylık bağlanırken Kurumca, yargılamada ise mahkemece re"sen araştırılması gerekir. 3201 sayılı Kanun"un 6.maddesi uyarınca yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tarafların beyanlarına bağlı kalınmaksızın, resmi kayıtlar doğrultusunda, resen araştırılarak, irdelenip saptanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, özellikle sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneğinin ikamet koşuluna bağlı olup olmadığı Kurumdan ve ihtiyaç duyulursa yabancı ülke sosyal güvenlik kuruluşundan sorulmalıdır.
Somut olayda davacının yurt dışında işe başlama tarihi olan 23/07/1981 tarihinin Türkiye"de de işe başlama tarihi olduğunun tespitine dair Mahkemece kurulan hüküm doğrudur. Ne var ki davacının tahsis talep tarihi olan 23/05/2014 tarihinden sonrası tarihlerde de davacı adına PF ( Pflichtbeitrag / Mecburi prim ) kodu ile hizmet bildiriminde bulunulduğu anlaşılmakla, davacının yaşlılık aylığına hak kazandığı tarihte ve sonrasında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışması olup olmadığı, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alıp almadığının belirlenebilmesi için Mahkemece yöntemince inceleme ve araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, davacının yaşlılık aylığına hak kazandığı iddia edilen 01/06/2014 tarihi itibariyle yabancı ülke mevzuatına tabi çalışması olup olmadığını, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alıp almadığını Sosyal Güvenlik Kurumu aracılığıyla ilgili ülke Sosyal Güvenlik Kurumu"ndan sormak, davacının tercümeli onaylı güncel yurt dışı hizmet döküm belgesini istemek, davacının MERNİS ikamet adresini gösteren kayıtları ve 2014-2015 yıllarında yurda giriş çıkış kayıtlarını da birlikte değerlendirmek suretiyle sonucuna göre davacının 01/06/2014 tarihi veya sonrasında yurda kesin dönüş koşulunu yerine getirip getirmediğini belirlemek, kesin dönüş koşulunun sağlandığı tarihi takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda yer alan maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.