22. Hukuk Dairesi 2016/19697 E. , 2019/18645 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Asıl davada davacı işverenler vekili, davalı işçinin, davacı şirketlerde müdür olarak görev yaptığını, görev süresince usulsüz harcamalar yapmak suretiyle işverene zarar verdiğini, bu nedenle 08/04/2008 tarihinde iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davalının, davacı şirketlerin faaliyet alanı ile ilgili olmayan birçok harcamada bulunduğunu, bu harcamaların hiçbirinin yönetim kurulu kararlarında dayanmadığını, davalının şirket müdürü olarak yaptığı harcamaların uydurma faturalarla yapıldığını, şirketlerin yüklü miktarda parasını sebepsiz olarak harcadığını ve şirketin zararına sebebiyet vermiş olduğunu belirterek anılan zararın tazminini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı işçi vekili, iş akdinin işveren tarafından haksız, bildirimsiz ve kötüniyetli olarak feshedildiği iddiasıyla kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatı, yıllık ücretli izin ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Asıl davada davalı işçi vekili, on yıllık müdürlük süresince her yıl yapılan olağan kurul toplantılarında ortaklar tarafından oy birliği ile şirketlerin bilanço gelir-gider hesaplarının ibra edildiğini, şirketlerin denetçisi tarafından hesaplanıp olumlu rapor verildiğini, davacının sunmuş olduğu belgelerde tarihsel olarak tutarsızlık bulunduğunu beyanla asıl davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davalı işverenler vekili, işçinin usulsüz işlemler yaparak menfaat temin ettiği, işvereni zarara uğrattığı, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunduğu ve iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar asıl davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, asıl davada davacı şirketler vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi sebebiyle ve haklı olarak işverence feshedilip edilmediği ve işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde, işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu belirtilmiştir.
İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması durumunda, işverenin haklı fesih imkânı olmadığı gibi işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarının bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır.
Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının hukukî sonuca etkisi bulunmamaktadır. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir. Zarar tutarı ile karşılaştırılacak olan işçinin otuz günlük ücretinin brüt ya da net olarak dikkate alınması gerektiği noktasında kanunda herhangi bir açıklık bulunmamakla birlikte, işçi lehine yorum ilkesi uyarınca brüt ücretin esas alınması gerekir. Otuz gün, bir aydan farklı bir kavramdır. Bu noktada işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin otuz katı tutarı dikkate alınmalıdır.
Maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir. İkramiye, prim, fazla çalışma ücreti ve benzeri ödemeler bu maddede yer alan otuz günlük ücret içerisinde değerlendirilmemelidir. Zararın otuz günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar. İşçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş olması fesih hakkını ortadan kaldırmaz.
Somut olayda, birleşen davada davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın işverence feshedildiğini ileri sürmüş, birleşen davada davalı işverenler ise davacının, müdür olarak görev yaptığı şirketlerce kurulan denetim komisyonu tarafından yapılan incelemede şirketlerin iştigal konusu olmayan harcamalar yapıldığının tespit edildiğini, davacının belirtilen usulsüz işlemleri yaparak menfaat temin ettiği, işvereni zarara uğrattığı gerekçesi ile iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece asıl davada işçinin, işverenleri 9.660,79 TL zarara uğrattığı kabul edilerek tespit edilen zarar miktarının işverenlere ödenmesine hükmedildiği anlaşılmış olup işverenlerin haklı fesih savunması, işçinin kabul edilen brüt ücret miktarı, kabul edilen zarar miktarı birlikte değerlendirildiğinde işçinin otuz günlük ücretini aşacak şekilde işvereni zarara uğrattığı ve haklı feshin ispatlandığı gözetilmeksizin birleşen davada talep edilen kıdem ve ihbar tazminatlarının reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 10/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.