22. Hukuk Dairesi 2016/20569 E. , 2019/18679 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesine haklı bir neden olmadan son verildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece imzalı ücret bordroları ile fazla çalışma tahakkuku yapılmış olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş ise de; dosya içerisinde bulunan ücret bordroları incelendiğinde bazı aylara ait ücret bordrolarının imzasız olduğu görülmektedir. Dairemizin yerleşik hale gelen görüşüne göre, işçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkün olup bu takdirde yapılacak fazla çalışma alacağı hesabından banka kanalıyla ödendiği sabit olan tutarların mahsubu ile sonuca gidilmesi gerekmektedir.
Şu halde; iddia ve taraf tanık anlatımları ile işyerinde işe giriş çıkış tutulduğu anlaşılmakla; öncelikle kayıtları sunması için işverene yöntemince süre verilmeli, sunulması halinde davacının fazla çalışma yapılacağı zaman parmak bastırılmadığı iddiası nedeniyle bu kayıtlara değer verilip verilemeyeceği irdelenmeli; kayıt sunulmaz ise ya da sunulmasına rağmen kayıtlara değer verilemeyeceği sonucuna varılması halinde, tanık beyanlarına göre fazla çalışma alacağı hesaplanmalı, imzalı ücret bordrolarında tahakkuk bulunan aylar aksi yazılı deliller ile ispatlanmadıkça dışlanmalı, imzasız ücret bordroları ile aksi yazılı delille ispatlanması halinde imzalı ücret bordrolarındaki fazla çalışma tahakkukları mahsup edilerek sonucuna göre fazla çalışma ücret alacağı olup olmadığı belirlenmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden fazla çalışma alacağı talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasında davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı, işyerinde fazla çalışma ücretinin ödenmemesi, fazla çalışma yapılacağı zamanlarda işe giriş-çıkışlarda uygulanan parmak basma uygulamasının iptal edilmesi ve bankalara para yatırma, elektrik-su faturası ödeme, müdürün evine ihtiyaç maddeleri götürme, müdürün evinin alışverişini yapma gibi görevi dışındaki işlerin yaptırılmasına itiraz etmesi üzerine işyeri yetkilisi tarafından işyerinde ancak bu şekilde çalışabileceği, istemiyorsa çekip gidebileceği belirtilerek iş sözleşmesinin son bulduğunu iddia etmiştir.
Davalı ise, yıllık ücretli izin kullanan davacının izin dönüşü işbaşı yapmadığını, işyerine bilgi vermeden ve izin almadan devamsızlık yapan davacının iş sözleşmesinin istifa nedeniyle son bulduğunu savunmuştur.
Mahkemece iş sözleşmesine davacı tarafından haklı bir neden olmadan son verildiği gerekçesiyle kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Dava dilekçesindeki anlatım ile dosya kapsamından davacının fazla çalışma ücretinın ödenmemesi ayrıca paket servis işi dışında özel işlere (fatura yatırma, vs) gönderilmesi gerekçeleriyle iş sözleşmesini eylemli olarak feshettiği anlaşılmaktadır. Şu halde, öncelikle az yukarıda açıklandığı üzere fazla çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, davacının fazla çalışmasının olmadığının tespiti halinde davacının görev tanımı dışında özel işlere gönderildiği iddiasının değerlendirilmesi bu hususta gerekirse tanıkların yeniden dinlenilmesi ve sonucuna göre kıdem tazminatı talebi hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.
4- Öte yandan, davacının bakiye yıllık ücretli izin alacağı davanın açıldığı 25.03.2015 tarihinden sonra 20.05.2015 tarihinde ödenmiştir. Dava dilekçesinde, net 500,00 TL yıllık ücretli izin alacağı faiziyle talep edilmiştir. Dava açıldıktan sonra ödeme nedeniyle yıllık ücretli izin talebi konusuz kalmış ise de; dava tarihinden ödeme tarihine kadar olan faiz talebi hakkında hüküm kurulmamıştır. Mahkemece bu hususun gözetilmemesi de ayrıca bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 10.10.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.