Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6322
Karar No: 2017/1899
Karar Tarihi: 08.03.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/6322 Esas 2017/1899 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Ticaret Mahkemesi'nde gerçekleştirilen menfi tespit davasında, davacı müvekkilinin borcunun tasfiyesi için geçici olarak mülkiyeti kendilerine ait işyerini davalıya devrettiği, taşınmazın ipotek edildiği ve arabanın bedelinin borçtan düşülmek üzere davalıya devredildiği sözleşmenin imzalandığı ancak müvekkilin borca batık olduğu için müzayaka halinde imzalamak zorunda kaldığı belirtilmiştir. Davacı, alacak/borç ilişkisinin saptanarak davalı tarafa müvekkilinin borcu bulunmadığının tespitine, fazla ödenen miktarın tespiti halinde davalı taraftan alınarak müvekkiline işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ödenmesine, borcun ödendiği tespiti halinde dava konusu işyerinin müvekkiline iadesiyle teslimine, teminat olarak verilen ipoteğin fekkine karar verilmesini talep etmiştir. Ancak, yapılan yargılama sonucunda davacının taahhütlerini zamanında yerine getirmediği ve sözleşmenin kendiliğinden hükümsüz hale geldiği, davacının borcunu tamamen ödemediği ve borçlu kalmaya devam ettiği belirlenmiştir. Bu sebeple, davacı yana yapılan talepler reddedilmiştir. Kararda HUMK’un 13(HMK 12) maddesi gereği yetkili olduğu belirtilmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2016/6322 E.  ,  2017/1899 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkilinin davalıya olan borcun tasfiyesi amacıyla geçici olarak mülkiyeti kendilerine ait işyerini davalı yana devrettiğini, taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca müvekkilinin babasına ait bir taşınmazın davalı şirkete ipotek ettiğini, yine Renault marka aracın bedelinin borçtan düşülmek üzere davalı şirkete devredileceği hususunda anlaşıldığını,sözleşmenin imzalanması sırasında müvekkilinin borca batık durumda olduğunu, sözleşmeyi müzayaka halinde imzalamak zorunda kaldığını belirterek taraflar arasındaki alacak/borç ilişkisinin saptanarak davalı tarafa müvekkilinin borcu bulunmadığının tespitine, fazla ödenen miktarın tespiti halinde davalı taraftan alınarak müvekkiline işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ödenmesine, borcun ödenmiş olduğunun tespiti halinde dava konusu iş yerinin müvekkiline iadesiyle teslimine, teminat olarak verilen ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, öncelikle zaman aşımı itirazları olduğunu, öncelikle tarafların davacının müvekkiline olan borcunun tespiti ve tasfiye amacıyla bir sözleşme imzaladıklarını, sözleşmenin şartlarına göre mağazanın davacıya iadesinin tek şartının iki yıllık sürede borcun tasfiye edilmiş olmasına bağlı olmadığını, davacının sözleşmeye aykırı hareketleri nedeniyle taraflar arasındaki 30.08.2003 tarihli sözleşmenin kendiliğinden fesholunduğunu ileri sürerek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve tapu kaydına göre; davaya konu ipotekli taşınmazın ...ili,... ilçesinde bulunması nedeniyle HUMK’un 13(HMK 12) maddesi gereğince... Mahkemeleri kesin yetkili olduğundan ve HMK’nun 114/1-ç ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 16.05.2012 gün ve 2012/5291 E, 2012/8226 K.sayılı bozma ilamı ile ""Davacı dava dilekçesinde,davalının bayisi olduğunu, aralarındaki ticari ilişki nedeniyle taşınmazın ipotek edildiğini,taraflar arasında yapılan borç mutabakatı uyarınca mutabakatta belirtilen borcun ödendiğini ileri sürmüş, bu nedenle borcunun bulunmadığının tespitini ve davalı tarafa verilen ipoteğin fekkini istemiştir. Uyuşmazlığın taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve borç mutabakat ilişkisinden kaynaklanmış olması nedeniyle somut olayda HUMK’un 13.(HMK’nın 12) maddelerinin uygulanma yeri bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmek suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş.
    Mahkemece,bozma ilamına direnilmesi üzerine;
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 15.11.2013 tarih, 2013/19-120 Esas, 2013/1581 Karar sayılı ilamı ile taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, sözleşme uyarınca davacının ipotek ve arabanın satışı ile ilgili taahhütlerini zamanında yerine getirmediği ,sözleşmenin kendiliğinden hükümsüz hale geldiği, davacının verdiği ve davalının kabul ettiği süresinden sonra verilen ipotek ve aracın sadece borçtan mahsubu gerektiği, Koton"a devredilen mağazanın Koton"un mülkiyetinde kalacağı, ayrıca borcun tamamen ödenmediği, davacıya iadesi gereken bedel olmadığı,tarafların mutabık kaldıkları 313.427,00 TL borç rakamından 24 aylık kar olan 171.128,00 TL düşüldüğünde 142.299 TL borç kaldığı, araç ve ev değeri düşülse dahi borçlu kalmaya devam edeceği gerekçeleriyle davacı yanın ipoteğin fekkine ilişkin taleplerinin vazgeçme nedeniyle reddine, diğer borçlu olmadığının tespiti,fazla ödemelerin iadesi ve devir ve teslime ilişkin talep ve davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 08/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi