Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/25113
Karar No: 2013/651

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/25113 Esas 2013/651 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2012/25113 E.  ,  2013/651 K.

    "İçtihat Metni"

    ....
    Dava, davacının 04.02.1978-31.12.2001 tarihleri arasında, davalı işyerinde sürekli çalıştığının ve son ücretinin 210 TL olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kısmen kabulü ile, davalı ...’ya noksan bildirim olmadığı, ancak son ücretinin 210 TL olduğuna karar verilmiştir.
    Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı avukatının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davalılar avukatlarının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/ 10-642 E., 2012/38 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır.
    Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (...).
    Hukuk Genel Kurulu’nun ... sayılı kararlarında da belirtildiği üzere buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir (....). Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır.
    Mülga 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönem içinde öğreti ve yargısal kararlar, dava açarken hukuki yararın bulunması gereğini, "dava şartı" olarak kabul etmiştir. Bu şart, "dava konusuna ilişkin genel dava
    ./...
    -2-
    şartlarından biri" olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan "olumlu dava şartları" arasında sayılmaktadır.
    Nitekim, aynı görüş, .... sayılı kararlarında da, benimsenmiştir.
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda öğreti ve yargısal kararların bu uygulaması aynen benimsenerek, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.
    Bir davada, hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
    Davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehlike ile tehdit edilmelidir. Bu tehdit çoğunlukla davalının davranışları ile ortaya çıkar.
    Söz konusu bu tehdidin davacı için bir tehlike oluşturabilmesi, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olmasına ve bu hususun, davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmasına bağlıdır (...
    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı hakkında Sosyal Sigortalar Kurumu Teftiş Kurumu tarafından düzenlenen ilgili kayıt inceleme tutanağında, davacının talebe konu dönemindeki son ücretinin (prime esas kazanç olarak) 210 TL olduğu belirgindir. Bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    Kaldı ki, Dairemizin 10.6.2010 gün ve... sayılı bozma ilamı üzerine,yerel mahkemenin 22.10.2010 gün ve ... sayılı ilamıyla, bordrolarda çalışılan ücretlerle, hizmet süresine ilişkin verilen kısmen kabul kararı davacı tarafında temyiz edilmemiş, bu yönüyle davalılar yararına usuli kazanılmış hak da oluşmuştur. 09.5.1960 gün ve ... sayılı Yargıtayİçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama "Usuli kazanılmış hak" olarak adlandırılır. Bu hukuki kuralın ancak iki istinası bulunmaktadır. Bunlardan biri, mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra görülmekte olan davaya uygulama imkanı olan yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı çıkması; diğeri de, 4.2.1959 gün ve
    ../...
    -3-
    13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirlendiği üzere, hükmüne uyulan bozma kararından sonra görevle ilgili yeni bir yasal düzenlemenin getirilmiş olmasıdır ki somut olayda söz konusu değildir.
    Yukarıda belirtilen nedenlerle, davanın tümüyle reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi usul usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
    Ne var ki bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi gereğince, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine;
    “Davanın reddine,
    8,95 TL bakiye karar ve ilam harcının davacıdan alınıp ... irat kaydına,
    Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
    1.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 22.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.



    ...



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi