MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01.07.2007-23.11.2010 tarihleri arasında davalı ... Belediyesinin ... sosyal tesislerinde davalı taşeron şirket ... Özel Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi nezdinde özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, aldığı aylık net ücretin 1.150,00 TL olduğunu, maaşların yirmi gün gecikmeli ödendiğini, yirmiüç günlük ücret alacağının ödenmediğini, işyerinde öğleden sonra 16.00 ile sabah 08.00 saatleri arasında bir ay gece vardiyasında, sabah 08,.00 ile 16.00 saatleri arasında da bir hafta sabah, 08.00 ile 16.00 saatlari arasında gündüz vardiyasında çalıştığı, hafta sonu dinlendirilmesi yaptırılmadığını, haftalık kırkbeş saati aşan çalışma süresi için fazla mesai ücreti ödenmediğini, dini bayramlardan kurban bayramı için iki gün, ramazan bayramı için birbuçuk gün zamsız mesai ücreti ödendiğini milli bayramlar ve yılbaşında fazla çalışmalar için ücret ödenmediğini, şirketçe aynı işyerinde güvenlik görevlisi olarak çalışan yirmiüç personelin bir iki gün arayla “gece nöbette uyuduğu” gerekçesi ile işten çıkarıldığını, bu durumun “toplu işçi çıkarma” hali olduğunu, üç-dört personelin eleman yetersizliği sebebiyle tekrar işe alındığını, esasında fesih sebebinin yaklaşan seçimler sebebiyle işletmenin kendi istediği personeli çalıştırmak istemesi olduğunu, aynı gün baskı ile ibraname imzalatıldığını, ertesi gün nöbet saatinde işe gitmiş olmasına rağmen işe başlatılmadığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı, genel tatil alacağı ve ücret alacağının ödenmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı belediye vekili, husumet itirazında bulunduklarını, davacının iş sözleşmesinin belediye tarafından feshedilmediğini, belediyede resmi mesai saatleri uygulandığını, fazla mesaisinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin istifa ile sona erip ermediği hususu uyuşmazlık konusudur.
Davacı iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğini, davalı ise davacının istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını savunmuştur. Davacı ve davalı tanıkları feshe dair görgüye dayalı beyanda bulunmamıştır. Dosya içerisinde bulunan davacıdan sadır, imza ve içeriği inkar edilmeyen 27.11.2010 tarihli istifa dilekçesinde, davacının kendi isteğiyle işten ayrıldığını ifade ettiği görülmektedir.
Somut olayda, davacı istifa dilekçesinde imzaya itirazda bulunmamış, iradesinin fesada uğradığını iddia ve ispat etmemiştir. İstifaya ilişkin fesih beyanının hüküm ve sonuç doğurmasının davalı işverenin kabulüne bağlı olmadığı anlaşıldığından istifa dilekçesindeki, istifanın uygun görüldüğüne ilişkin yazının devamında belirtelen tarihte düzeltme yapılmış olması istifa dilekçesinin geçersiz olduğu sonucunu doğurmaz. Bu durumda, davacı haklı bir sebep olmaksızın istifa etmek suretiyle işten ayrıldığından kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamaz. Mahkemece kıdem ve ihbar tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
3-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının giydirilmiş ücretinin tespitinde yemek bedeli ilave edilmiştir. Yemek yardımı ile ilgili tanık anlatımları arasında çelişki bulunmaktadır. Sözkonusu yardımın yapıldığına ilişkin yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığından ihbar ve kıdem tazminatında esas giydirilmiş ücretin belirlenmesinde dikkate alınması doğru değildir. Nitekim dairemize intikal eden emsal nitelikteki dosyanın davacısı tarafından işyerinde yemek yardımı yapılmadığı yönünde beyanda bulunmuş ve emsal dosyada verilen karar bu sebeple bozulmuştur. Bu durumda giydirilmiş ücret hesaplamasında yemek bedelinin dikkate alınmaması gerekli iken giydirilmiş ücret hesaplamasında yemek bedelinin ilave edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Ulusal bayram genel tatil alacağı bakımından ücret bordrolarında zamsız tahakkuk eden ücretlerin hesaplanan ulusal bayram genel tatil alacağından mahsup edilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 26.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.