Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/10992
Karar No: 2019/641
Karar Tarihi: 04.02.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/10992 Esas 2019/641 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/10992 E.  ,  2019/641 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; Malatya Yakınca beldesi eski Tekel depolarında bulunan B blokta, ... Tekstil işletme adı altında faaliyet gösterdiğini, aynı yerde eski ortaklarından ..."in de iş yerinin bulunduğunu, bahse konu kişiyle aralarındaki ortaklığın 29.01.2013 tarihinde sona erdiğini, ..."in abonesiz elektrik kullanımından ötürü, davalı kurum tarafından 15/02/2013 tarihli kaçak tespit tutanağının düzenlendiğini, tutanağın altına ortaklık dönemlerine ait kaşenin vurulduğunu, ortaklıklarının sona ermesi sebebiyle tahakkuk eden fatura bedelinden dolayı kendisinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini ileri sürerek; 9.021,71 TL den borçlu olmadığının tespitine ; cevaba cevap dilekçesinde ise ; bu kez davalı kurum tarafından düzenlenen 03/04/2013 tarihli kaçak tespit tutanağından bahsederek, ilgili tutanağın düzenlendiği tarihte kendisiyle birlikte üç ayrı iş yerinin faaliyet gösterdiğini ve bu durumun tutanakla sabit olduğunu, bu nedenle kaçak elektrik kullanımından ötürü sadece kendisinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini ileri sürerek ; borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davacının elektrik aboneliği başlangıcının 04/04/2013 tarihi olduğunu, dava konusu edilen kaçak tespit tutanağının ise 15/02/2013 tarihli olup davacıya ait iş yeri adına düzenlendiğini, davacının işe başlama tarihi ile abone olduğu tarih dikkate alındığında uzun bir süre abonesiz kaçak elektrik kullandığının sabit olduğunu savunarak ; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; hükme esas alınan 13.05.2016 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı kuruma 15.02.2013 tarihli tutanaktan ötürü tahakkuk eden fatura nedeni ile 3.203,74 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kaçak elektrik kullanımından kaynaklı tahakkuk ettirilen fatura bedelinden borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemenin hüküm vermesi için, kendisine yöneltilen talebin formüle edilmesi ve ileri sürülmesi tarafların yükümlülüğünde ise de, bunları anlamlandırmak veya gerektiğinde açıklattırmak hâkimin görevidir. Ancak bu durum, hâkimin tarafların ileri sürmediği vakıaları ileri sürmelerine imkan vermesi veya hatırlatması anlamını taşımaz. Burada mevcut olmayanın, talep edilmeyenin ortaya çıkartılması değil, talep edilenin netleştirilmesi, aydınlatılması, belirlenmesi söz konusudur.
    Taraflarca getirilme ilkesi, hâkimin soru sorma ve davayı aydınlatma ödevi (m. 31) çerçevesinde yumuşatılmıştır (Pekcanıtez Hakan, Atalay Oğuz, Özekes Muhammet, Medeni Usul Hukuku, 2011, 11.Bası, s. 248 vd).
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun "hâkimin davayı aydınlatma görevi” başlıklı 31. maddesine göre, “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu olduğu durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”
    Hâkimin davayı aydınlatma ödevi olarak ifade edilen bu düzenleme ile doğru hüküm verebilmesi ve maddi gerçeğin bulunabilmesi amaçlanmıştır. Düzenlemede her ne kadar “açıklama yaptırabilir” denilmişse de, bunun, hâkimin davayı aydınlatması için bir “ödev” olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü davayı aydınlatma ödevi sayesinde hâkim, iddia ve savunmanın doğru ve tam olarak anlaşılmasını sağlayacak ve bu şekilde doğru olmayan bir kararın verilmesini önleyecektir . (Y. HGK. , 2014/22-83 E., 2016/27 K. ve 20.01.2016 T. sayılı kararı)
    Somut uyuşmazlıkta; davacı, dava dilekçesinde 15/02/2013 tarihli kaçak tespit tutanağından ötürü borçlu olmadığının tespitini ; cevaba cevap dilekçesinde ise , dilekçe içeriği ve dilekçe ekinde sunmuş olduğu belgeden anlaşılacağı üzere, 03/04/2013 tarihli kaçak tespit tutanağından kaynaklı tahakkuk ettirilen fatura bedelinden borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davacının talebi belirsiz olup, mahkemece belirsizlik giderilmeksizin 15/02/2013 tarihli kaçak tespit tutanağı dikkate alınarak, bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Davalı vekili ise temyiz dilekçesinde, 15/02/2013 tarihli tutanak gereği tahakkuk eden fatura bedelinin ödendiğini, davacı ile birlikte diğer firmalar adına birlikte tanzim edilen ve ödenmeyen 03/04/2013 tarihli tutanağın dava konusu edildiğini belirtmiştir.
    Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle, 6100 sayılı HMK "nın 31. maddesi gereği hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında, davacının davaya konu ettiği kaçak tespit tutanağı hakkında beyanı alınarak iddianın açıklığa kavuşturulması, sonrasında taraflarca gösterilen tüm deliller birlikte değerlendirilip , hasıl olacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile HUMK"nın 428.maddesi uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 04.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi