3. Hukuk Dairesi 2019/296 E. , 2019/692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen adi ortaklığın feshi davasının yapılan yargılaması sonucunda, dairemiz bozma ilamına direnilmesine dair verilen hükmün, süresi içinde davalı – karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; 6763 sayılı Kanun"un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK"nun 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca dosyadaki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Yoğurt adlı işletmeyi davalı ile ortak olarak çalıştırdığını, ancak eşinin vefat ettiği 17/11/2009 tarihinden sonra davalının kar payı ödemediğini, ayrıca ortaklığın faaliyet gösterdiği işyeri ile işletmede kullanılan üç adet aracın kendisine ait olmasına rağmen davalı tarafından kira bedeli de ödenmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, ortaklık kar payı ile taşınmaz ve araçların kira bedellerinden oluşan alacaktan şimdilik 10.000 TL"nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 02/04/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 27.631,93 TL"ye artırmıştır.
Davalı; adi ortaklığı davacının eşi olan İbrahim Büyük... ve ...Büyük... kurduklarını, İbrahim Büyük..."nin 17/11/2009 tarihinde vefatı üzerine diğer mirasçıların muvafakati ile davacının adi şirkete ortak olarak katıldığını, ...Büyük..."nin de ortaklıktan ayrılması nedeniyle ortaklığın "...-... adi ortaklığı" haline geldiğini, adi ortaklığın faaliyet gösterdiği işyeri ile ilgili olarak bu güne kadar kira bedeli ödenmediğini, ayrıca araçların ortaklık malı olduğunu savunmuş, karşılık davasında; asıl davada talep edilen alacağın tasfiyeyi de içerdiğini ileri sürerek, adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacının kar payı alacağı talebinin kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen hüküm, davalı – karşı davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 23/05/2013 tarihli ve 2012/5965 E. 2013/9468 K. sayılı ilamıyla; asıl davada hüküm altına alınan kar payı alacağının fesih ve tasfiyeyi de kapsadığı, davalı-karşı davacının da ortaklığın tasfiyesini istediği, buna göre temyiz aşamasında yürürlüğe giren TBK"nun 639, 642, 643 ve 644. maddelerinin tasfiyede dikkate alınması, yönetici ortak olan davalıdan hesap istenmesi, ortaklığa ait malların tespit edilmesi, tayin olunacak görevli marifetiyle ortaklık mallarının satılması, varsa borçların ödenmesi, ortakların yaptığı masraflar ödendikten sonra geriye kalan kar veya zararın paylaştırılmasına karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma sonrası birleşen davada davacı; yoğurt yapımında kullanılan kazan ve diğer malzemelerin davalı tarafça başka bir yere götürüldüğünü, ayrıca ilk davanın açıldığı tarih ile iş bu dava tarihi arasındaki dönemde elde edilen kar payının da ödenmesi gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, kar payı için 10.000 TL, davalı tarafça götürülen malzemeler için 1. 000 TL olmak üzere toplam 11.000 TL"nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece; adi ortaklığın feshine, kar payı ve demirbaş bedelinden payına düşen 44.285,65 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ..."ye verilmesine, ortaklığa ait olup halen bankada bulunan paranın davacı ve davalıya 1/2 oranında paylaştırılmasına, tasfiyesine karar verilen ortaklığın vergi, SGK ve meslek odası kayıtlarının yönetici ortak olan davalı-karşı davacı ... tarafından sildirilmesi konusunda yetki ve süre verilmesine dair verilen hüküm, davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 28/06/2018 tarihli ve 2017/17071 E. 2018/7348 K. sayılı ilamıyla; mahkemece uyulan bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmediği, tasfiyenin Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece; taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi ile ilgili üç aşamanın yerine getirildiği, bununla ilgili olarak ayrıca bir araştırma yapılmasına yer olmadığı gerekçesiyle, dairemiz bozma ilamına karşı direnilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı – karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Birleştirilen davalar ile karşı dava, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Direnme kararı üzerine temyiz dilekçesinde belirtilen nedenlerle sınırlı olarak yapılan incelemede; tasfiye memuru tarafından ortaklığın borcunun olmadığının belirlendiği, tarafların isteği üzerine ortaklığa ait ticari defterler esas alınarak karın ve demirbaş bedellerinin tespit edildiği, ortaklığa ait 3 adet aracın satış ve nakte çevirme işleminin yapıldığı, tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre mahkemece tarafların hak ve yükümlülüklerinin saptanmasından sonra tasfiye işlemi sonlandırılarak bu doğrultuda hüküm oluşturulduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, mahkemece; uyulan bozma ilamı doğrultusunda Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tasfiye işlemlerinin yerine getirildiği, dairemiz bozma ilamındaki değerlendirmenin hataya dayalı olduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, usul ve yasaya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı – karşı davacı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan direnme hükmünün ONANMASINA, 3.826,75 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.