Esas No: 2022/10363
Karar No: 2022/9644
Karar Tarihi: 19.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10363 Esas 2022/9644 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/10363 E. , 2022/9644 K."İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın; davacı ... davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun ise vekâlet ücreti yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve duruşmalı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizin 15.02.2022 tarihli ve 2021/13163 Esas, 2022/1800 Karar sayılı kararı ile davacının 26.11.2008 - 26.11.2009 tarihleri arasındaki çalışma dönemi bakımından açık bir hukuk seçimi yapılmadığından ... hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak 10.08.2007 - 15.08.2008 ve 07.07.2012 - 19.01.2017 tarihleri arasında geçen çalışmaları yönünden açık bir hukuk seçimi mevcut olduğundan 10.08.2007 - 15.08.2008 tarihleri arasındaki dönem için Rusya hukuku, 07.07.2012 - 19.01.2017 tarihleri arasındaki dönem için ise Umman hukuku uygulanarak konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınıp değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.
Dairemiz bozma kararına Bölge Adliye Mahkemesince direnilmesi üzerine karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede;
15.02.2022 tarihli ve 2021/13163 Esas, 2022/1800 Karar sayılı bozma kararına direnilmiş ise de yabancı unsurlu ... sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte ileride ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkta yabancı hukukun uygulanması taraflar açısından öngörülebilir bir durumdur. Taraflar bir hukuk seçimi yapmamış olsalar dahi mülga 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (2675 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve hâlen yürürlükte bulunan 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesinin ikinci fıkrası düzenlemeleri doğrultusunda uyuşmazlıkta yabancı hukukun uygulanması mümkün olabilmektedir.
Belirtmek gerekir ki gerek mülga 2675 sayılı Kanun'un gerekse 5718 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin birinci fıkrasında hâkimin, ... kanunlar ihtilafı kurallarını ve yetkili olan yabancı hukuku resen uygulayacağı belirtilmiştir. 6100 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesine göre ise hâkim, ... hukukunu resen uygulamak durumundadır. Bu durumda daha önce farklı Yargıtay uygulamalarının bulunmasının açık kanun hükümlerinin göz ardı edilmesine gerekçe olarak gösterilemeyeceği değerlendirilmiştir.
Diğer yandan genel işlem koşulları; 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 20 ilâ 25 inci maddeleri arasında düzenlenmiştir. Somut olayda ise taraflar arasında imzalanan yurt dışı ... sözleşmelerinden 10.08.2007 tarihli olanının mülga 818 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu tarihte düzenlendiği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Bu nedenle belirtilen yurt dışı ... sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibarıyla 6098 sayılı Kanun yürürlükte olmadığından genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler somut olaya uygulanamayacağı gibi bu hükümlerin, 6101 sayılı ... Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 2 nci maddesi gereğince kamu düzeni ve genel ahlâka ilişkin bir kural niteliğinde bulunmaması nedeniyle geçmişe etkili şekilde somut olaya uygulanması da mümkün değildir. Nitekim belirtilen ilkeler Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.12.2021 tarihli ve 2018/(19)11-1109 Esas, 2021/1718 Karar sayılı kararı ile 12.03.2020 tarihli ve 2017/11-36 Esas, 2020/290 Karar sayılı kararında da vurgulanmıştır.
6098 sayılı Kanun'un genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinin 07.07.2012-19.01.2017 tarihleri arasındaki dönem için imzalanan yurt dışı ... sözleşmesine uygulanması mümkün ise de bu hükümlerin, hukuk seçimi anlaşmasının geçersizliğine gerekçe olamayacağını belirtmek gerekir. Genel işlem koşulları, sözleşme taraflarından birinin ileride kuracağı sözleşmelerde karşı âkidine değiştirmeden kabul edilmek üzere sunma niyetiyle önceden, tek yanlı olarak saptadığı sözleşme koşullarıdır. Söz konusu hükümler, hukuk seçimi anlaşmasına uygulanacak hukukun ... hukuku olması hâlinde işlev görebilir. Bunun dışında 6098 sayılı Kanun’un bahsi geçen hükümleri, bunların doğrudan uygulanan kural niteliğinde kabul edilmeleri yahut yabancı hukukun ilgili hükümlerinin uygulanmasının ... kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde uygulanabilir (Rifat Erten, "Yurt Dışında Çalışan ... Vatandaşı İşçilerin ...’de Açtıkları İşçi Alacaklarına Dair Davalarda Milletlerarası Yetki ve Uygulanacak Hukuk Meseleleri", Prof. Dr. Rıza Ayhan’a Armağan, C.I, ... 2022, s. 244).
Ayrıca, 4904 sayılı Kanun'a dayanılarak hazırlanan Yurtdışı İstihdam Hizmetleri Yönetmeliği’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 8 inci maddesi uyarınca yabancı ülkedeki ... ve faaliyetlerinde istihdam edeceği işçileri ...’den götürmek isteyen işverenler, ... ... Kurumu tarafından hazırlanan ... sözleşmelerini işçi ile karşılıklı olarak imzalamak ve imzalı sözleşmeleri Kuruma onaylatmak zorundadır. Yurt dışına çalışmak amacıyla gidecek işçilerin gittikleri ülkelerde zor durumda kalmamaları, ücret, çalışma koşulları ve sosyal güvenlik konuları başta olmak üzere diğer birçok konuda mağduriyet yaşamamaları için yurt dışına çıkmadan önce yurt dışı ... sözleşmesinin Kuruma onaylatılması amaçlanmıştır. Bu noktada önemli olanın işverenin işçiye söz konusu sözleşmeyi okuma imkânını sağlaması olduğu, Kurum tarafından hazırlanan yurt dışı ... sözleşmelerinin sürekli olarak Kurumun internet sayfasında yer aldığı, kolayca ulaşılabilir ve incelenebilir olduğu, işçinin bu sözleşme içeriğini okuma imkânının her zaman bulunduğu kabul edilmelidir (Gaye Baycık, "Çalıştırılmak Üzere Yurt Dışına Götürülen ... İşçilerin Açtıkları Davalarda Uygulanacak Hukuk", Yurt Dışı Hizmet Sözleşmelerinde Milletlerarası Özel Hukuk Uygulaması ... Hukuku Sorunları, Elli İkinci Çözüm Arama Konferansı, 2017, s.109-110). Somut uyuşmazlıkta da yurt dışı ... sözleşmelerinden birinin bu amaçla Kuruma onaylatıldığı görülmektedir.
Yurt dışı ... sözleşmelerinde, işverenin bilgi verme yükümlülüğüne yönelik maddelere de rastlamak mümkündür. Maddeye aykırı davranışın yaptırımının açıklanmadığı bu tür sözleşme maddelerinin düzenleniş amacının, çalışılan ülke mevzuatına aykırı işveren uygulamasının önüne geçmek olduğu kabul edilmelidir. Bir başka anlatımla bu tür maddeler; işverenin çalışılan ülke mevzuatına uygun hareket etmesini sağlamaya bu bağlamda işçinin çalışılan ülke mevzuatına uygun olarak hak ve alacaklarını ... altına almaya yöneliktir. Dolayısıyla işverenin bilgi verme yükümlüğünü ihlâl etmesi, uyuşmazlığa çalışılan ülke mevzuatının uygulanmasını engeller mahiyette değerlendirilmemiştir.
Somut uyuşmazlıkta, hukuk seçimi yapılan dönemlerde işçinin çalıştığı süre boyunca işini kararlaştırılan ülkede sürekli olarak yaptığı, dava dilekçesinde de açıklandığı üzere çalışmasının davalı işverenin yurt dışı şantiyelerinde geçtiği ve ...'de bir çalışmasının olmadığı dolayısıyla geçici olarak başka bir ülkede çalıştığından söz edilemeyeceği kanısına varılmıştır.
Açıkça hukuk seçimi yapılan dönem bakımından daha sıkı ilişkili hukuk değerlendirmesi yapılması gerek mülga 2675 sayılı Kanun gerekse 5718 sayılı Kanun hükümleri karşısında mümkün değildir. Öte yandan işverence, açık hukuk seçimine karşın kararlaştırılan ülke hukukunun uygulanmamış olması ise tarafların fiili olarak ... hukukuna göre uygulama yapılmasını kararlaştırdığını değil sözleşmenin tek yanlı olarak uygulanmadığını gösterir.
Açık olmayan ... mevzuatı kurallarının yorumlanmasında, işçi lehine yorum yöntemine başvurulması mümkündür. Ancak yorum gerektirmeyecek kadar açık olan hükümler işçi lehine de olsa yorumlanamazlar. İşçi lehine yorum ilkesi, yabancılık unsuru bulunan uyuşmazlıklarda; ancak uygulanacak hukuk açıkça seçilmediğinde ve daha sıkı ilişkili hukukun tespiti bakımından gerektiğinde uygulanabilir. Şu hâlde direnmeye konu uyuşmazlıkta bu ilkeden hareketle sonuca varılması mümkün değildir.
Kanunlar ihtilâfı hukukundaki kamu düzeni anlayışı ise, iç hukukun kamu düzeni anlayışından farklı ve daha dar kapsamlıdır.
Somut uyuşmazlıkta yurt dışı ... sözleşmelerinin açık, net ve anlaşılır bir dilde düzenlendiği, düzenlendikleri tarih itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuatın cevaz verdiği şekilde sözleşmede hukuk seçimi yapıldığı dolayısıyla taraflar arasında imzalanan yurt dışı ... sözleşmelerinin bağlayıcı ve geçerli olduğu sonucuna varılması gerekmektedir.
Diğer yandan, direnme kararında Dairemizin 15.02.2022 tarihli bozma kararından sonra hangi gerekçe ile Rusya hukukunun ve Umman hukukunun uygulanmadığı açıklanarak bozma kararı karşılanmaya çalışılmakla somut olayda yeni hüküm bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Belirtilen ve bozma kararında açıklanan diğer sebeplerle Dairemiz kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,
19.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.