Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/8096
Karar No: 2019/704
Karar Tarihi: 05.02.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/8096 Esas 2019/704 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/8096 E.  ,  2019/704 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; elektirik abonesi olduğu davalı şirketin 2012 yılının Mart ila Haziran aylarında düzenlediği faturalar ile kendisinden hukuka aykırı olarak toplam 8.966 TL kayıp-kaçak, dağıtım, PSH, iletim ve sayaç okuma bedeli tahsil ettiğini, ayrıca davalı şirketin abonelik sözleşmede belirlenen birim fiyatın da üstünde birim fiyat uygulaması nedeniyle aynı dönemde 2.267 TL fazladan tahsilat yaptığını ileri sürerek; toplam 11.233 TL"nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; davacı tarafça hukuka aykırı olarak alındığı ileri sürülen bedellerin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu, ayrıca fatura bedellerinin davacı ile imzaladığı abonelik sözleşmesi uyarınca belirlendiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; kayıp-kaçak bedelinin parekende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığı, dağıtım şirketlerinin söz konusu tarifeye aykırılık teşkil edecek bir işlemde bulunmalarının mümkün olmadığı, tarifelere ilişkin EPDK kararı iptal edilmedikçe tüm tüketicileri bağlayacağından kayıp-kaçak bedeline ilişkin talebin yerinde olmadığı, diğer taraftan sözleşmenin eki olan “Özel Şartlar” başlığı altındaki belgenin “Sözleşme Fiyatı” adı altında belirtilen maddesinde taraflar arasında elektrik birim fiyatının ilgili yıl için belirlendiği, aynı maddede EPDK’nun yıl bazında fiyatları belirlediği, bunun dışında ayrıca bir fiyat belirlemesinin olması halinde bunu geçerli olacağının belirtildiği, dava konusu faturaların ise aynı yıla ait olup bir sonraki yıla sarkmadığı, bu sebeple belirlenen satış birim fiyatının geçerli olup davalı tarafça belirlenen birim fiyatı olan 0155,120 Kr.’un değiştiği ve arttığının iddia ve ispat edilmediği, buna göre alınan bilirkişi raporu ile davalı tarafça fazla tahsilat yapıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 2.889,16 TL"nin davalı taraftan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1- Davacı tarafın temyiz itirazının incelenmesinde;
    Davacı, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatını talep etmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarihli ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73 üncü maddesindeki “... Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır..." şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK"na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
    Ne var ki, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21 inci maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu"nun 17 nci maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu"nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedel maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
    Yine, 6719 sayılı kanunun 26 ncı maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"na eklenen;
    Geçici madde 19; "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmünü,
    Geçici madde 20; "Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır." hükmünü içermektedir.
    Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21 inci maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17 nci maddesinde yapılan değişiklikler ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedel konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirilmiş; hem de, geçici 20 nci maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
    Bu aşamada, davanın konusuz kalması hakkında genel açıklama yapılmasında yarar görülmüştür.
    İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır (28/11/1956 tarihli ve 15/15 sayılı İ.B.K). Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir nedenle dava konusunun ortadan kalkması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır.
    Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun yada Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Bu durumda, mahkemenin, bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesi gerekmektedir.
    Yapılan bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık değerlendirildiğinde; temyiz aşamasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır.
    Bu noktada, mahkemece; HMK"nun 331 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, konusuz kalan dava hakkında yargılamaya devam edilerek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğu tesbit edilmeli ve o tarafın yargılama giderlerine (bu bağlamda vekalet ücretine de) mahkum edilmesi gerekir.
    Eldeki davada; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedeli tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir.
    Hal böyle olunca; mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişiklikleri nedeniyle konusuz kalan istemin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    2- Davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Davacı, dava dilekçesinde; davalının sözleşme ile belirlenen birim fiyat yerine daha yüksek tutarda birim fiyat uygulamak suretiyle 2.267 TL fazladan tahsilat yaptığını ileri sürerek, bu miktarı davalıdan talep etmiştir. Mahkemece, talep aşılarak, 2.889,16 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesi, HMK"nun 26 ncı maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırıdır.
    Bundan ayrı, taraflarca imzalanan Enerji Satış Sözleşmesinin "Genel Şartlar" bölümünde yer alan;
    "Şirket tarafından uygulanacak enerjji satış bedeli" başlıklı 5 inci maddesi; "Şirket tarafından aboneye uygulanacak olan elektrik enerjisi birim fiyatı, iş bu bözleşmenin Özel Şartlarında belirlenen bedel olacaktır." hükmünü,
    "Mevzuata Uyum" başlıklı 15 inci maddesi; "Abone ve şirket, elektrik ile ilgili yürürlükte bulunan tüm kanun, tüzük, yönetmelik, EPDK, TEİAŞ, Dağıtım Şirketi ve kanun ile bu kurumların yerine ikame edilecek kurumlarca yayınlacak karar, tebliğ vb. hükümlere uymayı peşinen kabul ve taahhüt eder.
    Sözleşme süresi içerisinde ilgili mevzuatta meydana gelecek değişiklikler nedeniyle Sözleşmede değişiklik yapılmasının zorunlu olması durumunda, Sözleşmenin ilgili maddeleri söz konusu değişikliklere uygun olarak taraflarca revize edilecektir.
    İş bu Sözleşmede belirtilmeyen hususlarda, ilgili mevzuat hükümleri uygulanacaktır" hükmünü,
    "Özel Şartlar" bölümünde yer alan ve "Sözleşme Fiyatı" başlıklı 3 üncü maddesi; "Sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre boyunca, şirketin aboneye uygulayacağı elektrik enerjisi birim fiyatı, EPDK"nun ilgili yıl için ilan edeceği elektrik satış tarifelerinden "Diğer Tüm Dağıtım Sistemi Kullanıcıları – Mesken (0155.120 kr) tarifesinde belirtilen fiyat üzerinden % ... oranında indirim uygulanması suretiyle bulunacak bedel olacaktır. Genel Şartlar 15. maddesi hükmü saklıdır.
    Kurul kararının veya mevzuatın değiştirilmesi halinde, elektrik enerjisinin birim satış fiyatı belirlenirken, yeni mevzuat uyarınca anılan tablodaki söz konusu kaleme karşılık gelen tarife uygulanacaktır" hükmünü içermektedir.
    Mahkemece; yukarıda açıklanan sözleşme hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi ve ondan sonra konusunda uzman bilirkişiden rapor aldırılması suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, sadece sözleşmenin Özel Şartlar bölümünde yer alan "Sözleşme Fiyatı" başlıklı 3 üncü maddesi esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmi olması doğru görülmemiştir.
     SONUÇ: Hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince; yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davacı taraf yararına, ikinci bendde açıklanan nedenlerle davalı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi