21. Hukuk Dairesi 2016/11706 E. , 2017/484 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar ve davalılardan ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına, temyizin kapsamı ve temyiz nedenlerine göre, davacılar vekili ile davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava,10.09.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen 24.04.2013 tarihli karar davacı eş ve çocuklar yönünden bilirkişi raporunda belirlenen zarardan Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin rücu edilebilecek kısımlarının indirilmesi gerektiğinden, sigortalının kardeşleri dışındaki davacılar yönünden manevi tazminat tutarlarının az olduğundan, davalılar yönünden ise öncelikle Kurumdan davacı anne ve davacı babaya gelir bağlanmama sebebini sormak, Kurum cevabına göre gerektiğinde davacı anne ve davacı babaya ... Başkanlığını hasım göstererek kendilerine iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması gerektiğinin tespiti noktasında dava açması için önel vermek, davacı anne ve babanın müracaatı veya açılacak tespit davası neticesinde davacı anne ve davacı babaya gelir bağlanır ise bu kez davacı anne ve davacı babanın diğer davacı eş ve çocuklar ile birlikte ölenin desteğinde olduğunun kabulüne göre maddi tazminat talebinde bulunan davacılar yönünden maddi zararı hesaplatmak, aksi halde ise (davacı anne ve davacı babanın ölenin desteğinde olmadığının anlaşılması halinde) bu kez yalnızca davacı eş ve çocukların ölen sigortalının desteğinde olduğunu göz önüne alarak hesap yaptırmak ve sonucuna göre tüm delilleri bir arada değerlendirip yukarıda yapılan açıklamalar da göz önünde bulundurularak karar vermek gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda eş için 113.507,94 TL maddi, 15.000,00 TL manevi, çocuk ... için 4.507,56 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, çocuk ... için 4.790,18 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, davacı anne ve babanın maddi taminat taleplerinin vazgeçme nedeniyle reddine, 7.500,00"er TL manevi, kardeşler için 2.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
1- Davacı temyizi yönünden;
Sigortalının vefat ettiği iş kazasında davalıların % 90, sigortalının % 10 oranında kusurlu oldukları dosya içeripğinden anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı eş yararına yararına hükmedilen 15.000,00 TL, davacı çocuklar yararına hükmedilen 10.000,00"er TL, davacı anne ve baba yarına hükmedilen 7.500,00"er TL manevi tazminat tutarları yine az olup yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın ve özellikle bozma ilamında hükmedilen manevi tazminatın az olduğu belirtilmesine rağmen bozma gereği yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2- Davalı ... temyizine gelince;
Mahkemenin 24.04.2013 tarihli kararı Kurum tarafından davacı anne ve babaya gelir bağlanmamış olmasına rağmen yararlarına destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiş olması nedeniyle davalılar yararına bozulmuştur. Bozma sonrası yapılna yargılama sırasında davacılar vekilinin 14.10.2015 tarihli oturumda davacı anne ve baba yönünden maddi tazminat taleplerinden vazgeçtiklerini belirtmesine ve önceki hükmü temyiz eden dilekçesinden 01.02.2012 tarihli hesap raporunu benimsemiş olduğunun anlaşılmasına rağmen yeni hesap raporu aldırılarak davalı tarafın kazanılmış hakkının gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Yapılacak iş; 01.02.2012 tarihli hesap raporunda belirlenen zarardan davacı eş ve çocuklara Kurum tarafından bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin rücu edilebilir kısımlarının indirilmesi suretiyle sonuca gitmekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekili ile davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacı"ya ve davalılardan ... "ne iadesine
26.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.