3. Hukuk Dairesi 2018/7934 E. , 2019/738 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle, 18.09.2018 tarihli duruşmaya gelen davalı vekili Av. ... ve davacı ... ve davacı vekili Av...."nın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra eksikliğin giderilmesi bakımından mahkemesine geri çevrilen dosya yeniden gelmekle; belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile akdetmiş oldukları 09.11.2006 başlangıç tarihli sözleşme ile; ... ili, Pınarbaşı İlçesi, Şerefiye Köyü civarında bulunan AR-82300, 2469377 erişim, 59257 sicil nolu maden arama sahasının rödovans sözleşmesi ile davalıya kiralandığını ve sözleşmenin 5/a. maddesine göre işletme devam ettiği sürece satışı gerçekleşen traverten bloklar için ocak başı satış bedeli üzerinden %8 rödevans bedelinin, satışın gerçekleştiği takvim yılının sonunda yapılacağının düzenlenmesine, ayrıca, söz konusu net karın hesabının yapılmasını sağlamak için davacıya istediği bilgi ve belgeleri kontrol etme hakkı tanınmasına, davalının senelik en az 3.000 m3 üretim yapması, eksik ve yanlış eylemlerden dolayı sahanın hukukunun zarar görmesinden davalının davacıya karşı sorumlu olması gerektiğinin sözleşme ile kararlaştırılmasına rağmen, davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, çekilen faks, çok sayıdaki tanıklar yanında rödovans bedelinin ve üretime ve satışlara ilişkin belgelerin istenilmesine rağmen hesap ve doküman da vermediğini belirterek, sözleşmenin başlangıç tarihinden dava tarihine kadar olan, 2006 yılı için 64 m3, 2007 yılı 240 m3, 2008 yılı için 304 m3 üretim üzerinden, travertenin kaliteli olması nedeniyle m3 değerinin ocak başı satış fiyatının 160 Euro olması nedeniyle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile ödenmeyen rödevans (traverten) payı için 50.000 TL"nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsilini ve dava tarihine kadar ödemelerin hiç yapılmaması, işçilerin yakınmaları, üretim, imalat ve satışlar konusunda hesap ve bilgi vermemesi nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin çekilmez hal alması nedeniyle sözleşmenin feshine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; 2008 yılı rödovans bedelinin yıl sonunda ödenmesi gerekeceğinden talep edilemeyeceğini, davalı tarafından yapılan ödemelerin mahsup edilmesi gerektiğini, Maden İşleri Genel Müdürlüğünün kayıtlarına göre rödovans bedelinin istenebileceğini, sözleşmenin feshinin talep edilmesinin Borçlar Kanununa aykırı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile sözleşmenin feshi ile sözleşme konusu alanın davacıya teslimine ve 50.000TL rödovans bedelinin tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalının, sözleşmenin feshine ve taşınmazın davacıya teslimine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Rödovans sözleşmeleri kendine özgü bir sözleşme tipi olmakla birlikte dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 270 ve devamı maddelerinde düzenlenen hasılat kirası özellikleri göstermektedir. Kiralananın niteliği itibariyle taraflar arasındaki kira ilişkisi hasılat kirasıdır. Hasılat kirasına tabi sözleşmelerde kiracının temerrüdünden söz edilebilmesi için 818 Sayılı B.K ‘nun 288. maddesi hükmü gereğince muaccel olan ve ödenmeyen kira paralarının ödenmesi konusunda kiracıya 60 günlük ödeme süresi verilmesi bu süre içinde yöntemine uygun ödeme yapılmadığı takdirde kira sözleşmesinin feshedileceğinin ve tahliye davası açılacağının bildirilmesi gerekir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu"nun mucirin fesih hakkı başlıklı 289. Maddesinde "Müstecir, mecurun işletilmesine ve muhafazasına müteallik borçlarına ehemmiyetli bir tarzda muhalefet eder ve mucirin ihtarına rağmen ve tayin ettiği münasip bir mehil zarfında borçlarını ifa etmezse mucir, başka bir muameleye hacet kalmaksızın akdi feshedebilir." hükmü gereğince, kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır. Anılan madde hükmü gereğince akde aykırılıktan dolayı kiracının tahliyesine karar verilebilmesi için kiracıya akde aykırı davranışına son vermesi hususunda kiralayan tarafından süreli bir ihtar tebliğ ettirilmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir.
Somut olayda; Taraflar arasında akdedilen 09.11.2006 tarihli sözleşme ile, davalının satışı gerçekleşen Traverten bloklar için ocak başı satış bedeli üzerinden %8 rödevans bedeli ödeme şartı getirilmiş olması karşısında, mahkemeninde kabulünde olduğu gibi hasılat kira sözleşmesinin bir çeşidi olan rödovans sözleşmesi niteliğindedir. Davacı her ne kadar 2006, 2007 ve 2008 yılları kira bedellerinin ödenmediğini belirtmiş ise de; Dava dilekçesinde davayı, rödovans bedelinin ödenmediği ve sözleşmeye aykırı davranıldığına dayandırması karşısında, hasılat kiralarında en az 60 günlük ödeme süresi verilmesi gerekirken hasılat kirasına konu olan dava konusu taşınmazın kira alacağının tahsili için davacı 60 gün süreli ödeme ihtarı gönderilmediği görülmektedir. Bu haliyle temerrüt nedeniyle tahliye şartları oluşmamıştır.
Sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshi talebine ilişkin yapılan incelemede; davacı tarafından dava konusu taşınmazın sözleşmeye aykırı olarak; işçi ücretlerini ödemediği, üretim, imalat ve satışlar konusunda hesap ve bilgi vermediği bu nedenle sözleşmenin çekilmez hal aldığından bahisle, akde aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshine karar verilmesi talep edilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere söz konusu aykırılığın giderilmesi için ihtarname ile süre verilerek verilen süre içerisinde söz konusu aykırılığın giderilmemiş olması halinde dava açılabilecek olup, mahkemece bu husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde davalının “akde aykırılık” hukuksal nedenine dayalı olarak sözleşmenin feshine karar verilmesi de doğru değildir.
3- Davalının alacağa ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/2 maddesi hükmü gereği(6098 sayılı TBK"nun 117.maddesi) borcun ifa olunacağı gün sözleşme ile belli edilmiş ise ihtar şartı aranmadan bu günün bitmesi ile borçlu mütemerrit olur.
Olayımızda; davada dayanılan ve hükme esas alınan 09.11.2006 başlangıç tarihli ve süresiz kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar 5/a) maddesinde kiracının satışı gerçekleşen traverten bloklar için ocak başı satış bedeli üzerinden %8 rödevans bedelini satışın gerçekleştiği takvim yılının sonunda yapılacağı kararlaştırılmıştır. Özgür irade ile kararlaştırılmış bu şart geçerlidir ve tarafları bağlar. Bu durumda 16.10.2008 dava tarihi itibariyle 2008 yılı kira bedelinin muaccel olmadığının kabulü gerekir. Ayrıca, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı tarafından sunulan faturaya dayalı olarak 160 Euro/ton üzerinden rödovans bedeli hesaplanmıştır. Ne var ki; davalı tarafından sunulan faturalara göre, satılan mermerlerin hepsinin aynı fiyattan satılmadığı görülmektedir. Bu durumda; davalının ticari defteri, Maden İşleri Genel Müdürlüğünün kayıtları ve çıkarılan mermerin piyasa fiyatları dikkate alınarak ortalama fiyatın tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hükme esas alınan ve denetime elverişli olmayan, bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA, 2.070 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.