Esas No: 2022/8403
Karar No: 2022/9441
Karar Tarihi: 15.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/8403 Esas 2022/9441 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/8403 E. , 2022/9441 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 20.08.2008 - 30.09.2014 tarihleri arasında mağaza müdürü olarak haftanın 6 günü 07.30 - 22.30 saatleri arasında çalıştığını, 30.09.2014 tarihinde işten çıkarıldığını, işten çıkarılmadan önceki dönemde ücretinin ortalama aylık 3.654,59 TL olduğunu, işyerindeki görevi gereği mağazanın açılış-kapanış işlemlerinin müvekkili tarafından yapıldığını, genel tatillerde çalıştırıldığını, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek fazlaya ait talep hakları saklı kalmak üzere fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, ücretin içine çalışılmayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günü ücretinin ve ayrıca fazla çalışma ücretinin de dâhil olduğunu, dolayısıyla davacının fazla çalışma ücreti talebini kabul etmediklerini, davacının mağaza müdürü olarak görev yaptığını, haftanın 6 günü 45 saat esasıyla aylık maktu ücretli bir çalışan olduğunu, davacının konumu itibarıyla kendi vardiyasını ve ekibinin tüm vardiya planını düzenleyerek karara bağlayan üst yönetici konumunda olduğunu, bu seviyede çalışanın yönettiği mağazanın dönemsel ihtiyaçları doğrultusunda ve işin yürütümü amacıyla çalışma esnekliği sergilemesinin kaçınılmaz olduğunu, bununla birlikte aynı esnekliğin yetkisi dâhilinde eksik çalışma şeklinde vardiya planlamaları ile davacı tarafından telafi edilebilir nitelikte olduğu gibi uzun süre ve her gün fazla çalıştığı iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca genel tatil alacağı talebinin dayanaksız olduğunu, gerek ücret bordrolarıyla gerekse özlük dosyası ve işyeri kayıtları ile sabit olduğu üzere davacının belirtilen işçilik alacakları yönünden müvekkili Şirketten hiçbir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.12.2016 tarihli ve 2015/355 Esas, 2016/564 Karar sayılı kararıyla toplanan deliller ve alınan ek bilirkişi raporuna göre davacının fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları hüküm altına alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının çalıştığı işyerinde mağaza müdürü olarak görev yaptığını, dolayısıyla mağaza müdürü olarak hem kendi vardiyasını hem de ekibinin tüm vardiya planını düzenleyerek karara bağlayan en üst yönetici konumunda olduğunu, müvekkili Şirketin kurumsal yapısı ve çalışma ilkeleri doğrultusunda davacıya fazla çalışma yapması konusunda bir talimatının kesinlikle söz konusu olmadığı gibi bu seviyedeki bir çalışanın yönettiği mağazanın dönemsel ihtiyaçları doğrultusunda ve işin yürütümü maksadıyla çalışma esnekliği sergilemesinin kaçınılmaz olduğunu, davacının genel tatil alacağı taleplerinin de dayanaksız olduğunu, gerek ücret bordrolarıyla gerekse özlük dosyası ve işyeri kayıtları ile sabit olduğu üzere davacının belirtilen işçilik alacak kalemlerinde müvekkili Şirketten hiçbir alacağı bulunmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 30.12.2016 tarihli ve 2017/348 Esas, 2017/898 Karar sayılı kararıyla;
"...
Dosya içeriğinden, özellikle her iki taraf tanık ifadelerinin birlikte değerlendirilmesinden, davacının yaptığı işin ve işyerinin nitelikleri de gözetilerek, dini ve ulusal bayram ile genel tatil günlerinde çalıştığı, ek genel tatil ücreti ödeme kayıtlarının sunulmadığı ve fiilen çalışılan her genel tatil günü karşılığında ek birer yevmiye genel tatil ücret ile her fazla çalışma saati karşılığında fazla mesai ücreti alacaklısı olduğu, her ne kadar davalı vekilince istinaf talebinde davacının çalıştığı yerin en üst düzeydeki yetkili amiri olduğu dolayısıyla kendi çalışma saatlerini kendisinin belirlediği ileri sürmüş ise de; tanık beyanlarının değerlendirilmesinde, davacının kendi çalışma saatlerinin kendisinin belirlemediği çalışma saatlerini bölge müdürünün belirlediğinin sabit olduğu kanaatine varılmakla ..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 21.12.2020 tarihli ve 2020/3486 Esas, 2020/19375 Karar sayılı ilâmı ile somut olayda dinlenen davacı tanığı S.Y'nin müdür yardımcısı olduğu, davacı ile 2011 yılı Şubat ayından 2013 yılı Mart ayına kadar birlikte çalıştıklarını beyan etmesine rağmen emsal dosyada dinlenen davalı tanığı A.B’nin beyanının esas alınarak hüküm verildiği, verilen hükmün eksik incelemeye dayalı olduğu, İlk Derece Mahkemesince gerekirse davacı tanığının yeniden dinlenip bu tanığın davacıyla birlikte çalıştığını beyan ettiği dönem denetlenerek usuli kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek sonucuna göre tanığın beyanına bu dönemler açısından itibar edilmesi ve buna göre fazla çalışma alacağı hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuş ve dava dosyasının kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Dairemizin bozma kararına uyarak fazla çalışma ücreti alacağı yönünden davacı tanığı S.Y'nin beyanı doğrultusunda düzenlenen ek rapor ve usuli kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmış ve bozma dışı kalan alacaklar yönünden de bozmadan önceki gibi hüküm kurulmuştur.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; fazla çalışma ücreti alacağının eksik hesaplandığını, hükme esas alınması gereken raporun ilk rapor olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının mağaza müdürü olduğunu, fazla çalışma yapmasının mümkün olmadığını, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının da bulunmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının fazla çalışma alacağının hesaplanması hususundadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.