1. Hukuk Dairesi 2017/2104 E. , 2020/4586 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN İPTALİ-TENKİS
Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mirasbırakanı ...’nin Beyoğlu 37. Noterliği’nin 14.06.2007 tarihli vasiyetnamesi ile tüm malvarlığını o dönem eşi olan ancak daha sonra boşandığı davalı ... ve kızı Lal ile kardeşi Ekrem’e bıraktığını, vasiyetname tarihinde mirasbırakanın hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığı gibi iradesinin hata ve hile ile de sakatlandığını, vasiyetnamenin geçersiz olduğunu, ayrıca yapılan tasarruf ile tamamen mirastan çıkarıldığını, hiç bir pay alamadığını, saklı payının da ihlal edildiğini ileri sürerek, vasiyetnamenin iptalini istemiştir.
Davalılar, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, vasiyetnamenin iptalini gerektirecek bir neden bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesince; ‘’ … Davalılardan ... murisin 2008 yılında boşandığı eşi olup, veraset belgesine göre murisin çocukları dışında yasal mirasçısı bulunmamaktadır. TMK."nun 181. maddesine göre; “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.” Somut olayda, iptale konu vasiyetname boşanmadan önce yapılmış olup, ölüme bağlı tasarruf olma niteliği ise tartışmasızdır. Bu nedenle; mahkemece, anılan yasal düzenleme kapsamında olup olmadığı hususu incelenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bundan ayrı olarak ta, davacı tarafından dava dilekçesinde vasiyetname ile saklı pay sahibi oğul ..."ın mirasın tamamından mahrum edildiği ileri sürülmektedir. Vasiyetname yasa gereğince mutlak tenkise tabidir (TMK.519.md.). Bu durumda tenkis isteminin bulunduğunun kabulü gerekir. O halde talep, tenkis hükümlerine göre incelenerek, tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı ile, (iadeye) denkleştirmeye (TMK. md.669) ve tenkise tabi (TMK. md.514, 565) olarak yaptığı kazandırmalar belirlenmeli (dosya içerisinde bulunan İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1653 sayılı tereke tespiti dosyası bulunduğu da gözetilerek) TMK 507/4 ve diğer maddeleri uyarınca davacının mahfuz hissesi belirlenmeli ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece bu araştırmalar yapılmadan itibar edilmeyen gerekçeler ile ve eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde tenkis yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 29.09.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar ... v.d. vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı Lale Keçeli vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilenler vekili için 2.540.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 33.25. TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 29.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.