1. Hukuk Dairesi 2019/3293 E. , 2020/4614 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ- TAPU İPTALİ TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Asıl davada davacılar ... ve ..., 47 parsel sayılı taşınmazın davacılardan ...’ye, 295 parsel sayılı taşınmazın ...’e ait olup, davalı amcaları...ve onun oğlu davalı ... tarafından işgal edildiğini ileri sürerek 47 ve 295 parsel sayılı taşınmazlara davalıların el atmasının önlenmesini istemişler, mahkemece 47 parsel sayılı taşınmaza yönelik el atmanın önlenmesi isteği tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir.
Asıl davada davalılar...ve Savaş dava konusu taşınmazların muris ... ... tarafından oğulları...ve dava dışı...’e ölünceye kadar bakma koşulu ile bırakılıp bu hususta vasiyetname düzenlendiğini, taşınmazın ifrazı mümkün olmadığından tapu kaydının dava dışı... ... adına tescil edildiğini, iki kardeşin bu yeri taksim ederek kullanmaya devam ettiklerini, her iki taşınmazın da dava dışı...’in borçları nedeniyle aynı köyden dava dışı ...isimli kişiye devredilip bu kişiden de tekrar...’in oğulları olan davacılar ... ve ...’ye devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Asıl davada davalı ... birleştirilen davasında; muris ...’in eldeki davada çekişme konusu 295 parsel sayılı taşınmazı her ne kadar 02/10/1998 tarihli ölünceye kadar bakma akti ile dava dışı...’e bırakmış ise de murisin asıl amacının burayı her ikisine bağışlamak olduğunu, ...’in hiçbir şekilde bakım borcunu da yerine getirmediğini, temlikin bedelsiz olup 1983 yılından beri bu taşınmazı iki kardeş olarak kullanageldiklerini, tapuda ölünceye kadar bakma akti ile... adına yapılan tescilin muvazaalı olduğunu, taşınmazın ifraz edilememesi nedeniyle tamamının... adına tescil edildiğini, 1999 yılında araları bozulunca kardeşi...’in bu yeri dava dışı ...isimli kişiye muvazaalı olarak temlik ettiğini, onun da taşınmazı...’in oğlu olan davalı ...’e 22.10.2003 tarihinde temlik ettiğini, muris ...’in asıl amaç ve iradesinin dava konusu 295 parsel sayılı taşınmazı ve diğer taşınmazlarını iki oğluna bağışlamak olduğunu, fiilen de bu taşınmazları ½’ şer oranda kullandıklarını, muvazaalı olan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin geçersiz olup kayıt maliki davalı ...’in de durumu bildiğinden iyiniyetli olmadığını ileri sürerek çekişme konusu 295 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ½ payının adına tescilini, olmadığı taktirde taşınmazın mirasçılar adına tescilini istemiştir.
Birleştirilen davada davalı ..., zamanaşımı definde bulunmuş, çekişme konusu 295 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliki olup davacının taşınmazda herhangi bir hakkının bulunmadığını belirterek birleştirilen davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı ... adına olan tapu kaydının iptaline, taşınmazın ¼ miras payı oranında asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ... adına tesciline, fazlaya ilişkin tescil isteğinin reddine, asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı ...’in miras payını aşan kısma el atmasının önlenmesine, davalılardan ...’in taşınmaza müdahalesi kanıtlanamadığından ... aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davasının reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, "…Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre; davada dayanılan hukuki sebebin muris muvazaası değil, taraf muvazaası olduğu anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, birleştirilen dava bakımından, yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi, birleştirilen davanın sonucuna göre de asıl dava bakımından değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. ...." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, muvazaanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle birleştirilen davanın reddine, asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Asıl dava mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi, birleştirilen dava tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkin olup, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 16.06.2004 tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu 295 parsel sayılı taşınmaza haksız müdahale edenin davalılardan Şahin ... olduğu saptandığı halde, sehven ...’in müdahalesinin menine karar verilmesi doğru değildir.
Ne var ki, anılan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 2. bendindeki “ ...’in ” ibaresinin hükümden çıkarılarak, yerine “ ...’in ” ibaresinin ve hükmün 3. bendindeki “ Şahin ...’in ” ibaresinin hükümden çıkarılarak, yerine “ ...’in ” ibaresinin yazılmasına, asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.