3. Hukuk Dairesi 2017/159 E. , 2019/864 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 2011 yılının temmuz ayında resmi nikah yaptıklarını, resmi nikahtan yaklaşık 3 ay sonra davalı tarafından aleyhine boşanma davası açıldığını, 09.12.2011 tarihinde boşanmalarına karar verildiğini, boşanmalarına karar verildikten sonra davalı tarafından kaçırıldığını ve 05.01.2012 tarihinde düğünlerinin olduğunu, kayınvalidesi tarafından fiziksel şiddet uygulandığı gün polis eşliğinde evden ayrıldığını, ileri sürerek davalı uhdesinde kalan çeyiz eşyalarına karşılık 5.000 TL"nin, davalı adına kayıtlı aracın 1/2 hissesine karşılık 5.000 TL"nin ve düğünde takılan 22 ayar 12 adet toplam 156 gram bilezik, 22 ayar 1 adet 70 gram Antalya burması, 22 ayar 1 adet 50 gram set takımı, 2 adet çeyrek altın karşılığı olarak 26.000 TL olmak üzere toplam 36.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının evi kendisinin terk ettiğini, altınları evi terk etmeden önce götürdüğünü, evlenirken davacının ev eşyası almadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasındaki boşanma davasının reddedilmiş olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Gerekçeli karara konu taraflar arasındaki boşanma dosyası incelendiğinde, iş bu davada davalı koca tarafından davacı kadın aleyhine şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası açıldığı, dava dilekçesine tarafların karşılıklı olarak maddi, manevi, nafaka taleplerinin bulunmadığına ilişkin protokolün ekli olduğu, mahkemece tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği ancak davacı koca vekilinin talebi üzerine, mahkemece anlaşmalı boşanmalarına ilişkin maddenin sehven yazıldığı belirtilerek karara, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiğine ilişkin şerhin düşüldüğü, davalı kadın tarafından protokolün ve cevap dilekçesinin baskı altında imzalandığından bahisle kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtayca kararın görevli mahkemece verilmesi yönünden bozulmasına karar verildiği, bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda verilen boşanma kararının davacı tarafça yeniden temyiz edilmesi üzerine Yargıtayca, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekçesi ile bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak verilen red kararının temyiz edilmekle kesinleştiği görülmüştür.
Ziynet ve çeyiz eşyalarının tahsiline ilişkin bu dava, incelenen boşanma davasının eki niteliğinde olmayıp kesinleşen boşanma kararı bu davada kesin hüküm oluşturmadığından, ziynet ve çeyiz eşyalarının tazmini için dava açılmasına engel teşkil etmemektedir. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgu karşısında davanın açılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından Mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kaldı ki, davacı tarafça düğünde takılan ziynetlerin ve düğün sonrası çeyiz eşyalarının bedellerinin tahsilinin talep edildiği de nazara alındığında düğün tarihinden önce açılan ve yerel mahkemece karar verilen söz konusu boşanma davasının, red ile sonuçlanıp kesinleşmesinin iş bu dava ile ilgisi bulunmamaktadır.
Bu durumda davacının ziynet ve çeyiz eşyaları yönünden dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.