3. Hukuk Dairesi 2017/4922 E. , 2019/868 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ... İli Taşova İlçesi Şahinler Köyü 2117 parselde kayıtlı taşınmazı 01.06.2007 tarihli sözleşme ile davalı şirkete 10 yıllığına kiraladığını, 5. yıl kirası olan 3. ve 4. taksitlerin ödenmemesi üzerine davalı kiracı tarafından 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma talebinde bulunulduğunu, yapılandırma taksitlerinden sadece bir tanesinin ödenip kalanının ödenmediğini, kira sözleşmesinin 11. maddesi ile 2886 sayılı Kanunun 62. maddesi uyarınca kira borcunun gecikme zamları ile birlikte ödenmesi, ödenmemesi durumuda ise kira sözleşmesinin feshedileceği yönündeki ihbarnamenin davalı şirkete 28.02.2013 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine kira sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek 21.858,59 TL kira alacağının vade tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, kira alacağına gecikme zammı uygulanmasına ve son bir yıl kira bedeli olan 9.146,44 TL nin tazminat bedeli olarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kira sözleşmesinin feshedildiğini bilmediklerini, buna ilişkin tebligat yapılıp tahliye talebinde bulunulmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, kiraya verilen yerin tarla vasfında olup ürün kirası hükümlerine tabi bulunduğu, ürün kiralarında kira parasının geç ödenmesi nedeniyle kiracıya keşide edilen ihtarnamede, kiracıya verilecek sürenin en az 60 gün olması gerektiği, ancak bu emredici hükme uyulmadığından feshin hukuki sonuç doğurmayacağı ve fesih nedeniyle tazminat isteminde de bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacının kira alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Geçerli olan bir kira sözleşmesi ya tarafların birbirine uygun fesih bildirimi ile ya mahkeme kararı ile ya da kiralananın yok olması ile sona erer. Kiracı, kiralananı kullanımında bulundurduğu sürece kira bedeli ödemek ile yükümlüdür. Bununla birlikte kira bedelinin ödendiğini ve taşınmazın tahliye edildiğini ispat yükü kiracıya aittir.
Somut olayda; Taraflar arasında 01.06.2007 başlangıç tarihli on yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Bu durumda, Kira sözleşmesi ile kararlaştırılan kira bedelinin taşınmazın tahliye tarihine kadar ödenmesi gerektiği ve bu konuda ödeme iddiasında bulunulmadığına göre Mahkemece; kiralananın
davacı tarafından teslim alındığı tahliye tarihi kesin olarak tespit edilerek davalının tahliye
tarihine kadar olan kira bedellerinden sorumlu tutulması gerektiğinden kira bedellerinin miktarının tespiti için bilirkişiden rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK. nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.