Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/9470
Karar No: 2022/8981
Karar Tarihi: 13.09.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9470 Esas 2022/8981 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/9470 E.  ,  2022/8981 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :... Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    1.Davacı vekili asıl davadaki dava dilekçesinde; müvekkili ...'nın 18.11.2013-17.09.2014 tarihleri arasında davalı işverenliğe bağlı hastanede anestezi/algoloji uzmanı olarak çalıştığını, aylık 12.000,00TL ücret + anestezi yoğun bakım hak edişleri ameliyat cirosunun %6'sı yoğun bakım cirosunun %10'u+ algoloji uygulamalarından (sarf malzemeleri dâhil) elde edilecek cironun %30'u, 01.08.2014 sonrası ise %35'i oranında pay şeklinde ücret karşılığı çalışma konusunda taraflar arasında anlaşma sağlandığını, ancak ... sözleşmesi uyarınca belirlenen ücret ve sözleşme kapsamındaki hak edişleri ve primlerinin işveren tarafından 2014 yılı Eylül ayında tek taraflı olarak düşürülmeye çalışıldığını ve davacının yeni bir sözleşme imzalaması için zorlandığını, kabul etmemesi üzerine önce davacının anestezi yapmasının engellendiğini ve yoğun bakıma alınmadığını, 17.09.2014 ise tarihinde ... sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek ödenmeyen ücret, fazla çalışma ile hafta tatili ücretleri, alıkonulan teminat bedeli, prim-hak ediş bedeli, bakiye süre ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    2. Davacı vekili birleşen davadaki dava dilekçesinde; davalı ... Hastaneleri Sağlık Hizm. A.Ş.'nin müvekkili işçinin ödenmeyen işçilik alacaklarından asıl davanın davalısı Şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, zira ortaklık yapılarının ve faaliyet adreslerinin aynı olduğunu belirterek asıl davaya konu alacaklarının birleşen dosya davalısından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    1.Davalı ... ... Hastane ve Sağlık İşl. San. ve Tic. A.Ş. cevap dilekçesinde; davacının ... sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunu, anestezi ve reanimasyon doktorluğu hizmetinin sürekli bir ... olduğunu, 20.02.2014 tarihli sözleşmenin taraflar arasındaki ikinci sözleşme olduğunu, her ay sözleşmenin içeriği ve çalışma şekillerinde esaslı değişiklikler yapıldığını, bu yönü ile de sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu, 01.08.2014 tarihli protokolün bunun bir örneği olduğunu, bu nedenle davacının bakiye ücret talebinin yerinde olmadığını, davacının 23.....2014 tarihli belgede Sosyal Güvenlik Kurumu kesintilerinin gelecek algoloji hak edişinden ve anestezi ücretinden kesilmesine muvafakat ettiğini, Kurumun tıbbi işlemlerden 3 ay sonra ödeme yaptığını ve bu ödemeyi sonraki aylarda incelediğini, davacının yaptığı işlemler nedeniyle önceden ödenen bedelin davalı Hastaneden tahsil edildiğini, davacıya fazla ödeme yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

    2. Birleşen dosya davalısı ... Hastaneleri Sağlık Hizm. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davada davalı sıfatlarının bulunmadığını, bu durumun Yargıtay kararıyla da hüküm altına alındığını, davacının kanunu dolanmak suretiyle dava açmasının kabul edilemeyeceğini, davacının müvekkili Şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 28.11.2018 tarihli ve 2014/466 Esas, 2018/764
    Karar sayılı kararıyla bilirkişi raporuyla hesaplanan prim ve hak ediş alacağı, ücret alacağı, asgari geçim indirimi alacağı ve alıkonulan teminat bedeli alacaklarının dâhili davalı ... Hastane Sağlık Hizmetleri A.Ş.'den tahsiline, bakiye süre ücret alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarına yönelik taleplerin ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dâhili davalı ... Hastane Sağlık Hizmetleri A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. Gerekçe ve Sonuç
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 48. Hukuk Dairesinin 04.03.2021 tarihli ve 2020/1792 Esas, 2021/385 Karar sayılı kararıyla dâhili davalı ... Hastane ve Sağlık Hizmetleri A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içindedâhili davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 15.....2021 tarihli ve 2021/6071 Esas, 2021/10234 Karar sayılı kararıyla;
    "... gerek İlk Derece Mahkemesince gerekse Bölge Adliye Mahkemesince davalı ve dahili davalı şirketlerin ortaklık yapısı, adresleri ve faaliyet alanlarına dikkat çekilerek, bu şirketler arasında organik bağ bulunduğu şeklinde bir gerekçe oluşturulmuştur. Organik bağ ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 125. maddesi arasında bir paralellik bulunmamaktadır. Bozma sebebine göre ‘organik bağ’ yönünden bir inceleme yapılmamış olmakla birlikte, organik bağın kabulü halinde dahi, dava dışı şirketin davaya dahil edilmesi suretiyle sonuca gidilmesi mümkün değildir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun sistematiği içerisinde, hangi hallerde tarafta değişiklik yapılmasının mümkün olduğu açıkça düzenlenmiş olup, somut olayda organik bağ gerekçesiyle davanın tarafında değişiklik yapılması da yerinde değildir. Hal böyle olunca, dava dışı ... Hastane ve Sağlık Hizmetleri A.Ş davaya dahil edilerek, bu şirket aleyhine yargılama sürdürülmek suretiyle hüküm kurulması hatalıdır. İlk Derece Mahkemesince somut olayda Hukuk Muhakemeleri Kanunun 125. maddesinin uygulama olanağı bulunmadığı dikkate alınmalı, dahili davalı yönünden usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gözetilerek hüküm kurulmalıdır.
    ..." gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafından dâhili davalı aleyhine ikame olunan ve eldeki asıl dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilen dosya ve asıl dosya yönünden davalıların davacının işçilik alacaklarından birlikte sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtilmiş; bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen prim ve hak ediş alacağı, ücret alacağı, asgari geçim indirimi alacağı ve alıkonulan teminat bedeli alacaklarının davalı Şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline, bakiye süre ücret alacağı, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarına yönelik taleplerin ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    1.Davalı ... ... Hastane ve Sağlık İşl. San. ve Tic. A.Ş. vekili temyiz başvuru dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacı vekilinin ....09.2018 tarihli dilekçesi ile ve 26.09.2018 tarihli celsedeki beyanı karşısında Mahkeme tarafından davalı sıfatlarının 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kaldırıldığını ve davaya dâhili davalı olarak diğer davalı ... Hastane ve Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketinin eklendiğini, davada taraf sıfatlarının kalmadığını, davanın açılmasına ve davada taraf olmaktan çıkartılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, dolayısıyla müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti hükmedilmeyeceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların hatalı olduğunu, davacının elden ve banka kanalı ile aldığı paraların hesaplama dışı kaldığını, dosyadaki tediye makbuzlarının değerlendirilmediğini, hak ediş hesaplanmasında hesap aralığının hekim sözleşmesinin imzalandığı 20.02.2014 tarihi olarak esas alınması gerektiğini, yeni bir bilirkişiden rapor alınması hususundaki itirazlarının hukuka aykırı olarak reddedildiğini, taraflar arasında düzenlenen ibranamenin nazara alınmamasının hatalı olduğunu, zira davacı ile aralarında akdolunan ve dosyada mevcut 01.08.2014 tarihli ek sözleşme ile alacak-borç ilişkisinin tasfiye edildiğini, davacının aldığı ödemeleri gizlediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

    2. Davalı ... Hastane ve Sağlık Hizmetleri A.Ş. vekili temyiz başvuru dilekçesinde; usule aykırı olduğu yargı kararı ile belirlenen dâhili davalı yöntemiyle elde edilmeye çalışılan amacın bu kez dava dosyaların birleştirilmesi yolu ile elde edilmeye çalışıldığını, davaların bu surette birleştirilmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalılar arasındaki hastane devrinin muvazaalı olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğunu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 277 nci ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptaline konu olabilecek mal kaçırma amaçlı işlem kavramlarının muvazaalı işlem ile karıştırılarak birbiri yerine kullanıldığını, kaldı ki bir an için yapılan devrin gerçek olmayan muvazaalı bir devir olduğu kabul edilirse dahi müvekkili Şirketin davacının işçilik alacaklarından sorumlu olmayacağını, mal kaçırma amaçlı bir devir işlemi ise de izlenmesi gereken sürecin farklı olduğunu, müvekkili Şirkete karşı zamanaşımı süresinin kesildiğine dair tespit ve değerlendirmenin hatalı olduğunu, davacının 17.09.2014 tarihinde işten ayrıldığını ve bu durumda 17.09.2019 tarihinde müvekkili Şirket yönünden zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının diğer davalı Şirketten bütün hak ve alacaklarını alarak buna ilişkin ibraname imzaladığını, davacının işvereni olan bu Şirketin sunmuş olduğu ve dosya kapsamında yer alan ödeme belgeleri, banka ödeme dekontları ile sair belgeler incelendiğinde de görüleceği üzere davacının herhangi hak ve alacağının bulunmadığını ileri sürerek haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunduğu kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

    B. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalı Şirketler nezdinde doğmuş ve ödenmeyen hak ediş, ücret, prim ve asgari geçim indirimi alacaklarının bulunup bulunmadığı, davalı Şirketlerin dava konusu alacaklar bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu olup olmadıkları ve talep konusu alacakların davalılar yönünden zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konularındadır.

    2. İlgili Hukuk1. İlgili Hukuk
    1.6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 154 üncü maddesi şöyledir:
    " Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı kesilir:
    1. Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa yada rehin vermiş veya kefil göstermişse.
    2. Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa."
    "II. Birlikte borçlulara etkisi" kenar başlıklı 155 üncü maddesi şöyledir:
    "Zamanaşımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından birine karşı kesilince, diğerlerine karşı da kesilmiş olur.
    Zamanaşımı asıl borçluya karşı kesilince, kefile karşı da kesilmiş olur.
    Zamanaşımı kefile karşı kesilince, asıl borçluya karşı kesilmiş olmaz."

    2. 6100 sayılı Kanun'un "Bilirkişi raporuna itiraz" kenar başlıklı 281 inci maddesi şöyledir:
    "(1) Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. (Ek cümle:22/7/2020-7251/24 md.)
    Bilirkişi raporuna karşı talebin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor veya imkânsız olması ya da özel yahut teknik bir çalışmayı gerektirmesi hâlinde yine bu süre içinde mahkemeye başvuran tarafa, sürenin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek süre verilebilir.
    (2) Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya
    açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir.
    (3) Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.
    "

    3. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 32, 34 , 35 ve 37 inci maddeleri.

    3. Değerlendirme
    1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    2. Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında akdolunan 01.08.2014 tarihli Protokol'ün 3 üncü maddesinde "... davacıya 30.....2014 tarihi itibarıyla anestezinin tüm ücretlerinin ödendiği, algoloji hak edişlerinin ise %20 oranında teminat için geçici olarak alıkonulan 12.057,00 TL hariç ödendiği ..." belirtilmiş olup davacının söz konusu belgedeki imzasına inkârı olmadığı gibi 21.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda da bu husus açıkça tespit olunmuştur. Ne var ki Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurul raporundan, medula sistem kayıtlarında yer alan ödemeler üzerinden hangi tarih aralıkları için hesaplama yapıldığı, bu bağlamda hangi dönemin hesaplama dışı tutulduğu anlaşılamamaktadır. Nitekim söz konusu bilirkişi raporunda "... davacıya tediye makbuzları ile toplam 69.500,00 TL ödeme yapıldığı ve bu nedenle 01.12.2013-30.....2014 tarihleri arasındaki vezne fark tahsilatı ücretlerinin ödendiği kanaatine varıldığı ..." mütalaa edilmiş olmakla bu şekilde varsayıma dayalı rapor tanzimi isabetli görülmemiştir. Bu durumda Mahkemece yapılması gereken ..., denetime elverişli net tespitler içeren yeni bir bilirkişi raporu aldırılarak dosyada mevcut tediye makbuzları ile sair ödeme belgelerinin değerlendirilmesi, hesaba esas hak ediş döneminin açıkça belirtilmesi ve hangi tarihler aralığı için hak ediş alacağı hesaplandığının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulmasıdır. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

    Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

    Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

    13.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi