3. Hukuk Dairesi 2017/4588 E. , 2019/890 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının maliki bulunduğu taşınmazı 22/06/2014 tarihinde kiraladığını, kira bedelinin 4.000,00 TL olmakla beraber 22/12/2014 tarihine kadar 3.500,00 TL olarak belirlendiğini, taraflar arasında maliyeye bildirilmek üzere 350 TL aylık kira bedeli üzerinden ikinci bir sözleşme daha düzenlendiğini, kira bedeline %18 KDV (63 TL) eklendiğinde toplam 413 TL"nin her ay düzenli olarak davalının banka hesabına yatırıldığını, 413 TL bedel düşüldükten sonra da 3.500,00 TL"nin bakiyesi olan 3.087,00 TL bedelli 22/08-09-10/2014 tarihli 3 adet bono keşide edip davalıya verdiğini, senet bedelleri olan meblağları da davalıya ait banka hesaba gönderdiğini, taşınmazın kaçak olması nedeniyle elektrik bağlatamayınca durumu davalıya 26.09.2014 tarihinde bildirip 01.10.2014 tarihinde taşınmazı tahliye ettiğini, banka hesabı üzerinden davalıya verdiği toplam 4.000,00 TL depozitonun da geri alınmayarak kira bedellerine mahsuben davalıya bırakıldığını, bonolarla ilgili olarak kira borcu dışında davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı halde, davalının söz konusu bonolara dayalı olarak icra takibi başlattığını belirterek, davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; dava konusu bonoların hukuki ilişkiden mücerret olduğunu, davacı tarafın söz konusu senetleri kiraya karşılık verdiğini iddia etse de kira sözleşmesi ve miktarı dikkate alındığında meblağların örtüşmediğini, söz konusu bonoların davacının davalıya olan borcundan dolayı alındığını, davacının borçlu olmadığını yazılı delille ispatlaması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; ispat yükünün davalıda olduğu, davalının borç ilişkisini ispata yarar delil ibraz etmediği, taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi ile davalıya verilen bonoların düzenleme tarihlerinin aynı olduğu, davacı tarafından davalı hesabına yapılan EFT kayıtları incelendiğinde borcun da ödendiği, davalı tarafın bonoların başka bir borç ilişkisi nedeniyle düzenlendiği iddiasını ispat edemediği, davalı tarafça başlatılan icra takibinin haksız olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davacı ..."nın Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2014/11300 sayılı takip dosyasında takibe konu senetler nedeniyle 9.485,02 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, icra takibine konu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı, senetlerin kira bedeline karşılık tanzim edildiğini iddia etmiş, davalının banka hesabına kira bedellerinin ödendiğini, davalıya verilen senetlerin bedellerinin böylece ödenmiş olduğunu, davacının borçlu olmadığını ileri sürmüş, davalı ise, senetlerin aralarındaki başka alacak-borç ilişkisi nedeniyle verildiğini, senet bedellerinin ödenmediğini, davacı tarafından yapılan ödemelerin ise kira borcuna mahsuben yapıldığını savunmuştur.
Davacının kiracı olduğu kira sözleşmesinde, kira bedellerinin senetle ödeneceğine dair bir hüküm yer almadığı gibi, kira sözleşmesinden ve senet metninden, takip konusu senetlerin teminat niteliği taşıdığına dair bir düzenleme de bulunmadığından, ispat yükü davacıda olup, dava konusu senetlerden dolayı borçlu bulunmadığını yazılı delillerle ispatlaması gerekmektedir.
Mahkemece, yapılacak iş; ispat yükünün davacı borçluda olduğu gözetilmesi ve bu yönde inceleme yapılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yükümlülüğün davalı alacaklıya ait olduğu kabul edilerek eksik ve hatalı inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.