3. Hukuk Dairesi 2019/512 E. , 2019/898 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ; davalı ile boşandıklarını, düğünde kendisine her biri 22 ayar değerinde 10 adet bilezik ve 123 adet çeyrek altın takıldığını, bahse konu ziynet eşyalarının bozdurularak davalı kayınvalideye ev alınmak üzere davalı koca tarafından elinden alındığını ileri sürerek; ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL bedelinin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... : davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, düğünde 4 adet bilezik ve 16 adet çeyrek altın takıldığını, bahse konu ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulduğunu, evin ihtiyaçlarının karşılandığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 4 adet her biri 10 gram 22 ayar bilezik , 50 adet çeyrek altının aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı taktirde 1.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalı ... hakkında açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 25.12.2014 tarih ve 2014/8370 E. - 2014/17230 K. sayılı ilamı ile, "...Yargılama sırasında ölen davalı ..."nin tüm mirasçıları tespit edilip, bu kişiler davaya dahil edilerek; taraf teşkili sağlandıktan sonra, davanın esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne, 4 adet her biri 10 gram 22 ayar bilezik ve 50 adet çeyrek altının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde ziynet eşyalarının değeri olan 11.158,00 TL nin davalı ..."tan tahsiline, davalı ... mirasçıları hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Anılan karar bu kez Dairemizin 11.05.2017 tarih ve 2016/15377 E. - 2017/7086 K. Sayılı ilamı ile, "...Her ne kadar 50 adet çeyrek altının iadesine karar verilmiş ise de; dinlenen tanıklar , takılan çeyrek altın sayısının 30 - 40 arası olduğunu beyan etmişler, dosyada bulunan fotoğraflardan da 50 adet çeyrek altın takıldığı tespit edilememiştir. Bu durumda bilirkişiden yeniden, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde 50 adet çeyrek altın takıldığının kabulü ile karar verilmesi doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne, 4 adet her biri 22 ayar 10 gram bilezik ile 37 adet çeyrek altının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde değeri 9.169,00 TL"nin davalı ..."tan tahsiline, bedel ödenmesi halinde 1.000,00 TL için dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş; hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesi uyarınca; konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında olmamak kaydıyla nispi olarak belirlenir. Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
Somut olayda ; davacı, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak talebini 1.000,00 TL olarak açıklamış, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, 23/11/2015 tarihli dilekçesi ile talep miktarını 11.158,00 TL olarak belirlemiş ve bu miktar üzerinden harcın tamamlandığı görülmüştür. Mahkemece dava değerinin 11.158,00 TL olduğu gözetilerek, davalı lehine reddedilen miktar üzerinden nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile dava değerinin 31.974,00 TL olarak kabulü ile reddedilen miktar üzerinden 2.736,60 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 7. bendinde yer alan, "Reddedilen kısım üzerinden ( davaya konu edilen miktar 31.974,00 TL - kabul edilen miktar 9.169,00 TL= 22.805,00 TL ) 2.736,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak ..."a verilmesine," ifadesinin çıkartılarak yerine " Davalı yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T."nin 13. maddesinin 2. fıkrası gereğince 1.989,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ..."a verilmesine," ifadesinin yazılmasına, hükmün davacı yararına düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.