3. Hukuk Dairesi 2017/11029 E. , 2019/899 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen rücuen tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... İli, Çekmeköy İlçesi, Ömerli Köyü, 3 Pafta, 48 Ada, 1 Parselde kayıtlı bulunan taşınmaza dair, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 11.10.2012 tarih 2012/584 E., 2012/648 K. sayılı ilamı ile, davalı ... ve davacı Hazinenin 13.731,42 TL den ve yargılama giderlerinden müteselsilen sorumluluklarına karar verildiğini, icra takibi neticesinde borcun tamamının davacı Hazine tarafından ödendiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.165,80 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; dava dilekçesinde davalının adresinin bildirilmediği, eksikliğin giderilmesi için kesin süre verildiği, davacı vekiline verilen kesin süre içerisinde eksiklik giderilmediği gerekçesiyle, HMK" nın 119/1-b ve 119/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "dava dilekçesinin içeriği" başlıklı 119.maddesinde;
"(1) Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:
a) Mahkemenin adı.
b) Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.
c) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.
ç) Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.
d) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.
e) Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.
f) İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
g) Dayanılan hukuki sebepler.
ğ) Açık bir şekilde talep sonucu.
h) Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.
(2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır." düzenlemesi bulunmaktadır.
Anayasa"nın 141/son ve HMK"nın 30. maddesine göre; hakim, yargılamayı makul süre içerisinde, düzenli bir biçimde ve gereksiz gider yapmadan sürdürmek ve tamamlamak zorundadır. Hakimin bu yükümlülüğüne usul ekonomisi ilkesi denir. Bu ilke, yargılamanın kolaylaştırılmasını, yargılamada öngörülen olağan sürelerin aşılmamasını ve gereksiz harcamalar yapılmamasını amaçlar ve bu hususu hakime bir görev olarak yükler.
Bilindiği üzere, usul hükümleri yargılamayı kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla getirilen düzenlemeler olup, zorunluluk olmadıkça usuli eksiklik davanın reddi veya açılmamış sayılmasına gerekçe yapılmamalıdır.
Somut olayda; dava dilekçesinde davalının adresinin bildirilmediği, davacı vekiline bu eksikliğin giderilmesi için tensip tutanağı ile birlikte bir haftalık kesin süre verildiği, verilen süre içerisinde eksikliğin giderilmediği anlaşılmıştır. Öte yandan, mahkemece 01.10.2015 tarihli tensip tutanağı ile celbedilen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/584 E. ve 2012/648 K. sayılı dosyası incelendiğinde; davalının iş bu dosyanın da davalısı olduğu, davalının adresinin ve adres tespitine yarar kimlik bilgisinin dosya içerisinde mevcut olduğu görülmüştür. Bu durumda, dava dilekçesinde yer alan biçimsel eksikliğin herhangi bir özel çaba ve araştırma gerekmeksizin mahkemece tamamlanması mümkündür.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalının kimlik bilgisi tespit edildikten sonra, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"ndaki düzenlemeler gözetilerek, öncelikle davalının mernise kayıtlı adresine, mernis adresi bulunmadığı takdirde adres araştırması yoluna gidilerek tespit edilecek adresine tebligat yapılması, taraf teşkili de sağlandıktan sonra işin esasına girilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve usul ekonomisine de uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,11.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.