Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5583
Karar No: 2018/4072

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/5583 Esas 2018/4072 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/5583 E.  ,  2018/4072 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVACILAR : ... ve Ark.


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 25/10/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile Hazine vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili 24/07/2015 havale tarihli dava dilekçesi ile ... köyü, 1339 parsel sayılı 13.600 m² taşınmazın ... Kadastro Mahkemesinin 1992/171 E. - 1996/63 K. sayılı kararıyla orman niteliğiyle Hazine adına tescil edildiğini, ancak bu yerin 2510 sayılı İskan Kanununa göre 14/06/1952 tarih ve 542 yevmiye ile Bulgaristan göçmeni olan davacıların murislerine ... "da kalan mallarına karşılık, iskanen Devlet tarafından verildiğini, daha sonra yapılan düzeltme çalışmalarında taşınmazın 7.759,23 m² kısmının 256 ada 4 parsel numarasıyla orman sınırı dışına çıkartıldığını, 3431,35 m² kısmının ise 256 ada 1 parsel numarasıyla orman sınırı içinde bırakıldığını, 256 ada 4 parsel olarak orman sınırı dışına çıkartılan yerin davacılara iadesi için Hazineye yapılan talebin reddedildiğini ve taşınmazın davalı idarece başkasına satıldığını, Türk Medenî Kanunun 1007. maddesine göre, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 30.000.-TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, 256 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden; 6292 sayılı Kanunun amir hükmünde belirtildiği üzere, Kanunun yürürlük tarihinden itibaren iki yıllık süre içinde dava açılması gerektiği, davacıların süresi içinde dava açmadıkları; ormanda kalan 256 ada 1 parsel yönünden ise davadan feragat edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1948 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 31/03/2005 tarihinde 30 gün süre ile ilan edilen 4999 sayılı Kanunun 9. maddesine göre fenni hataların düzeltilmesi çalışması, 30/09/2013 tarihinde 181 nolu Komisyon tarafından yapılıp 1 ay süre ile ilan edilip kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B çalışması, 13/05/2014 tarihinde ilân edilen 5831 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu, 2011 yılında yapılan 22/2-a çalışması, 1957 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.

    -2-
    2017/5583 - 2018/4072

    31/08/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 2. maddesi gereğince, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla kabul edilerek 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin 1/a bendinde “Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak, bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.” hükmü ile, 7/1-b maddesinde “Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz” hükmü düzenlenmiştir.
    Bu yasal düzenlemeler ile tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre oluşan ve ilgilileri adına tapuya kaydedilen taşınmazlardan nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkartılan taşınmazlar hakkında verilen tapu iptal ve tescil kararı kesinleşmiş ve infaz edilerek Hazine adına tescil edilmiş olan taşınmazlar, ilgililerinin 2 yıl içinde başvurusu halinde aynı maddenin dördüncü fıkrasındaki şartları taşımamaları halinde yalnızca önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilecektir. Şayet, iptaline karar verilip Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmaz, özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına oluşmuş tapu kayıtlarından ise, 6292 sayılı Kanunun 7/1-b maddesi uyarınca önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilebilecektir. Görüldüğü üzere, iptal edilen tapu kaydının oluşumuna göre, iade edilecek kişilerde ilgili maddelerde açıkça belirlenmiştir.
    Ayrıca, aynı Kanunun 7/4. maddesinde “Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
    6292 sayılı Kanunun uygulanma esas ve usullerini göstermek üzere çıkarılan 345 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin 10 maddesinde “Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan veya özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan -3-
    2017/5583 - 2018/4072

    (karşılığında daha önce taşınmaz verilen ya da bedel ödenenler ile mahkemelerce verilen kararlara göre tazminat ödenenler hariç) taşınmazlardan açılan davalar sonucunda mahkemelerce kişiler adına olan tapuları iptal edilerek; orman vasfıyla tapuda Hazine adına tescil edilen ve daha sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan veya doğrudan Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle Hazine adına tapuya tescil edilenler ilgililerine iade edilecektir.” hükmü bulunmakta ise de; Anayasanın 138. maddesinde de yer alan, "Normlar hiyerarşisi" ilkesi uyarınca, hukuk kuralları yukarıdan aşağıya doğru "Anayasa", "Kanun", "Kanun Hükmünde Kararname", "Tüzük", "Yönetmelik" ve "Diğer alt düzenleyici işlemler (Yönerge, Genelge vb.)" şeklinde sıralanmakta olup, alt kademede yer alan bir normun üst kademedeki norma aykırı olması ya da onun kapsamını aşan düzenlemeler içermesi mümkün bulunmamaktadır. Bu durum, “Genel kurallar, usulü dairesinde değiştirilinceye veya kaldırılıncaya kadar, düzenleyici işlem tesis etme yetkisi olan makam ve kurumları da bağlar” şeklinde ifade edilen “Tu patere legem quam facisti” prensibi ile izah olunmaktadır. Bu ilkenin doğal sonucu olarak, normlar hiyerarşisinde üst kademede yer alan yasal kurallara aykırı düzenleyici tasarrufların idare tarafından yürürlüğe konulması durumunda idari tasarruf yerine yasal düzenlemenin uygulanması gerektiği şüphesizdir.
    Yukarıda yapılan açıklamalara göre, gerek 6292 sayılı Kanunda; gerekse Kanunun gerekçesinde, orman olması nedeniyle iptal edilen şahıs tapularına konu alanların, sonradan 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılması halinde iade edileceklerine ilişkin bir düzenleme bulunmadığından, 345 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinde Kanunun kapsamını genişletecek şekilde yorum yapılması yerinde değildir.
    Somut olayda; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerin 1948 yılında kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, dayanılan tapu kaydının ... adına kayıtlı iken, Ekim 1950 tarih 10 numaralı kayıtla kaçak ve yitik kişilerden kalan yer olması nedeniyle Hazine adına tescil edildiği, daha sonra 2510 sayılı Kanuna göre iskanen tevzi edilerek... adına, Eylül 1955 tarih 542 numaralı tapu kaydının oluştuğu, 1956 yılında yapılan tapulama çalışmasında bu tapu kaydı esas alınarak 1339 parsel numarası ve 13.600 m² yüzölçümüyle tespit ve tescil edildiği, Orman Yönetimi tarafından 28/12/1956 tarihinde açılan dava sonucunda, ... Kadastro Mahkemesinin 17/04/1996 gün 1992/171 E. - 1996/63 K. sayılı ilamı ile taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiği, hükmün Yargıtay ... . Hukuk Dairesinin 1996/10319 E. - 12965 K. sayılı kararı ile onanarak kesinleşmesi sonrasında, hükmen orman olarak tapuya tescil edildiği; bu arada 1989 yılında P.XL adı verilerek orman sınırı dışına çıkarılmış ise de yukarıda sözü edilen davanın konusu olması ve davanın henüz kesinleşmemesi nedeniyle yapılan 2/B çalışmasının kesinleşmediği, daha sonra 31/03/2005 tarihinde ilan edilen 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddesi gereğince, hükmen orman olduğu halde, haritasında halen orman sayılmayan yer olarak görülen, aralarında 1339 sayılı parselin de bulunduğu taşınmazların haritasına orman olarak işlendiği, 181 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından 2013 yılında mahkeme kararlarının uygulanmasına yönelik çalışmada da P.LI numarası verilerek 2111, 2120, 2122, 2123, 2148, 2147, 2146 ve 2120 OS noktaları ile sınır düzeltme çalışması yapıldığı, taşınmazın 7759,23 m² bölümünün 256 ada 4 parsel sayısı verilerek 2B alanında; 3431,35 m2 bölümünün 256 ada 1 parsel sayısı verilerek orman sınırı içinde bırakıldığı, 22/2-a çalışması ile 13.600 m² olan yüzölçümünün de 11.190 m²"ye düştüğü, 256 ada 4 sayılı parsele 2014 yılında 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosunda, ... lehine kullanıcı şerhi verilerek tutanak düzenlendiği, 03/07/2015 tarihinde 6292 sayılı Kanuna göre yapılan satış sonucunda TMS prodüksiyon adına tapu kaydı oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
    Davacı vekili; taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında başkasına satılması nedeniyle, 2510 sayılı Kanuna göre oluşan iskan tapusuna dayanarak tazminat isteminde bulunmuştur.
    6292 sayılı kanunun 7. maddesinin 1/a bendinde belirtildiği üzere Tapu ve Kadastro veya İmar Mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda kişiler adına kayıtlı olan taşınmazların Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilmesi, kişilerin 6292 sayılı Kanunda belirtilen haklardan
    -4-
    2017/5583 - 2018/4072

    yararlanması için yeterli ve gerekli olup, davacı yanın tapu kaydı öncesi orman olan, 1948 yılında kesinleşen orman sınırı içinde kalan, sonradan da hükmen orman niteliğiyle tapuya tescil edilen yerde kaldığı, 2510 sayılı Kanunun 21. maddesinde ormanların dağıtılacağına ilişkin herhangi bir hükmün de bulunmadığı, dayanılan tapunun yolsuz tescil niteliğinde olduğu, sonradan 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılmış ise de; davacıların bu tapuya dayanarak mülkiyet ya da tazminat istemiyle dava açamayacağı, 1997 yılında kesinleşen ilamla orman olması nedeniyle hem tazminat hem de orman kadastrosuna itiraza ilişkin 10 yıllık hak düşürücü sürelerin geçtiği, davalı Hazinenin süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmakla, davanın bu nedenle, reddedilmesi gerekirken; 2/B alanında kalan bölüm yönünden, yazılı şekilde dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle, 6292 sayılı Kanunda öngörülen süreler içinde talepte bulunulmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    HMK"nın 297/c maddesi gereğince hüküm; "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" içermek zorunda olup, gerekçe ve hüküm birbiriyle bütün oluşturduğuna göre, tüm dosya kapsamı ve deliller değerlendirilerek yeniden hüküm kurulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/05/2018 günü oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi