Esas No: 2022/7662
Karar No: 2022/8527
Karar Tarihi: 30.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7662 Esas 2022/8527 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, hizmet alım sözleşmesi kapsamında davalının yanında çalışmaktayken, 696 sayılı KHK'nın geçici 23. maddesi gereği sürekli işçi kadrosuna atandığını ve ücretinin sözleşmesine aykırı olarak eksik ödendiğini iddia ederek, ücret farkı, ilave tediye, ikramiye fark alacağının tahsilini talep etti. İlk derece mahkemesi, davanın kısmen kabulüne karar verirken, Bölge Adliye Mahkemesi davalının istinaf başvurusunu esastan reddederek kararı onadı. Davalı vekili ise temyiz başvurusunda bulundu ancak mahkeme kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle reddedildi. Kararda uyuşmazlık, dava konusu alacakların zorunlu arabuluculuk başvuru tarihi, bireysel iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak hesaplandığı ve hukuka uygun olduğu belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyle sıralanmıştır: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK), 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 1. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre ve diğer temyiz şartları yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren şirketler yanında davalıya bağlı hastane işyerinde çalışmakta iken, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde ve 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) gereği, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında davalı Kurumda sürekli işçi kadrosuna atandığını, davacının Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası üyesi olduğunu, davalı Bakanlığın sürekli işçi kadrosuna atandığı tarih itibarıyla uygulanmakta olan hizmet alım sözleşmesinde müvekkilinin ücretinin, asgari ücretin belli oran fazlası olarak belirleneceğinin hüküm altına alındığını, kazanılmış hak ilkesi ve hukuk devleti ilkesi gereği müvekkilin ücretinin, sözleşmesine istinaden asgari ücretin belli oran fazlası aralığında fazlası olarak temel ücret tespit edildikten sonra toplu iş sözleşmesinde de belirlenen % 4 + 4 zam uygulanarak ödenmesi gerekirken, davalı tarafından sözleşme ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine aykırı bir şekilde ücretlerinin eksik ödendiğini, bu durumun 4857 sayılı Kanun'un 22 ve 62 nci maddelerine aykırılık teşkil ettiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ücret farkı, ilave tediye, ikramiye fark alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımının dikkate alınması gerektiğini, ücretin iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesine göre belirlendiğini, davacıya yapılan ödemelerin tam ve eksiksiz olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplu iş sözleşmesi, bireysel iş sözleşmesi ve bilirkişi O. Aslan imzalı rapordaki hesap değerleri üzerinden, yargılamanın daha fazla uzatılmaması için ve son dönem Yüksek Mahkeme uygulamalarının da göz önünde tutulduğunu belirterek izlenebilir, gerekçeli dönemsel hesap tabloları üzerinden arabuluculuk müracaat tarihi olan 02.03.2020 tarihine kadar dönemler yönünden resen hesaplama yapıldığı, faiz başlangıç tarihleri hususunda da temerrüt kaydı bulunmadığından dava ve ıslah tarihlerinin dikkate alındığı, uygulanacak faizin niteliği hususunda ise ilave tediye alacağı için Kanun'dan kaynaklı oluşu da göz önüne alınarak, kanuni diğer alacak kalemleri hususunda ise bireysel iş sözleşmesi ile oluşturulan yeni dönem için olmakla, en yüksek banka mevduat faizi uygulanması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, davacının asgari ücretin belirli oranda fazlasına isabet eden 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak bu ücret üzerine % 4’lük zam yapıldığını, herhangi bir ücret indirimine gidilmediğini, işçilerin sözleşmesinde belirli bir oran yazılmış olsa dahi bu oranların geçersiz olduğunu, davacı vekili tarafından istenen faizlerin fahiş derecede fazla ve hukuka aykırı olduğunu, kâr amacı gütmeyen bir kurum hakkında avans faizine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca müvekkili İdarenin temerrüde düşürülmediğini savunarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi talebi ile istinafa başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alındığında, incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacıya sürekli işçi kadrosuna geçiş tarihinde ve bu tarihten sonraki dönemde ödenmesi gereken ücretin tespiti ile fark işçilik alacaklarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.
696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 madde.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Somut uyuşmazlıkta, dava konusu edilen alacakların zorunlu arabuluculuk başvuru tarihi, bireysel iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak hesaplandığı ve temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçenin yerinde olduğu görülmüştür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.