Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9359
Karar No: 2018/4073
Karar Tarihi: 29.05.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/9359 Esas 2018/4073 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar, kestanelik niteliğindeki taşınmazlarının orman kadastrosu yapılarak orman sınırları içine alındığını ve tapu kaydının beyanlar hanesine orman şerhi konulması sonucu mülkiyet haklarına müdahale edildiğini iddia ederek tazminat istemişlerdir. İlk olarak davanın adli yargının değil idari yargının görevi olduğu sebebiyle reddedilmiştir. Ancak Yargıtay, mülkiyet hakkının temel haklardan biri olduğunu ve orman sınırları içine alınan taşınmazın malikinin mülkiyet hakkını sınırlandırdığından, davaya esasına girilmesi gerektiğini belirterek önceki kararı bozmuştur. Davacı tarafın ölümü sonrasında mirasçıları tarafından devam edilen dava, davalı Hazine'nin sorumluluğuna karar vererek kabul edilmiş ve tazminat miktarı ıslah edilerek arttırılmıştır. Ancak dava, aynı taşınmaz hakkındaki tapu iptali ve tescil davası ile bağlantılı olduğu için birlikte görülmesi gerektiği dikkate alınmamıştır. Kanun maddeleri olarak, davacının zararından davalı Hazine'nin kusursuz sorumluluk kapsamında sorumlu olduğu, davalar arasında bağlantı olduğunda ise birlikte görülmesi gerektiği ve bozmadan sonra ıslah suretiyle talep sonucunun değiştirilemeyeceği belirtilmiştir. Kanuni day
20. Hukuk Dairesi         2016/9359 E.  ,  2018/4073 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVACILAR : ... - ...
    DAVALILAR : Hazine - Orman Yönetimi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 22/12/2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ve duruşma talebinde bulunan Orman Yönetimi vekili Av. ... ile Hazine vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı vekili 19/03/2013 tarihli dilekçe ile, vekil edenin 14/04/1994 tarihinde satın aldığı kestanelik niteliğindeki ...1724 parsel sayılı taşınmazın 1995 yılında yapılan orman kadastrosu ile orman sınırları içine alındığını ve tapu kaydının beyanlar hanesine orman şerhi konulmak suretiyle davacının mülkiyet hakkına müdahale edildiğini belirterek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla TMK’nın 1007. maddesi uyarında 10.000 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Hazine, idarenin eylem ve işlemleri nedeniyle tazminat talep edilmiş olması nedeniyle davanın adli yargıda görülemeyeceği, orman olarak nitelendirilen yer için tazminat talep edilemeyeceği iddiasıyla davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... Yönetimi, taşınmaza halen davacının malik olduğu, tapusu iptal edilmeden tazminat talep edilemeyeceğini savunmuştur.
    Mahkemece; davaya bakma görevinin adli yargının değil idari yargının olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerinde Yargıtay ... Hukuk Dairesinin 17/11/2014 gün ve 2014/12523 E. - 26374 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Bozma kararında “Mülkiyet hakkı gerek Anayasa ve yasalarla iç hukuk yönünden, gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardandır. (Anayasa Md. 35/1, AİHS Ek Prot. 1-1). Türk Medeni Kanununun 683. maddesinde de bir şeye malik olan kimsenin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisi belirtilmiş, malikin malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava konusu edebileceği hüküm altına alınmıştır.
    Mülkiyet hakkı, ancak kamu yararının bulunduğu hallerde sınırlandırılabilir veya tamamen kaldırılabilir.
    Bu durumda da, kamu yararı ile mülkiyet hakkından kısmen veya tamamen yoksun bırakılan kişinin hakkı arasında makul, kabul edilebilir, hak ve adalet dengesini sağlayacak bir oranın kurulması asıldır.
    Somut olayda; dava konusu taşınmaz orman olarak sınırlandırılmış, malikin mülkiyet ve tasarruf imkanı ortadan kaldırılmıştır.
    Nitekim, AİHM de Çetiner ve Yücetürk - Türkiye 22 Eylül 2009 tarih, 24620/04 sayılı kararı ve 23 Mart 2010 tarih, 2150/05 sayılı kararlarında, bir taşınmazın orman arazisi olarak vasıflandırılmasıyla birlikte malikin mülkiyet hakkını kullanmasına yönelik bir müdahalenin olduğunu ve bu vasıflandırmanın söz konusu taşınmazın tasarruf nisabını önemli ölçüde azaltan bir etki oluşturduğunu, malikin arazisinden gerçek anlamıyla istifade edemediğini ve her anlamda mülkiyet hakkının içini boşaltan bir etki yarattığını kabul etmiştir.

    -2-
    2016/9359 - 2018/4073

    Bu nedenle, orman olarak sınırlandırılan ve tapusu halen davacı üzerinde bulunan taşınmazın eylemli orman alanı olarak kullanılan bölümde kaldığından taşınmaza ... tarafından fiilen el atıldığı ve davanın taşınmazın aynına ilişkin olup, adli yargıda bakılması gerektiği gözetilerek, işin esasına girilip hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
    Yargılama sırasında davacının ölümü üzerine davaya mirasçıları tarafından devam olunmuş, davacılar vekili tarafından 07/05/2015 tarihinde ıslah harcı yatırılmak suretiyle tazminat miktarı 32.418,64 TL’ye yükseltilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; davanın kabulüne, 32.418,64 TL tazminatın 10.000 TL’sine dava tarihinden; kalan 22.418,64 TL’sine ıslah tarihi olan 07/05/2015 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalı ... Yönetiminden tahsili ile davacılara miras hisseleri oranında ödenmesine, davalı Hazine yönünden açılan davanın husumetten reddine,... ili, ... ilçesi, ...köyü 1724 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kesinleşen orman tahdit sınırları içerisinde kalan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 10.06.1994 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
    Mahkemece verilen karar usul ve kanuna uygun değildir. Şöyle ki, 4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder.” hükmü yer almakta olup, hukuksal dayanağını kusursuz sorumluluktan alan ve kusura değil tehlike prensibine dayanan davada, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi gereğince, davacının zararından davalı Hazine sorumludur. Bu itibarla, Orman Yönetimi hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi ve davacıların zararından davalı Hazinenin sorumlu olduğu gözetilmeden Hazine hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Bundan başka, tazminat istemine konu, çekişmeli 1724 parsel sayılı taşınmaz hakkında Orman Yönetimi tarafından ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/492 Esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil istemli olarak dava açıldığı, davanın halen derdest olduğu, her iki davanın konusu aynı taşınmaz olduğundan davalar arasında HMK"nın 166. maddesi gereğince bağlantı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle bağlantılı davaların birlikte görülmesi gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir.
    Bundan ayrı, davacı tarafın 05/05/2015 tarihli celsede ıslah suretiyle talep sonucunu arttırdığı, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04/02/1948 gün ve 10/3 sayılı kararına göre bozmadan sonra ıslah suretiyle talep sonucunun değiştirilmesinin mümkün olmadığı, bu hususun 06/05/2016 gün ve 2015/1 E. - 2016/1 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile de tespit edildiği gözönünde bulundurulduğunda, mahkemece bozma kararından sonra gerçekleşen ıslah istemine göre karar verilmesi de doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar Hazine ve Orman Yönetimine verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 29/05/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi