10. Hukuk Dairesi 2012/20203 E. , 2013/2329 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, Kurumca resen yapılan taşeron kaydı tescili işleminin iptalini, taşeron adına tahakkuk ettirilen idari para cezasından dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, taşeron kaydının iptali yönünden davanın kabulüne, idari para cezası ise dava dışı 3. kişi adına düzenlendiğinden ve görevli olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğininsüresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Kararın kesin olup olmadığı konusunun incelenmesinde;
İş Kanunu"nun 3 üncü maddesinin 2. fıkrası, 15.5.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5763 sayılı yasanın 1 inci maddesiyle değiştirilmiş ve alt işverenin işyerini bildirim yükümü ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir. Alt işveren bu bildirimi asıl işverenle aralarında düzenlenmiş olan yazılı alt işverenlik sözleşmesi ve gerekli belgelerle birlikte yapmak durumundadır. Alt işverenlik sözleşmesi ilgili bölge müdürlüğüyle gerektiğinde iş müfettişleri tarafından incelenecek ve kurumca resen muvazaa araştırması yapılabilecektir.
Muvazaanın tespiti halinde bu yönde hazırlanan müfettiş raporu ilgililere bildirilir ve ilgililer altı iş günü içinde yetkili iş mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar da kesindir.
Somut olayda ise, Mahkemece karar kesin olarak verilmekle birlikte, muvazaalı asıl işverenlik ilişkisinin tespitine itiraz söz konusu olmayıp, dava konusunun Kurumca resen yapılan taşeron kaydı tescilinin iptaline ilişkin olduğu anlaşılmakla, temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir.
Dava konusu olayda, 28.04.2011 tarih ve 30.3331/İNC sayılı Müfettiş Raporuna istinaden ; tescilsiz kömür madeni işyerinde 12 nolu sahada meydana gelen iş kazası neticesinde, ocağı işleten ..."ın davacı şirket taşeronu olarak tescilinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kömür hırsızlığı suçundan dava dışı taşeron aleyhine açılan ceza davasının derdest olduğu anlaşılmakta olup, Mahkemece davacının daha önce birçok kez kömür hırsızlığı suçundan cezalandırıldığı ve taşeron kaydı yapılırken davacının beyanına başvurulmadığı gerekçesiyle taşeron tescili işleminin iptali yönünden davanın kabulüne, idari para cezası yönünden ise; idari para cezasının dava dışı 3. kişi adına düzenlendiğinden ve görevli olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
1) Öncelikle, konunun idari para cezası yönünden incelenmesinde;
Bu noktada öncelikle, davada menfaat (hukuki yarar) kavramı üzerinde durulmalıdır:
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (Arslan, Ramazan; Aktaran: Hanağası, Emel: Davada Menfaat, ... 2009, Önsöz VII).
Öte yandan, bu yararın, "hukuki ve meşru", "doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması gerekir (...e., s.135).
Öğreti, dava açarken menfaatin (hukuki yararın) bulunması gereğini, "dava şartı" olarak kabul etmiştir. Bu şart, "dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri" olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan "olumlu dava şartları" arasında sayılmaktadır. Bu nedenle, menfaate, "davanın dinlenebilmesi (mesmu olması, kabule şayan olması) şartı" da denilmektedir (...e., s.19-21). Nitekim, aynı görüş, Hukuk Genel Kurulunun 10.10.2012 tarih ve 2012719-477 Esas, 2012/711 Karar sayılı kararında da benimsenmiştir.
Bir davada, menfaat (hukuki yarar) ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesi, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
Mahkemece dava konusu somut olayda, idari para cezası yönünden davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle idari para cezasının dava dışı 3. kişi adına düzenlendiğinden ve görevli olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
2)Taşeron tescili kaydının iptali yönünden,
Mahkemece, dava dışı taşeron ... adlı şahsın birçok kez kömür hırsızlığından dolayı cezalandırıldığı, müfettiş incelemesinde davacının beyanına başvurulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, verilen hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
6098 sayılı ... Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi gereği; kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmünde ceza mahkemesi tarafından belirlenen maddi vakıalar hukuk hakimini bağlayacağından Mahkemece öncelikle, dava dışı taşeron aleyhine açılan ceza davasının sonucu beklenmelidir.
Diğer taraftan, rödevans sözleşmesi celbedilmeli, tüm deliller toplandıktan sonra hasıl olacak neticeye göre karar verilmelidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.