23. Hukuk Dairesi 2016/6687 E. , 2017/1164 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkilinin, 16.04.2010 tarihinde aidat borcu için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL parayı internet bankacılığı aracılığıyla dava dışı ... "in hesabından, yönetim kurulu muhasip üyesi... "ın hesabına gönderildiğini, ancak paranın kooperatif hesabına alınmadığını, hatta daha önce makbuz düzenlenmesine rağmen sonradan iptal edilmiş olduğunu ileri sürerek, davalı kooperatife 20.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 29.05.2013 tarih ve 3512 E., 3610 K. sayılı ilamıyla; diğer temyiz itirazlarının reddiyle, bilirkişinin 10.09.2012 tarihli raporunda, dava konusu edilen 10.000,00 TL ödeme ile ilgili davalı tarafından 29.02.2010 tarihli para makbuzu düzenlendiği, bu tahsilat kaydının davalı kooperatifin ticari defterlerinde 31.12.2010 tarihli 106 yevmiye numarası ile “29.12.2010 tarihinde makbuz ile ödenen” açıklaması yapılarak davacıdan nakit olarak 10.000,00 TL tahsilat yapıldığının kaydedildiği, daha sonra davalı kooperatifin ticari defterlerinde 02.01.2011 tarihli yevmiye maddesi ile “29.12.2010 tarihli 262 no"lu makbuz düzeltmesi” açıklaması yapılarak önceden tahsil edildiği kayıtlı olan 10.000,00 TL"nin davacı ..."e iade edildiğinin kayıtlı olduğu ve para makbuzunun iptal edildiği, bilirkişi raporu ekinde kooperatifin adı geçen kayıtların bulunduğu sayfaların onaylı örnekleri eklenmemiş olmakla birlikte 31.12.2010 tarihinde 10.000,00 TL"nin kooperatif kayıtlarına girdiği ve 02.01.2011 tarihinde de davacıya iade edildiğinin kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, mahkemece, söz konusu paraların kooperatif hesabına girmediği gerekçesine dayanılmış ise de yukarıda özetlenen bilirkişi tespiti karşısında bu gerekçede isabet bulunmadığı, yine havale dekontundaki “... 1 için... "e verilen borç” açıklaması havalenin yapıldığı hesabın davacının babası ... "e ait olması ve davacı ..."in aidat borcu için gönderilmiş olduğu dikkate alındığında davacı ve babasının iç ilişkisi yönünden oluşa uygun olduğundan mahkemenin bu açıklamaya ilişkin gerekçesinde de isabet bulunmadığı, davalı kooperatifin kayıtlarına göre 10.000,00 TL"nin giriş kaydı bulunduğuna ve bu paranın davacıya iade edildiği açıklandığına göre mahkemece, öncelikle bilirkişi raporunda adı geçen defterlerin ilgili sayfalarının onaylı örnekleri alınıp, bu paranın iade edildiğini kanıtlama yükü davalıya ait olduğundan bu savunmasını kanıtlayamaması halinde kooperatif kayıtlarına girdiği anlaşılan 10.000,00 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda tüm dosya kapsamına göre; davacının kendisinden talep edilen 20.000,00 TL"den dolayı borçlu olmadığının tespiti talepli açtığı menfi tespit davasında, davalı kooperatife ödediğini söylediği bu bedelin 10.000,00 TL"sinin defterlerde giriş kaydının bulunduğu, davalı kooperatif paranın ödenmemesi nedeniyle makbuzun ve giriş kaydının iptal edildiğini savunsa da, bu bedelin geri verildiğine dair delil ibraz edemediği, bu bedelin davacı tarafından ödendiği, dolayısıyla davalının bu bedeli mahsup etmeden davacıdan 20.000,00TL tutarında talepte bulunmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacının, dava tarihi itibari ile davalı kooperatife 10.000,00 TL dışında ve üstünde borcunun olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.