Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7383
Karar No: 2022/8498
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7383 Esas 2022/8498 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7383 E.  ,  2022/8498 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karar Dairemizin 09.06.2021 tarihli ilâmı ile ikinci kez bozulmuştur.

    Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.


    Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 02.04.2002 tarihinde ilk defa ...Ulucak Belediyesinde işe başladığını, ... Sendikası üyesi olduğunu, 2007 yılından itibaren çöp kamyonunda çalıştığını, ancak Belediyenin alt işvereni Ulube... İmar Teknik Ltd. Şti. ve Uluyol İnş. Temizlik Ulaştırma Ltd. Şti.’nin işçisi olarak gösterildiğini, 2009 yılı Nisan ayının sonunda Ulube... İmar Teknik Ltd. Şti.’nden çıkışının yapıldığını, bu dönemde Ulucak Belediyesinin ilgili Kanun uyarınca ...Belediyesine devredildiğini, davacının ...Belediyesinde çalışmaya başlamış olmasına rağmen, yine muvazaalı bir şekilde ...Bel. İmar Teknik Ltd. Şti.’nin işçisi olarak gösterildiğini, asıl işverenin işinde ve asıl işinde çalışmasına rağmen, muvazaalı olarak alt işverenler nezdinde gösterildiğini, davalı aleyhine açılan emsal dava dosyalarında da ...Belediyesi ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğuna dair kararlar verildiğini, kesinleşmiş mahkeme kararlarına rağmen davacının Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikası ile ...Belediye Başkanlığı arasında imzalanan 01.01.2012 - 31.12.2013 tarihlerini kapsayan toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmadığını, gerçek işveren ...Belediyesi olduğundan söz konusu toplu iş sözleşmesinden faydalanması gerektiğini öte yandan davacının üyesi olduğu ... Sendikası ile ...-Bel İmar Teknik ve Tur. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 01.03.2013-28.02.2015 tarihleri arasını kapsayan bir toplu iş sözleşmesi imzalandığını, 13.11.2013 tarihinden sonra ...Belediye Şirketinde gösterilen işçilerin sırf bu toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmamak için toplu iş sözleşmesinin imzalandığı 13.11.2013 tarihinden kısa bir süre sonra kıdem tazminatı ödeneceği vaat edilerek muvafakatleri dahi alınmadan çalışma şartlarının değiştirildiğini, sendikal ayrımcılık yapılarak farklı bir alt işverene geçirildiklerini ileri sürerek sendikal tazminat ve toplu iş sözleşmesinden doğan bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı ile davalıya ait işleri ihale yoluyla alan Şirketler arasında hukuki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi niteliğinde olduğu kabul edilecek olsa dahi bu ilişkinin muvazaalı olmadığını, davalı Belediyenin imzaladığı toplu iş sözleşmesinden davacının faydalanmasının mümkün olmadığını, davacının davalı tarafından işten çıkartılmadığını, davacının işvereni olmayan davalının davacının iş sözleşmesinin feshinde de yetkili ve sorumlu olmasının hukuken mümkün olmadığını, yetkili ve sorumlunun davacının işvereni olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 10.05.2017 tarihli ve 2014/377 Esas, 2017/222 Karar sayılı kararıyla; toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının muvazaa nedeniyle başlangıçtan itibaren gerçek işveren ...Belediyesinin (ve öncesinde Ulucak Belediyesinin) işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının sendika üyesi olduğu, bu nedenle Belediyenin bağıtladığı toplu iş sözleşmesinden faydalanmasının mümkün olduğu ve ödenmeyen işçilik alacaklarının da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin 30.05.2018 tarihli ve 2017/1459 Esas, 2018/873 Karar sayılı kararıyla; fazla çalışma alacağının hatalı hesaplandığı gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.


    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Birinci Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 16.06.2020 tarihli ve 2018/12127 Esas, 2020/6855 Karar sayılı ilâmı ile özetle, davacının davalı Belediyenin imzaladığı 01.01.2012-31.12.2013 ve 01.01.2014-31.12.2015 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmelerinden yararlanma şartlarını taşıyıp taşımadığı belirlenerek sonucuna göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek davacının talepleri ile ilgili olarak bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

    B. Bölge Adliye Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2021 tarihli ve 2020/1193 Esas, 2021/679 Karar sayılı kararı ile bozma ilâmına uyulduğundan bahisle dava konusu alacaklar hüküm altına alınmıştır.

    C. İkinci Bozma Kararı
    1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 09.06.2021 tarihli ve 2021/5809 Esas, 2021/10059 Karar sayılı ilâmı ile özetle, davalı vekilinin tüm davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek dosyada mevcut yazışmalara göre davacının sendika üyeliğinin 19.06.2013 tarihinde davalıya bildirildiği, buna göre davacının 01.01.2012-31.12.2013 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden 19.06.2013 tarihinden itibaren yararlanabileceği dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu hatalı olduğu gerekçesiyle karar tekrar bozularak dosya kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.

    D. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    Bölge Adliye Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 2021/1582 Esas, 2022/906 Karar sayılı kararı ile ikinci bozma ilâmına uyulduğundan bahisle dava konusu alacaklar hüküm altına alınmıştır.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; 01.01.2012-31.12.2013 ve 01.01.2014-31.12.2015 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden davacının 19.06.2013-28.05.2014 tarihleri arasında yararlanabileceği dikkate alınarak ikramiye, ücret, yemek ücreti, yakacak ücreti, aile ve çocuk yardımı, giyim yardımı ve eğitim yardımı alacaklarının hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken, 01.01.2014-30.04.2014 tarihleri dikkate alınarak (01.01.2012-31.12.2013 dönemi hiç dikkate alınmadan) alacakların hesaplanıp hüküm altına alınması nedeniyle davacının işçilik alacaklarının eksik olarak hüküm altına alındığını, bozma ilâmına aykırı hesaplama yapıldığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

    2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının sendika üyeliğinin davalı Belediyeye bildirilmediğini, davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden davacının yararlanmasının mümkün olmadığını, dava konusu olayda muvazaalı bir işlem bulunmadığını, hükme bağlanan ilave tediye ücreti alacağının kabul edilmesinin hatalı olduğunu, muvazaanın kabulü ile hesaplanarak hükme bağlanan ücret alacağı, ikramiye alacağı, yemek ücreti, giyim yardımı ve çocuk yardımı alacaklarını kabul etmediklerini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre bozma ilâmının gereğinin yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararına göre Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir.
    Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararına göre ise hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup korumaktır.

    3. Değerlendirme
    1. Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    2. Mahkemece Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyulması ile, bozma kararı çerçevesinde yargılama yapılması zorunlu hale gelir. Bozma kararına uyulduğu belirtilmesine rağmen bozma kararına aykırı şekilde hüküm kurulması, bozma kararının gereklerinin yerine getirilmediğini gösterir.

    3. Somut uyuşmazlıkta; Dairemizin 09.06.2021 tarihli bozma kararında, davacının sendika üyeliğinin 19.06.2013 tarihinde davalıya bildirildiği anlaşılmakla 01.01.2012-31.12.2013 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden davacının 19.06.2013 tarihinden itibaren yararlanabileceği dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak alınan hükme esas 11.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda, toplu iş sözleşmesinden doğan ücret, ikramiye, yemek ücreti, giyim, aile ve çocuk yardımı alacaklarının 19.06.2013 tarihinden itibaren hesaplanmadığı, bozma öncesindeki şekliyle 2014 yılı için hesaplanan tutarların raporda gösterildiği, 2014 yılı öncesinin ise tamamen dışlandığı anlaşılmıştır. Söz konusu bilirkişi raporu yetersiz ve denetime de elverişsizdir. Bozma kararında açıkça davacının 19.06.2013 tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği ifade edilmiş olup bozma kararına aykırı şekilde hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması yerinde değildir.

    4. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyulmasına rağmen, bozma kararının gereklerinin yerine getirilmemesi hatalıdır. Bu nedenle toplu iş sözleşmesinden doğan alacakların bozma kararında belirtilen şekilde ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek hesaplatılması için konusunda uzman yeni bir bilirkişiden rapor alınarak karar verilmesi gerektiğinden kararın tekrar bozulması gerekmiştir.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

    Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

    Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi