10. Hukuk Dairesi 2012/24511 E. , 2013/2637 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, emeklilik tarihine ilişkin Kurumun hatalı bildirimi sonucu işten ayrılması sonucu uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacının, 01.04.1985 tarihinde ... İç ... Elektrik Dağıtım Müessese ...İl işletme Müdürlüğü ... İşletme Şefliğinde işçi olarak çalışmaya başladığını, çalışma hayatı devam ederken, emekli olacağı tarihi öğrenmek amasıyla ... Başkanlığı"na başvurduğunu, davalı Kurumca 47 yaşını ikmal edeceği 07.01.2010 tarihinden sonra talepte bulunması halinde, yaşlılık aylığı bağlanacağı hususunun bildirildiğini, davalı Kurum yazısı üzerine davacının 14.01.2010 tarihinde işinden ayrılarak davalı Kurum"a tahsisi talebinde bulunduğunu, ancak, Kurumca davacının tahsis talebi reddedilerek, 48 yaşını ikmal edeceği 07.01.2011 tarihinden sonra tarafına yaşlılık aylığı bağlanabileceğinin bildirildiğini; davalı Kurumun hatalı bilgilendirme sonucu, davacının işinden ayrılmak zorunda kaldığını ve ciddi bir gelirden mahrum olduğunu, keza, bir yıllık süre içerisinde emekli maaşı da alamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla uğramış olduğu maddi zararın davalı Kurumdan tahsiline karar verilmesini istediği ve davacıya ikinci tahsis talebine istinaden 15.01.2011 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı görülmüştür.
Davacıya ait şahsi sicil bilgileri değerlendirmeksizin işlem yapan Kurum; konu hakkında sigortalıyı bilgilendirme gereğini yerine getirmeksizin; başlıca görevi olan sigortalılık bilgilerini düzenli şekilde kayda geçirmek, aylık bağlama işlemini de aynı titizlik içinde yürütme yükümlülüğüne aykırı davranmıştır. Yanlış işlemlerin sigortalı tarafından fark edilip giderilmesini beklemek, bu anlamda uzman kuruluşa rağmen sigortalının hataları bilecek durumda olduğunu kabul etmek, hakkaniyete uygun bir yaklaşım olarak kabul edilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1999/10-995 Esas, 1999/1011 Karar sayılı kararında benimsendiği üzere; davalı Kurumun davacıya yaşlılık aylığı bağlanabileceğini bildirmesi üzerine, bu bildirime güvenerek davacı işinden ayrıldığı için ve Kurum bilahare hesabı yanlış yaptığını ve aylık bağlanamayacağını bildirmesi nedeniyle, davacının işinden ayrılıp işsiz kalmasından dolayı Kurumdan gerçek zararını istemesi mümkündür. Zira, Kurumun eylemi sigortalı yönünden haksız fiil teşkil eder.
Zararın hesaplama biçimine gelince; davacı işten ayrıldığı tarihten, yaşlılık aylığı hak ettiği tarihe kadar eski işinde çalışamamaktan kaynaklanan gerçek zararını Kurumdan isteyebilir. Kuşkusuz, gerçek zarar hesabı yapılırken net kazanç dikkate alınmalıdır. Ancak, davacının tazminat istediği tarihler arasında çalışması varsa, aldığı ücret miktarı tazminattan indirilmelidir. Ne var ki, bu işyerinden aldığı ücret ayrıldığı işyerinden aldığı ücretten az ise, aradaki fark maddi tazminatın belirlenmesinde esas alınmalıdır. Ayrıca, davacının kasten kazanmaktan feragat ettiği miktar ile çalışmamaktan dolayı tasarruf ettiği kısım için, belirlenen zarar miktarından uygun bir oranda hakkaniyet indirimi yapılması gerekir.
Mahkemece, davacının maddi tazminat isteminin yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca belirlenmesi gereğinin gözetilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.