Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/17272
Karar No: 2019/990
Karar Tarihi: 12.02.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/17272 Esas 2019/990 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/17272 E.  ,  2019/990 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 12/02/2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av.... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; davalının, balık teknesinin sezona hazırlanması ve malzeme temini için kendisinden "borç para aldığını" ve karşılığında 25.07.2005 vade tarihli 58.639 Euro bedelli bonoyu 28.07.2004 tarihinde tanzim ederek verdiğini, 19.12.2008 tarihinde kambiyo senedine mahsus yolla takipte bulunduğunu, davalının zamanaşımı def"i nedeniyle takibin iptal edildiğini, daha sonra bononun genel haciz yoluyla takibe konulduğunu, borçlunun itirazı üzerine İcra Hukuk Mahkemesince itirazın kaldırılmasına dair verilen kararın Yargıtay"ca bozulduğunu ve davanın reddine karar verildiğini; ancak, her halükarda TTK"nın 644. maddesine göre, bono sebebiyle malvarlığında oluşan azalmanın karşılığı olarak iş bu sebepsiz zenginleşme davasının açıldığını belirterek 58.639 Euro"nun senet tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, davacının ... Balıkçılık Gıda ve İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. Adlı balık komisyonculuğu yapan firmaya kardeşleri ile birlikte ortak olduğunu, uygulamada tekne sahiplerinin sezon başlamadan komisyoncularla bağlantı kurduğunu, sezon boyunca tuttuğu balıkları veya daha küçük çaplı balıkçılardan topladığı balıkları bu komisyoncuya getireceğini, komisyoncununda bu balıkları bedeli mukabili alacağını beyanı ile temel ilişkinin başladığını, davalınında aynı şekilde şifahi anlaşma ile davacı ile ticari ilişkiye geçtiğini, balık sezonuna hazırlanmak ve gemideki eksikliklerin tamamlanması ve avlanma için gerekli bir takım malzemenin temini ve ihtiyacını karşılamak için önceden para aldığını, karşılığında 58.639 Euro bedelli bonoyu davacıya verdiğini, davacının ortağı olduğu şirket adına kendisine borç verdiğini, ticari ilişkinin şirket ile kurulduğunu, avladığı balıkları şirkete teslim etmek suretiyle borcunu fazlası ile ödediğini, buna istinaden makbuz ve faturaların da şirket tarafından düzenlendiğini, davacıya borcu bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davacının hamili olduğu senetlere dayanarak üç yıl içinde keşideciye müracaat etmemesi sebebiyle ancak, vadeyi takip eden üç yıldan sonra, bir yıl içinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçluya başvurması gerektiği dava konusu olayda, belirtilen sürelerin 25.07.2009 tarihinde dolduğunu, davacının süresinde dava açmadığını gerekçe göstererek davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin, 27.05.2014 tarih ve 2014/1701 E.-2014/8254 sayılı kararı ile onanmış, onama ilamına karşı davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine Dairemizin 12.02.2015 tarih ve 2014/18175 Esas- 2015/2081 Karar sayılı ilamı ile "Davacı dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde davalıya borç para verdiğini bildirerek temel ilişkiye dayanmıştır.
    TTK 661.maddesi uyarınca zamaşımına uğramış bir bonodaki alacak temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebilir. O ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü de davacı tarafa aittir. Hukuk Genel Kurulu"nun 04.04.2007 gün ve 2007/18-153 E-2007/183 sayılı kararında da benimsendiği gibi "zamaşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bono, temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıç niteliğindedir." HMK 202 md. (HUMK 292) göre, senetle ispatı gereken bir konuda yazılı delil başlangıcının varlığı halinde tanık dinlenebilir. Davacı temele ilişkiye dayanarak talepte bulunduğuna göre; bu davada dayanılan temel ilişkinin tabii olduğu zamanaşımı süresi uygulanacaktır. Ödünç (karz) sözleşmesine dayanarak para vermiş olan kimsenin açtığı davada TBK 146 (BK.125) maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımına tabidir.
    Mahkemece, zamanaşımına uğrayan bononun yazılı delil başlangıç niteliğinde olduğu gözetilerek, temel borç ilişkisine dayanan davacıya alacağını tanık dahil her türlü delille kanıtlama olanağı sağlanıp, davalıya da karşı delilleri sorularak toplanacak delillere göre, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
    Hükmün bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce sehven onandığı, bu kez yapılan inceleme ile anlaşılmış olup, davacının karar düzeltme talebinin kabulüne, mahkeme kararının açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiştir."
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı ile davacının ortağı bulunduğu şirket arasında ticari ilişkinin varlığının sabit olduğu, uyuşmazlığın taraflar arasındaki temel ilişkiye dayalı alacağın ne olduğu ve alacak miktarı hususunda olduğu, herne kadar, davacı tanığı Halit"in ""davalının davacıdan borç aldığını duyduğunu, davalının borcu ödemeyeceğini söylediğini, borç miktarının yaklaşık 50-55 bin euro olduğunu"" beyan etmişse de, davacı ile davalı arasındaki temel ilişkiye dayanan alacağın varlığı hususunda diğer tanıkların hiç bir beyanda bulunmadığı, bu durumda,temel ilişkiye dayanan alacağın varlığının tanık beyanları ile ispatlanamadığı, davacı tarafın yemin deliline de dayanmamış olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Dava, zamanaşımına uğramış bonoya dayalı alacağın tahsili davasıdır.
    Dairemiz bozma ilamında da işaret edildiği üzere, zamanaşımına uğramış bono yazılı delil başlangıcı teşkil ettiğinden ve dava konusu bonolarda da davacı lehtar davalı keşideci olduğundan taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin varlığı tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
    Türk Medeni Kanununun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Somut olayda, ispat yükü davacıda olup davacı temel borç ilişkisini kanıtlaması yönünde tanıklarını dinletmiştir.
    Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (6100 s. HMK md. 255). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz.
    Mahkemece; dinlenen davacı tanığı; ... beyanlarında; davacının ..."nde komisyonculuk yaptığını, davalının ise tekne sahibi olduğunu, tekne sahibinin balık tutup komisyoncuya getirdiğini, komisyoncunun da satışını yaptığını, davalı ile davacı arasında bu şekilde ilişki olduğunu, davalının paraya sıkıştığından dolayı davacıdan borç para aldığını, borç alındığında yanlarında olmadığını ancak daha sonra komisyoncular biraraya geldiğinde kendilerini de çağırdıklarını, orada davalının, davacıdan borç aldığını öğrendiklerini, davalının kendisinin de orada kabul ettiğini, 50-55 bin Euro borçlu olduğunu duyduğunu, ancak sonrasında aralarında anlaşmazlık çıktığı için davalının anlaşmayı bozduğunu, "Ödemiyorum mahkemelik olalım" dediğini, bunu bizzat duyduğunu aynı şekilde öncesinde de borcu kabul ettiğini de duyduğunu ifade etmiştir. Bu nedenle; davacının tanık beyanı ile ispatladığını kabul etmek gerekir.
    Hal böyle olunca, mahkemece; davanın kabulü gerekir iken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi