Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1705
Karar No: 2013/2645

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/1705 Esas 2013/2645 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2012/1705 E.  ,  2013/2645 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum ve davalı şirket avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki belgeler okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Somut olay incelendiğinde; dava konusu kazanın ,29.4.2007 tarihinde , davalıya ait inşaat işyerinde çalışmakta olan sigortalı ..."ın binanın 7.katından düşerek vefat etmesi şeklinde meydana geldiği, hükme esas alınan kusur raporunda işverenin %70,sigortalının %30 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır.
    ... 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2007/702 E-2009/439 Karar sayılı ilamı ile sanık ..."ın cezalandırılmasına karar verildiği , kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır.
    1-Borçlar Kanununun, ceza hukuku ile medeni hukuk arasında münasebet başlıklı 53. maddesine göre, “Hakim, kusur olup olmadığına ... karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamıyla bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” Bu hükümden çıkan genel sonuç, hukuk hakiminin genelde ceza mahkemesinden verilen “hükümlülük” kararı ile bağlı olmasıdır. Şüphe yoktur ki, bu kararın “kesin nitelikte” bir karar olması gerekir.Bu durumda, halledilmesi gereken sorun, bağlılığın kapsamının ne olması gerekeceğidir. Başka bir anlatımla, ceza
    mahkemesinin kesinleşen hükümlülük kararında, öncelikle maddi olguların saptanması, bu olgulara bağlı olarak suç teşkil eden bir fiilin, yada, kusurlu hareketin var olup olmadığı, varsa, kusurun derecesi ve bunun sonucunda doğan zarar miktarının ne olduğu söz konusudur. Saptanacak maddi olgulara göre ceza mahkemesince kusurun varlığı kabul edildiğinde “bu kusurun” suç teşkil edip etmeyeceğinin taktirinin, Ceza Hukukunun mesuliyete ilişkin esas ve ilkeleriyle yapılabileceği ortadadır.
    Diğer taraftan, saptanacak her kusurlu hareketin hukuki yönden sorumluluk gerektirdiği de söylenemez.Giderek, Ceza Hukuku yönünden suç teşkil etmeyen “kusur” halinin, genel anlamda Medeni Hukuk yönünden sorumluluğu gerektirebileceği de açıktır.Bu nedenle; hukuk hakiminin “...kusur mevcut olup olmadığına ...” karar verebilmesi için ceza hükmü ile bağlı olmayacağı ilkesinin sebebi ortadadır.Bu ilkenin tabii sonucu olarak da, kusur derecesinin takdiri ve bundan doğacak “... zarar miktarının tayini...” hususlarında da hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmayacağı ilkesinin nedeni yasada kabul edildiği şekilde açıktır.
    Ne var ki; ceza mahkemesi kendine has usuli kurallar nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir.Bu nedenle, ceza mahkemesinde saptanacak maddi olayın yargısal bir kararla saptanmış olması gerçeğinin hukuk hakimini de bağlaması gerekir.Bu hal, Kamunun yargıya olan güveninin korunmasının bir gereği olduğu gibi, söz konusu Borçlar Kanununun 53. maddesinde öngörülen kuralında doğal bir sonucudur. Nitekim bu husus Yargıtayın yerleşmiş ve kökleşmiş görüşleri ile de kabul edilmiş bulunmaktadır.Şu halde, hukuk hakimi ceza mahkemesince saptanan maddi olaylarla bağlı olup, orada belirlenen kusur oranlarıyla bağlı değildir.
    Mahkemece, yapılması gereken, ceza dosyasının celbi ile, cezalandırılmasına karar verilen kişiler hakkında herhalde bir miktar kusur verilmesi gereği gözetilmek suretiyle, kusur oran ve aidiyeti yönünden iş sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişiler kurulu aracılığı ile yeniden kusur incelemesi yaptırılarak, varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir
    2- İş Kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerini gösteren tablolara göre; hak sahiplerinin 29.04.2007 tarihinden itibaren gelire girdikleri; 01.05.2007 tarihten itibaren, 506 sayılı Yasanın 92. maddesi gözetilerek işlem yapılmış olduğu görülmektedir.
    İş kazası nedeniyle gelire giren sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin tespiti kapsamında; bağlanan gelirlerin Peşin Sermaye Değeri
    Hesap Tablosunda 506 sayılı Yasanın 92.maddesi gereğince mahsup işlemi yapıldığı, mahsubu yapılan bu gelirlerin içerisinde artışlarda bulunduğundan; anılan madde gereği, ilk peşin değerli gelirden bu maddeye göre düşülen miktarlar da gözetilmek suretiyle, her bir hak sahibine bağlanan gelirlerin ayrı ayrı ilk peşin değerinin belirlenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular birlikte gözetilerek, yapılacak araştırma sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum ve davalı şirket avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi