Esas No: 2022/7353
Karar No: 2022/8113
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7353 Esas 2022/8113 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7353 E. , 2022/8113 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 25.06.2007-08.02.2016 tarihleri arasında 30.09.2008-15.12.2009 tarihlerindeki askerlik süresi hariç olmak üzere davalı işveren işyerinde imalat makinesi operatörü olarak kesintisiz şekilde çalıştığını, son aylık ücretinin net 2.100,00 TL olduğunu, ancak gerçek ücretin Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediğini, fesih gününde davalının işçilere fazla çalışma ücretlerini aldıklarına dair belge ve bordro imzalatmak istediğini, fazla çalışma alacağı ödenmediği hâlde belge imzalatılmasının yanlış olduğunu, kaldı ki gerçek ücretinin bordroda gösterilmemesi ve primlerinin asgari ücret üzerinden yatırılmasının da kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle davalının bu kanunsuz talebini yerine getiremeyeceklerini belirterek davacı ve arkadaşlarının bu evrakı imzalamadıklarını, davalının bu isteğini tüm işyeri çalışanlarına ilettiğini, ancak hiçbir işçi tarafından kabul edilmediğini, bu kez isteğini kabul etmeyen işçileri bir araya topladığını ve hazırlanmış ibranameyi imzalayanların çalışabileceğini söylediğini, imzalamayanların ise işyerini hemen terk etmesini istediğini, davacı ve arkadaşlarının evrakı imzalamaması üzerine işten çıkartıldıklarını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacı ve arkadaşlarına ibraname imzalatılmasının söz konusu olmadığını, zira çalışma devam ederken alınan ibranamelerin geçersiz olduğunun bilindiğini, bu nedenle böyle bir zorlama yapılmadığını, davacı ve arkadaşlarının 08.02.2016 tarihinde iş kıyafetlerini giydikten sonra topluca zam talebinde bulunduklarını, işverence bu talebin kabul edilmemesi üzerine işbaşı yapmadıklarını, diğer işçilerin de çalışmalarına engel olduklarını, saat 16.00'ya kadar bu direnişlerini sürdürdüklerini, saat 16.00'da topluca işyerini terk ettiklerini, olayın kamera kayıtları ile sabit olduğunu, bunun üzerine işverenin olayı tutanakla tespit ettirdikten sonra davacı ve arkadaşlarının iş sözleşmelerinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (h) alt bendi gereğince haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.12.2017 tarihli ve 2016/138 Esas, 2017/1145 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 14.11.2019 tarihli ve 2018/570 Esas, 2019/2783 Karar sayılı kararıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 04.02.2021 tarihli ve 2020/1244 Esas, 2021/3642 Karar sayılı ilâmıyla davacı temyizi yönünden, reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar karar tarihi itibari ile temyiz kesinlik sınırı kapsamında kaldığı için temyiz isteminin reddine karar verilmiş; davalı temyizi yönünden ise davacının 2012, 2014 ve 2015 yıllarına ait yıllık izinlerini kullanmak istediğine dair üç adet imzalı yıllık izin talep dilekçesi bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince yıllık izin talep formu niteliğinde olan ve içeriğinden izin tarihinden önce düzenlendiği anlaşılan belgelerin iznin kullandığını ispatlamadığı gerekçesiyle bu belgelere itibar edilemeyeceğinin belirtildiği, Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü, hâkimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunduğu göz önüne alınarak davacının 7 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmaması hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacıya dosya içerisindeki yıllık izin talep dilekçeleri gösterilerek talep edilen tarihlerde yıllık izin kullanıp kullanmadığı sorularak netleştirilmesi, ayrıca izin talep dilekçesi bulunmayan yıllarda yıllık izin kullanılıp kullanılmadığı ve yıllık izin kullanılmış ise kaç gün kullanıldığı hususunda davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi, ayrıca İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, belirtilen izin talep dilekçeleri dikkate alınmadan davacının hiç izin kullanmadığının kabulü ile izin alacağı hesaplanmış olmasına rağmen; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunu belirten Bölge Adliye Mahkemesi kararında, davacının 2012, 2014, 2015 yıllarında toplam 56 gün izin kullandığı tespit edilmek ve kullanılan izin süreleri davacının toplam izin hakkından mahsup edilmek suretiyle hesaplama yapıldığının belirtilmesinin de çelişkili olduğu ve maddi hataya dayandığı gerekçeleriyle karar bozulmuş ve dava dosyasının kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı ve davacı asılın isticvap beyanı doğrultusunda yıllık izinlerin hiç kullanmadığının kabulüyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının 7 yıl boyunca hiç izin kullanmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek Mahkemeden "07.09.2012, 04.09.2014, 27.07.2015 tarihlerinde izin kullanılmış olduğunun kabulüne karar verilmesini mahkeme aksi kanaateyse yemin teklif edilmesini" talep ettiklerini ancak Mahkemenin yemin delilini kullandırmadığını ve gerekçeli kararda da neden reddettiğine ilişkin bir açıklama yapılmadığını, Mahkemenin bozma sonrasında yeterli araştırma yapmadığını ve tüm delilleri toplamadığını beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasında, davacının çalışma süresi boyunca yıllık izin kullanıp kullanmadığı, davalının yemin deliline dayanıp dayanamayacağı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 4857 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi ve devamı maddeleri.
2.6100 sayılı Kanun'un 31 ve 194 üncü maddeleri ile 225 inci maddesi ve devamı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Uyulan bozma karara gereğince tesis edilen İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ilâmı ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Yemin, 6100 sayılı Kanun’un 225 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun'un 225 inci maddesine göre yeminin konusunu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalar teşkil eder. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar, bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller ve yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak konular yemin konusu olamaz.
3. Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf da yemin teklif edebilir. Yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez. Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır. Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır.
4. Somut olayda, davalı taraf cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmış, bozma sonrası 25.03.2022 tarihli celsede davacıya yemin teklifinde bulunmuştur. Ancak Mahkemece aynı celsede "bozma ilamı doğrultusunda davacının beyanı alınıp, imzası alnıdığından ayrıca aynı hususta bu aşamada yemin teklifine yer olmadığına " karar verilerek davalı tarafın yemin delili dikkate alınmamıştır. Bu hâlde yukarıdaki esaslar çerçevesinde yemin delili değerlendirildikten sonra yıllık izin alacağının hüküm altına alınması gerekirken bu hususun gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.