22. Hukuk Dairesi 2014/31452 E. , 2014/36764 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2014
NUMARASI : 2013/681-2014/293
Hüküm süresi içinde davalı Sağlık Bakanlığı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının Sağlık Bakanlığına bağlı Devlet Hastanesinde alt işvenlerin işçisi olarak çalıştığını, Türkiye Sağlık İşçisi Sendikası üyesi olduğunu, iş sözleşmesinin feshi üzerine açılan işe iade davasında, işe iade kararı verildiğini, kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, kanuni süresi içinde davalı şirket ve Sağlık Bakanlığı Devlet Hastanesine başvurulduğunu, davalı şirketin 28.03.2013 tarihli yazısında davacının şirketin İstanbul adresinde üç gün içinde işe başlamasının istendiğinin belirtildiğini, bu davetin samimi olmadığını ve fiilen imkânsız olduğunu, davacının Vakıfkebir"de olduğunu ve İstanbul"a gitmesinin mümkün olmadığının şirkete bildirildiğini, tüm başvurulara rağmen davacının bir aylık kanuni süre içerisinde işe başlatılmadığını iddia ederek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ve diğer haklarının faizleri ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı Bakanlık vekili, husumet itirazında bulunarak, davalı şirketin davacının işe başlamasını talep ettiğini, ancak şirketin İstanbul"da olması sebebiyle davacının işe başlamadığını, bu sebeple taleplerinin haksız olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, işe iade talebinin şirkete ulaşmasından sonra, işçilerin mağdur olmaması için İstanbul"daki işyerinde çalıştırılabileceğinin bildirildiğini, işçilerin tekrar hastane bünyesinde çalıştırılmaları için başhekimlikle görülmüşsede netice alınamadığını, davacı yanca işe davetin samimi olmadığı belirtilmişsede şirketin hastane bünyesinde işe alamaması sebebiyle davacının hastanede çalışmaya devam etmesinin sağlanamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, işe iade davasında verilen işe iade kararının Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiği, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu, alacaklardan birlikte sorumluluklarının bulunduğu gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı Sağlık Bakanlığı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşe iade davası sonunda işçinin başvurusuna rağmen, işverenin işe başlatmamasına bağlı olarak işe başlatmama tazminatına hak kazanılıp kazanılmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur.
İşveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun"un 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve şartları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir.
İşverenin, işçinin işe başlama isteğinin kabul edildiğini bir ay içinde işçiye bildirmesi gerekir. İşverenin işe davete dair beyanının ciddi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez.
İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır.
Dosya içeriğinden, davacının, davalılar aleyhine açtığı işe iade davasında, Vakıfkehir Asliye Hukuk Mahkemesince verilen işe iade kararının Dairemizce onanarak kesinleştiği, davacının kanuni süresi içinde davalılardan işe başlama talebinde bulunduğu, davalı Bakanlığın davacıyı davalı şirkete yönlendirdiği, davalı şirketçe, kanuni süresi içinde davacının işe başlama talebi kabul edilerek, İ. Mahallesi E.Ü.Caddesi C. Ant. No: .. A.İ. adresindeki şirket merkezinde üç gün içinde ise haşlamasının talep edildiği, davacının, T. V."de ikamet ettiğini, işverenin, aynı belediye sınırları bir tarafa İstanbulda işe başlaması için yaptığı davetin iyi niyetli olmadığını, aynı ilçe sınırları içinde çalıştırılacak bir işyerinin olmamasının işe iadenin fiilen mümkün olmadığı anlamına geldiğini ve davacının işe başlatılmamış olduğunu işverene bildirdiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davalı alt işveren şirket, T. V. ilçesinde bulunan hastanede yeni dönemde ihalenin alınmadığını, bu sebeple İ.daki şirket merkezinde işe başlaması gerektiğini davacıya bildirmiş olup, alt işverenin İstanbul dışında, V. ilçesine yakın başka işyeri olup olmadığı araştırılarak, olmadığının tesbiti halinde, işverence başka bir işyerinde işe başlatma imkanı bulunmadığından, işe başlatma davetinde samimi olmadığından bahsedilemeyeceğinden, işe başlatmama tazminatının reddine karar verilmesi, V. ilçesine yakın başka iş yerinin varolduğunun tesbiti halinde ise şimdiki gibi bu talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Kabule görede, kıdem tazminatına, davacının işe başlama talebinden sonra işe başlatılmayarak feshin kesinleştiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, geçersiz sayılan ilk fesih tarihinden dört ay sonraki tarihten itibaren faize hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 24.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.