Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/29323
Karar No: 2014/36776

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/29323 Esas 2014/36776 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2014/29323 E.  ,  2014/36776 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 17. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 15/07/2014
    NUMARASI : 2010/368-2014/536

    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    I. Asıl Dava:
    Davacı vekili, müvekkilinin 1989 yılından 2010 yılı Şubat ayına kadar davalı belediyede çevre ve temizlik işlerinde işçi olarak çalıştığını, çalışmaya bağlı ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklı haklarının kendisine ödenmediğini iddia ederek fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, kıdem zammı, ücret, ikramiye işlemiş faiz, kıdem tazminatı işlemiş faiz, gece zammı, giyim yardımı, yemek yardımı, vardiya zammı yakacak yardımı, yol yardımı alacaklarının temerrüt tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı belediyeden tahsilini istemiştir.
    II. Birleşen Dava:
    Davacı vekili, asıl davada talep edilmeyen bazı alacaklar bulunduğunu ifade ederek hafta tatili ve akdi tatil işlemiş faiz alacağı, taşıt yardımı faiz alacağı, ulusal bayram ve genel tatil işlemiş faiz alacağı, yakacak yardımı faiz alacağı, vardiya zammı işlemiş faiz alacağı, giyim yardımı faiz alacağı, eksik ödenen promosyon alacağı, iş güvencesi tazminatı, boşta geçen süre ücreti, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının en yüksek işletme kredisi faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının taleplerinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının taleplerinde kısmen haklı olduğu ve alacakları bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacının gece zammına hak kazanıp kazanamayacağı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Uyuşmazlık dönemindeki toplu iş sözleşmelerinde; vardiyalı çalıştırılan işçilere %25 oranında vardiya zammı ödeneceği, vardiya zammı alanların ise %30 oranında olan gece zammını alamayacakları hüküm altına alınmıştır. Somut olayda bilirkişice davacı iddiası ve tanık beyanlarına göre 2007 yılı Şubata kadar vardiyalı çalışıldığı belirtilerek bu dönem için vardiya zammı hesaplanmış ve yapılan ödemeler düşülmüştür. Bununla birlikte fiilen vardiya zammı alınmayan dönem için gece zammı hesaplandığı görülmektedir. Oysa toplu iş sözleşmesi hükmünden de anlaşılacağa üzere gece zammı vardiya zammından yararlanmayan ve gece çalışmak durumunda olan işçiler için öngörülmüştür. Burada önemli olan vardiya zammına hak kazanma olup, fiilen vardiya zammının ödenip ödenmemesi önem arz etmez. Dolayısıyla vardiya zammına hak kazanılmasına rağmen fiilen ödenmemesi sebebiyle gece zammı hesaplanması isabetsizdir.
    3-Bilindiği üzere Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre; fazla çalışmanın tanıkla ispat edilmesi durumunda hesaplanan fazla çalışma ücretinden makul bir takdiri indirim yapılmalıdır.
    Somut olayda bilirkişice hesaba esas alınan puantajlar çalışılan günleri göstermekte olup ayrıca gün içindeki çalışma saatlerini göstermemektedir. Gün içindeki çalışma ise tanık beyanlarına göre belirlenip davacının fazla çalışma ücreti tespit edilmiştir. Bu itibarla hesaplanan fazla çalışma ücretinden makul ve münasip bir oranda takdiri indirim yapılması gerekirken bunun yapılmaması doğru olmamıştır.
    4-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda işlemiş faizlere ilişkin talepler hesaplanırken dikkate alınan oranların nasıl elde edildiği anlaşılamamaktadır. Bu noktada bilirkişi raporu denetime elverişli değildir. Dosya kapsamında bankalardan alınmış bilgi ya da veriler bulunmamaktadır. Kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
    5-Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde ise mahkeme kararında nelerin yer alması gerektiği açıklanmıştır. Buna göre; “Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
    a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
    b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
    c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
    ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
    d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
    e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
    Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
    Somut olayda asıl dava ve birleşen dava hakkında tek bir hüküm kurularak karar verilmiştir. Oysa asıl dava ve birleşen dava ayrı dava olma vasıflarını koruduklarından bu davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalıdır. Bunun yapılmayarak yukarıda değinilen 297. maddeye aykırı davranılması da hatalıdır.
    6-Nihayet davalı belediye 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesi kapsamında yer alan ve harçtan muaf olan kurumlardan değildir. Bu sebeple davalı belediyenin harçtan muaf olduğuna dair hüküm kurulması da yerinde değildir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi