Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6814
Karar No: 2022/9581
Karar Tarihi: 24.11.2022

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/6814 Esas 2022/9581 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı kadın, tapu iptali ve tescil isteğiyle dava açmıştır. Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı hakları doğar. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır. Tasfiye alacaklısı ayrık durumlar hariç ayni hak isteğinde bulunamaz, ancak borçlu eş isterse, tasfiyesine ilişkin dava sonuçlanıncaya kadar borcunu ayın olarak ödemeyi kabul edebilir. Kararda, tapu iptal-tescil isteğine ilişkin olarak açıklanan bu kuralın istisnaları 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 226/2. maddesinde (alacaklı eşin tasfiyeye konu paylı malda... yararını kanıtlaması) ve 240. maddesinde (aile konutu veya eşyanın söz konusu olması) tahdidi olarak belirtilmiştir. Tarafların alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince, gerekçeli karar hakkının yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtildi. Kararda, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması; açıklık, dar görünüş, hukuki nedenleri belirtme ve usulüne uygun hüküm kurma zorunluluğuna aykırı olduğu ifade edilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu madde 226/3, madde 227/1, madde 231 ve madde 236/1; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu maddeleri 297, 298/2.
2. Hukuk Dairesi         2022/6814 E.  ,  2022/9581 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın ve davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Davacı kadının tapu iptali ve tescil isteğine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
    Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 tarihli 8/7 sayılı YİBK, 4721 Sayılı TMK mad.227/1, 231 ve 236/1). TMK'nin 239/1. fıkrasında; "Katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. maddede ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır. Başka bir anlatımla, tasfiye alacaklısı ayrık durumlar hariç ayni hak isteğinde bulunamaz, ancak borçlu eş isterse, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava sonuçlanıncaya kadar borcunu ayın olarak ödemeyi kabul edebilir.
    Açıklanan bu kuralın istisnaları 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 226/2. maddesinde (alacaklı eşin tasfiyeye konu paylı malda ... yararını kanıtlaması) ve 240. maddesinde (aile konutu veya eşyanın söz konusu olması) tahdidi olarak belirtilmiştir. Temyize konu davadaki somut olayda, açıklanan istisnai durumlar mevcut değildir.
    O halde, mahkemece, tapu iptal ve tescil talebinin yukarıda açıklanan gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi doğru değil ise de, karar sonuç itibariyle doğru olup bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçenin değiştirilerek ve düzeltilerek onamasına karar vermek gerekmiştir (HMK mad. 370/2).
    2- Tarafların alacağa yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
    a) ... yargılanma hakkı Anayasamızın 36/1. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenmiş olup, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bazı kararları ile Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruya ilişkin bazı kararlarında gerekçeli karar hakkının ... yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasa'nın 141/3. maddesine göre, bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. ... yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK'de de yer verilmiştir. HMK'nin 297. maddesine göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK'nin 298/2. maddesinde ise gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz hükmü mevcuttur.
    HGK'nin 24.02.2010 tarihli ve 2010/1-86 Esas, 2010/108 Karar sayılı kararında da "Yasa'nın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur." hususlarına yer verilmiştir.
    Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması; yukarıda açıklanan ve Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı, ... yargılanma hakkı prensibine ve kararların gerekçeli olması gerektiğine dair Anayasa ve yasa hükümlerine de açıkça aykırı olacaktır.
    Somut olayda, mahkemece kararın gerekçesinde ‘hakkaniyet gereği katkı payı oranın %20, taşınmazın dava tarihindeki değerinin 171.122,00 TL ve katkı payı alacağının 35.000,00 olduğu’ belirtildiği halde hüküm fıkrasında ‘Davaya konu taşınmazdan kaynaklı katkı payı alacağı talebinin KISMEN KABULÜ ile 35.000 TL katkı payı alacağının dava tarihi olan 21/02/2011, geri kalan 28.000 TL sinin ise karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya yönelik talebin REDDİNE,’ karar verilmek suretiyle, hem gerekçenin kendi içinde hem de gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır. O halde mahkemece, hem gerekçenin bütününde hem de hüküm ve gerekçe çelişkisi yaratılmadan, HMK'nin 297. maddesine uygun biçimde, gerekli unsurları içeren bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
    b) 6100 Sayılı HMK'nın 297/2 maddesine göre, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması zorunludur. Mahkemece, iki tane davalı bulunmasına rağmen alacağın hangi davalıdan tahsiline karar verildiği de anlaşılamamaktadır. O halde, mahkemece alacağın hangi davalıdan tahsiline karar verildiği açık ve anlaşılır şekilde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.a. ve 2.b. bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, tapu iptal-tescil isteğine ilişkin davada verilen hükmün ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple gerekçenin düzeltilerek ONANMASINA, bozma sebeplerine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 ... içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24.11.2022 (Per.)







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi