22. Hukuk Dairesi 2017/24884 E. , 2019/19216 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıların oluşturduğu adi ortaklığın yaptığı ... Ovası Sulama inşaat işinde 01/10/2011-12/06/2014 tarihleri arasında loder operatörü olarak çalıştığı, gece gündüz vardiyalarında fazla mesai çalışması yaptığı, hafta ve genel tatillerde çalıştığı iddiası ile kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalılar vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Somut olayda; mahkemece bordroların ihtirazi kayıtsız olduğu gerekçesiyle fazla mesai ücreti talebinin reddine karar verilmiş ise de davacı ve davalı tanık beyanlarına göre fazla mesai ücreti tahakkuk ettirilmeyen aylarda da davacının fazla mesai çalışması yaptığı anlaşıldığından bu aylar için fazla mesai ücreti hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır.
Öte yandan Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarından hareketle davacının haftada 12 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş, zamlı fazla mesai ücreti tahakkuk ettirildiği gerekçesiyle bordrolarda tahakkuk bulunan aylar dışlanarak hesaplama yapılmıştır. Ne var ki, örnekleme yolu ile ücret bordroları incelendiğinde işverence yapılan zamlı ödemenin eksik yapıldığı kanısına varılmıştır. Örneğin, 2012 yılı Temmuz ayına ait ücret bordrosunda 116 saat fazla çalışma için 667,13 TL tahakkuk yapıldığı, ancak bordrodaki ücrete göre 116 saat için ödenmesi gereken fazla çalışma ücretinin 742,40 TL olduğu belirlenmiştir. Nitekim aynı davalılara karşı Mahkemenin 2014/89 Esas sayılı dosyası ile açılan davada verilen kararın temyizi üzerine Dairemizin 2017/17703 esas sayılı dosyasından yapılan inceleme neticesinde de aynı husus bozma nedeni yapılmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece tahakkuk bulunduğu gerekçesiyle dışlanan aylara ait ücret bordroları tek tek incelettirilerek zamlı tahakkukun tam olarak yapılıp yapılmadığı belirlenmeli, varsa eksik ödemelerin hüküm altına alınması gerekir.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.