Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3926
Karar No: 2019/11208
Karar Tarihi: 21.05.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/3926 Esas 2019/11208 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2019/3926 E.  ,  2019/11208 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 30/03/2014 tarihi itibarı ile tüm hak, alacak ve borçları ile davalı ... Başkanlığına bağlanan Karayılan Belediyesi"ne bağlı iş yerinde 26/05/2005 tarihinden itibaren alt işverenler nezdinde çalıştığını, iş aktinin 05/01/2011 tarihinde işin bitimi gerekçe gösterilerek haksız ve bildirimsiz feshedildiğini beyanla, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ücret alacakları ile kadrolu işçilerle aynı işte çalıştığı halde alt işveren işçisi olması nedeniyle eksik ödeme yapılmasından kaynaklı olarak eşit işe eşit ücret ilkesi gereğince fark ücret alacaklarına hükmedilmesini, talep etmiştir.
    Davalıların Cevabının Özeti:
    Davalı davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Dairemizin 20/03/2018 tarihli ilamı ile davalı ile alt işverenler arasında muvaaza olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre bir karar erilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuş, bozmaya uyulmasına karar verilen mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe :
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
    Fazla çalışma, ulusal bayram genel tatili ve hafta tatilinde çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Çalışma düzenin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı, ulusal bayram genel tatili ile hafta tatilinde çalışma yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatili ve hafta tatili ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
    Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatili ile hafta tatili alacaklarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Somut olayda, davacının Karayılan Belediye Başkanlığı’nda çalıştığı, ilgili Belediyenin kapatılması üzerine tüm hak ve borçları ile davalı ...’na bağlandığı anlaşılmıştır. Mahkemece; davacının fazla mesai alacaklarının hesaplanmasında, davacı tanık beyanlarının esas alındığı bilirkişi raporu hükme esas alınarak taleplerin kabul edildiği anlaşılmaktadır.
    Bu dava ile aynı dönemlerde açılan bir çok işçilik alacağına ilişkin dava olduğu, dosyaların birçoğunda hesaplamalarının tespitinde yeterli bir araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır. Aynı dönem açılan farklı meslek ve görevde çalışmış olan kapatılan Belediye işçilerinin davalarında hep aynı tanıkların dinlendikleri, beyanlarında davacının Karayılan Belediyesinde alt işveren işçisi olarak çalıştığı ifade edilmekle birlikte hangi dönemlerde ne iş yaptığı, hangi birimde çalıştığı açıklanmamıştır. Bu tanıkların tüm dava açan işçilerin tamamının görev yerlerini çalışma gün ve saatleri itibariyle çalışma düzenlerini hesaplamaya esas alacak kadar bilmeleri hayatın olağan akışına aykırıdır. Hesaplamaya esas alınan tanık beyanlarının, davacının mesleği, belediyenin ilgili alandaki hacmi, bu beyanların belediye iş yükü ve ihtiyacına uygunluğu araştırılmamıştır. Belediyenin malzeme, araç ile aynı alanda çalışan personel sayısı da dosya kapsamı itibariyle tespit edilememektedir. Mahkemece; gerekli araştırmalar yapılarak; davacının, özellikle ve öncelikle çalışma sisteminin yukarıda belirtilen yazılı kriterler doğrultusunda belirlenip, davacı taleplerinin neticeye göre yeniden ve her dosya için ayrı ayrı olmak üzere değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Davacının kapatılan belediye çalışanı olduğu da gözetildiğinde, dinlenen tanıkların davacı ile aynı belediye bünyesinde, özellikle de; aynı meslek ve aynı çalışma düzeninde çalışmalarının olup olmadığının belirlenmesi ve iş bu tanıkların hizmet sürelerinin davacı ile aynı dönemi kapsayıp kapsamadığı da, davacının taleplerinin ispatı noktasında önem arz etmektedir. Bu durumda yukarıda belirtilen yapılması gerekli araştırmaların yanında yine; tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları süreler ile bağlı kalınmak suretiyle; davacının fazla çalışma alacağı konusunda bir değerlendirme yapılarak karar verilmelidir. Zira tanıklar ancak kendi çalışma dönemlerindeki çalışma düzeni, ile ilgili bilgi sahibi olabilirler ve tanıklıklarına ancak kendi çalışma dönemleri ile sınırlı olarak itibar edilebilir.
    Talep edilen fazla mesai alacağının yukarıdaki yazılı niteliklere göre belirlenirken tanıkların davalı aleyhine dava açma durumu, dava sebebi ile menfaat ortaklıkları, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususlarınında ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim söz konusu alacaklarda ispat yükümlüsü davacıdır.
    3-Dosyada hükme esas alınan raporu tanzim eden bilirkişi, davacı işçi vekili olarak yer almış ve bilirkişilik yaptığı benzer başka dosyalarda bu durum bozma sebebi yapılmıştır. Buna göre, bilirkişinin tarafsızlığı ilkesi ile çelişen bir olgu ortaya çıkmış olup, Mahkemece diğer mahkemelerde de davalı ... aleyhine davası olmayan davanın taraflarıyla ilişkisi bulunmayan yeni bir bilirkişi seçilerek yukarıda belirlenen kriterler ayrıntılı araştırılıp açıklığa kavuşturulduktan sonra bu ilkeler doğrultusunda ayrıntılı ve denetime elverişli yeni bir rapor alınması gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetli değildir.
    Yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı, Mahkemece eksik inceleme, araştırma ve değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 21/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi